Kurultay'ın sonuç bildirgesi okunmadan önce bir konuşma yapan Karaman Belediye Başkanı Dr. Kâmil Uğurlu, 10 yıl çeşitli üniversitelerde öğretim görevlisi olarak çalıştığını söyledi. "En huzurlu günlerim bu günlerdi" diyen Uğurlu, konuşmasında şunları kaydetti:
"Siz üniversite öğrencileri karşısında çok mutluyum. Karaman çok özel bir yer. Abartmadan söylüyorum ki yer yüzünde Türkçe'nin en güzel konuşulduğu yer Karaman. Rahmetli Ziya Gökalp ile aynı düşüncede değilim. Türkçeye örnek olacak ve konuşulması gereken Türkçe'nin İstanbul Türkçe'si olduğunu asla düşünmüyorum. İstanbul Türkçesini abartılı buluyorum. İstanbul Türkçesinde harflerin, seslerin farklı şekilde söylendiğini düşünüyorum."
En güzel Türkçe'nin Karaman'da konuşulduğunu söyleyen Başkan Uğurlu, ilde konuşulan Türkçe'yi rahatlıkla herkesin anlayabildiğini kaydetti. Uğurlu, "Alışverişe çıktığınız zaman bunu görmüşsünüzdür. Biz sizleri Karaman'da ağırlamaktan çok mutlu olduk. Pırıl, pırıl gençlerimiz olarak dilimize sahip çıkabileceğinizi bizlere gösterdiniz. Çok mutlu olduk sevindik. İnşallah seneye bu kurultayı daha da genişleterek Türkçe Konuşan ülkelerin üniversitelerinden de gençleri sizlerle birlikte ağırlayacağız. Seneye tekrar görüşmek üzere sizlere teşekkür ediyorum. Gittiğiniz yerlerde Karaman'ı anlatın. Bizim ve dilimizin elçisi olun." dedi.
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. İdris Nebi Uysal da kurultay süresince yapılan konuşma ve görüşmelerden çıkan sonuçlara göre kurultay sonuç bildirisini okudu. Kurultay sonuç bildirisi şöyle:
1- Gençlik, Türkçe'nin sorunlarına duyarsız değildir. Burada toplanan bu topluluk, toplumda dil bilincini kökleştirmek ve bunu tüm gençlere göstermek amacıyla burada toplanmıştır.
2- Dilin gelişmesi, ona gereken değerlerin verilmesiyle mümkün olacaktır. Hiç bir dil kendiliğinden gelişemez, zenginleşemez. Dolayısıyla yaşı, işi, makamı ne olursa olsun herkes Türk diline hak ettiği değeri vermelidir.
3- Kitle iletişim araçları, geniş kitlelere ulaştığı için doğru dilin kullanımında ve öğretilmesinde önemli bir etkiye sahiptir. Basın-yayın organlarına düşen görev; sorumlu yayıncılık anlayışı çerçevesinde Türkçe'ye gereken önemi vermek, Türkçe'nin doğru kullanılmasında öncü ve rehber olmaktır.
4- Radyo ve televizyon programlarında Türkçe'yi doğru ve güzel kullanan konuklara yer verilmesi, toplumda var olması arzu edilen dil bilincinin oluşmasında etkili olacaktır. Yalnız izlenme kaygısı taşımak ve bu amaca yönelik yayınları yapmak, toplum acısından zararlı olduğu kadar sağlıklı dil gelişimi bakımından da olumsuz sonuçlar doğuracaktır.
5- RTÜK Basın-yayın-yayım organları üzerindeki dil denetimini daha sıkı yapmalı, bu konuda daha aktif olmalı, caydırıcı önlemler almak konusunda kararlı bir tutum sergilemelidir.
6- Geleceğin dünyasında yabancı dil bilmenin, hatta birden fazla dil bilmenin önemi yadsınamaz. Ancak bu durum, ana dilimize duyulan sevgi ve saygıyı azaltmadan gerçekleştirilmelidir.
7- Türkçe, güçlü ve zengin bir dildir. Türkçe'nin bilim dili olma konusunda diğer dillerden bir eksiği yoktur. Sorun, bu hususta yeterli bilincin olmayışıdır.
8- Dil sorununun çözümü ailede başlayan, okul ortamlarında devam eden ve sabır isteyen bir süreçtir. Sürecin olumlu sonuçlanması, toplumda dil bilincinin yaygınlaşması ile sağlanacaktır.
9- Türk Dil Kurumu, yabancı kelimelere karşılık bulma ve karşılıkların toplumla paylaşılması konularında daha aktif ve hızlı bir tutum sergilemelidir.
Gençliğin Türkçe Kurultayı, 29 üniversiteden gelen temsilcilerin kürsüde hatıra fotoğrafı çektirmesiyle sona erdi.



















