Genç Erkeklere Testis Kanseri Uyarısı

Genç Erkeklere Testis Kanseri Uyarısı

Antalya’da düzenlenen 12’nci Üroonkoloji Kongresi’nde Üroonkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Sümer Baltacı, “Mesane tümörlerinde bazı mesleklerde daha çok görülüyor. Boya, kimya gibi kimyasal alanlarda çalışanlarda sık görülebilir” dedi.

Üroonkoloji Kongresi’nin 12’ncisi Antalya’nın Belek bölgesinde başladı.

Üroonkoloji Derneği tarafından düzenlenen ve 750’yi aşkın katılımcının takip ettiği kongrede; Türkiye’den 56, yurtdışından 15’e yakın davetli yabancı konuşmacı ve 33 oturum başkanının görev aldığı oturumlarda yeni gelişmeler katılımcılarla paylaşıldı.

Prostat kanseri gelişimine yol açan sebeplerin tam olarak bilinmediğinin belirtildiği kongrede prostat kanserine yakalanma riskinin sigara içenler, tarım ilacına maruz kalan çiftçiler, pil imalatında çalışanlar, kaynak yaparken metal kadmiyuma maruz kalan işçilerde yüksek olduğu ifade edildi. 12. Üroonkoloji Kongresi Başkanı Prof. Dr. Çağ Çal, idrar yapma ile yakınmalar başta prostatın iyi huylu büyümesi olmak üzere pek çok başka hastalıkta da görülebildiği belirtilirken aynı şikayetlerin başka hastalıkların habercisi olabileceği için uzman hekimlere muayene edilmesinin önemi vurguladı. Geç dönem prostat kanseri hastalarında halsizlik, iştahsızlık, hastalığın kemiklere yayılması nedeniyle sırt, kalça veya bacak ağrıları öncelikli yakınmalardan olabileceğini belirten Çal, belirtileri hisseden hastaların uzman hekimlere başvurmasının gerektiğini söyledi.



MESANE TÜMÖRLERİNİN SIK GÖRÜLDÜĞÜ MESLEKLER

Üroonkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Sümer Baltacı da mesane kanserinin önemine değinen bir konuşma yaptı. Sigaranın mesane kanserinin yüzde 50 nedenlerin başında yer aldığını belirten Prof. Baltacı, mesane kanserinin dünya da kanserler içerisinde sıklık açısından 9’ncu sırada yer aldığını söyledi.

Hastalığın yılda 50 bin insanın ölümüne yol açtığını da belirten Baltacı, “Mesane tümörlerinde bazı mesleklerde daha çok görülüyor. Boya, kimya gibi kimyasal alanlarda çalışanlarda sık görülebilir. 60 yaş üzerinde görülen bir tümör ama genç yaşta görülenlerde var. İdrarda kanama oluyor. Sıklıkla ağrı olmaksızın olan kanamalar bunu gösterebilir. Gözle görülen kanamaların yanı sıra mikroskobik kanamalarda bu kanserin habercisi olabilir. Tanısı konulduktan sonra bununla ilgili cerrahi işlemler başlıyor. Kapalı ameliyatla idrar deliğinden girerek tedavi edilebilir. Kasa geçmemiş ve geçmiş gibi ikiye ayrılır. Kasa geçmemiş olanlarda yüksek risk oluşturulanları düşündüğümüzde belirli bir süreden sonra tekrar ameliyata alabiliyoruz. Mesaneyi çıkardığımızda bağırsaktan yapılan yeni bir mesane ile yeniden idrar çıkarımı sağlanabilir” dedi.

“TESTİS KANSERİ GENÇ ERKEKLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜYOR”

Üroonkoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Güven Aslan, testis kanserinin sıklıkla genç erkeklerde görüldüğünü belirterek erken tanıyla tedavinin yüzde 100 başarıya ulaştığını söyledi.

Özellikle genç erkeklerin kendi kendini muayenesine değinen Prof. Aslan, “Testis kanseri genç yaşta sıkça görülen bir kanser türüdür. Erken tanıyla yüzde 100 tedavi edilebilir. Rutin check-uplarda görülmeden gözden kaçabilen bir hastalıktır. Genç erkeklerin farkındalığının artması lazım. Kişiler kendilerini muayene ederek teşhisleri yaygınlaştırabilir” dedi.

İnmemiş testis şikayetlerinden genelde anne babaların tedirgin olduğunu belirten Aslan şöyle konuştu: “İnmemiş testi öyküsü bebeklerin bir ya da iki testisinin yukarıda olması anne babaları tedirgin edebilir ama daha önceleri bu tür öyküsü olan kişiler riski yüksek yaşayan gruptur. Bunun bir risk faktörü olduğunu ve kontrollerinin yapılması gerektiğini vurguluyoruz. Meme kanserinde de kendini muayene gibi durumlar ve testislerde de bu değerlendirmeler yapılabilir. Genital bölgedeki her türlü görünüm şişlik ve sertlik gibi durumlarda hekime başvurulmalıdır. Böyle olunca daha komplike tedavi yerine daha basit ve organ koruyucu tedavi şekilleri uygulayabiliriz. Erken yakalanırsa yüzde 100 başarı sağlanır ve hastayı daha az etkileyen tedavilerle sorunu çözebiliriz” dedi.

“BÖBREK KANSERİ GENELDE 50 YAŞ ÜZERİNDE GÖRÜLÜYOR”

Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Talha Müezzinoğlu böbrek kanseri erken tanı konulduğunda tedavisi mümkün olan ama geç kalındığında ise ölüme yol açan sinsi bir kanser türü olduğunu söyledi.

Ölüm oranına da değinen Müezzinoğlu Avrupa’da her yıl yaklaşık 90 bin yeni böbrek kanser tanısının konulduğunu ve yaklaşık 35 bin kişinin bu hastalıktan hayatı kaybettiğini söyledi.

Böbrek kanserini saptanan kanserli kitleyi dışarı çıkarmak suretiyle tedavi ettiklerine değinen Prof. Müezzinoğlu, erken tanının hayat kurtardığını söyledi.

Hastalığın genelde 50 yaş üzerinde görüldüğüne de değinen Müezzinoğlu, “Yalvarıyorum kanserden korkmayın geç kalmaktan korkun. 1-2 cm iken tedavi etmek mümkün ancak bu boyutları aştığında tedavi olma şansı azalıyor. Şakası olmayan bir hastalıktır. 50 yaş üzerinde böbrek kanseri görülüyor. Sigaranın bırakılma kampanyası iyi bir adım oldu. Salıklı beslenme de bunun gibi bir kampanya olursa iyi olacaktır. Böbrek kanserinde risk faktörleri arasında bir sigara, iki obezite. Sigara içip kilo alıyorsanız intihar ediyorsunuz demektir” dedi.

Bilinçsiz ilaç kullanımına da değinen Prof. Müezzinoğlu, Türk toplumunun canı sıkıldıkça ilaç içen bir toplum olduğunu ve bilinçsizce ilaç kullanımının da böbrek tahribatına neden olduğunu ifade ederek gerekmedikçe ilaç kullanılmamasının gerektiğini söyledi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile