Genel Başkan Kılıçdaroğlu'un Açıklaması

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de toplu davalarla ''bir sürek avı başlatıldığını ileri sürerek, ''Ava çıkmışlar mübarek. Nerede beğenmedikleri, muhalif birisini görseler yakala, içeriye at'' dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, medyanın özgür olmadığı eleştirisinde bulundu.

''Onların tek bir özgürlük alanı var, CHP'yi eleştirmek'' diyen Kılıçdaroğlu, iktidarın toplumun tüm kesimlerini sessizleştirdiğini ileri sürdü. Böyle bir ortamda CHP'ye her zamankinden daha büyük görev düştüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, özgürlüğün, demokrasinin olmadığı ortamda hiçbir alanda gelişme kaydedilemeyeceğini söyledi.

''Ülkenin iyi yönetilemediğini, demokrasinin ayaklar altından kayıp gittiğini'' savunan Kılıçdaroğlu, ülke tarihinde ilk kez bir başbakanın demokrasiden şikayet ettiğini, ancak buna tepki vermesi gereken üniversite, sivil toplum örgütleri gibi kesimlerin sessiz kaldığını vurguladı. Kılıçdaroğlu, ''Beyefendi başkanlık sistemi istiyor. Ne demek o başkanlık sistemi onu bildiğini sanmıyorum. Ama onun anladığı başkanlık sistemi şu; 'ben başbakanken hangi yetkilere sahipsem, cumhurbaşkanıyken de aynı yetkilere sahip olayım'. İstediği bu. Sen isteyebilirsin ama bu halk bunu sana vermeyecek'' diye konuştu.

Türkiye'nin her alanda gerilediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, uluslararası endekslerden rakamlar verdi. Bu rakamlara göre Türkiye'nin adalet politikalarında 56. sıradan 83 sıraya gerilediğini ifade eden Kılıçdardoğlu, adaletin önemini vurguladı.

Mevlana'nın, Konfüçyüs'ün, Yusuf Has Hacip'in adaletin önemine ilişkin sözlerinden örnekler veren Kılıçdaroğlu, ''Geldiğimiz şu noktaya bakın. Türkiye'de adalet vardır diyebiliyor muyuz-'' diye sordu.

-''O HSYK üyeleri orada oturdukları sürece adalet gelmez''

Adaletin üç önemli ayağının savcı, yargıç ve avukatlar olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, yargıçların siyasi otoritenin emrine sokulduğunu iddia etti. Gazeteci Saygı Öztürk'ün Balyoz Davası'na ilişkin bugünkü yazısına değinen Kılıçdaroğlu, ''O Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri orada oturdukları sürece bu ülkeye adalet gelmez. Adaleti çiğnemişlerdir'' dedi.

İddia makamını da Hükümetin eline geçtiğini savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

''Ama çözemedikleri bir şey vardı; avukatlar. Çünkü avukatları kontrol edemiyorlar. Şimdi ne yaptılar- Avukatlara operasyon düzenlediler. Operasyon yapıyorlar, avukatların sabah evlerini, bürolarını basıyorlar. Türkiye bir hukuk devleti olmak zorunda, hukukun üstünlüğüne inanmak zorunda.''

Kılıçdaroğlu, gerek iç hukukta gerekse uluslararası hukukta yargı mensupları için özel düzenlemeler olduğunu hatırlatarak, düzenlenen operasyonlarda bu kurallara uyulmadığını savundu. Avukatların savcı dahi olmadan evlerinden, bürolarından alındığını, mahkemelere getirilip, tutuklandıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Onun için özgürlük isteyen, adalet isteyen her yurttaşın mutlaka ve mutlaka bu olaylar karşısında duyarlı olması gerekiyor. Duyarlılığımızı korumak, tepki vermek zorundayız'' dedi.

-''hocalar öğrencilerin yüzüne nasıl bakıyorlar-''

Özellikle hukuk fakültelerinin yaşananlara sessiz kalmasını eleştiren Kılıçdaroğlu, ''Ben merak ediyorum, hukuk fakültelerinde o ders veren hocalar öğrencilerin yüzüne nasıl bakıyorlar acaba- O öğrencilere hukuku nasıl anlatıyorlar-'' diye sordu.

Savcı olmadan, kapılar kırılarak içeri girildiğini ve avukatların gözaltına alındığını iddia eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

''Neymiş- Kaçarlarmış bunlar. Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı yurtdışındaymış, arandığını duyunca binmiş uçağa gelmiş. Onlar sizden daha yurtseverdir Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Unutma bunu. Toplu davalarda Türkiye'de bir sürek avı başlattılar. Ava çıkmışlar mübarek. Nerede beğenmedikleri, muhalif birisini görseler yakala, içeriye at. Böyle demokrasi mi olur-''

Hükümetin kendisini, Türkiye'de yaşanan olumsuzlukları ortaya koyduğu için eleştirdiğini, ancak bunların gerçekler olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Gerçekler acıdır. Recep Bey de bu gerçekleri kabul edecek. Dünya görüyor bütün bunları. Dünyaya da duyuracağız bunları. Kenan Evren bile bunları yapmadı. Hiçbir askeri yönetimde olmadı. İlk kez yargı ayaklar altına alındı'' değerlendirmesinde bulundu.

-''Baharın gelmesini engelleyemezsiniz''-

İktidarın işine geldiği gibi uygulamalar gerçekleştirdiğini, Almanya'daki Deniz Feneri e.V. bağlantılı davada bugün yaşananların, tersi bir durumu ortaya koyduğunu savunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

''Yolsuzluk mu yaptın, kul hakkı mı yedin, fakir fukarayı mı soydun- Arkanda Recep Bey var. Rahat yap, huzur içinde yap, istediğin kadar çalabilirsin, istediğin kadar götürebilirsin. Sana yargıç, dokunamaz, sana savcı dokunamaz seni kimse gözaltına alamaz. Tam tersine sana dokunan savcıyı da yargıya çıkarırlar. Geldiğimiz nokta bu, adalet bu işte. O adalet adı altında, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na, kendilerine yüksek adı verilen kuruma söylüyorum; yeriniz yüksekte değil. Adalet açısından sizin yeriniz maalesef çukurda.''

Kılıçdaroğlu, terör örgütü DHKP-C'ye yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan avukatların faili meçhuller, cezaevlerindeki haksız uygulamalar ile karakollardaki kötü muamele davalarına bakan avukatlar olduğunu ifade etti.

Türkiye'de insan hakları savunucularının gözaltına alındığını, hukukun çiğnendiğinin uluslararası örgütlerce tespit edildiğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Ama ne yaparsanız yapın, çiçekleri ne kadar koparırsanız koparın, baharın gelmesini engelleyemezsiniz'' dedi.



-''Kibre bak sen''-

Kılıçdaroğlu, CHP'nin bir dilekçe ile kurulmuş bir parti olmadığını, köklerinde Anadolu uygarlığı, bağımsızlık hareketi ve Kuvay-i Milliye ruhunun bulunduğunu söyledi.

Bugün gelinen noktada toplumun tüm kesimlerinin sıkıntı içinde olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Atama bekleyen öğretmen, 'atamayı yapın' diyor. Kibre bakın siz, ' o oy senin olsun' diyor. Sonrada da diyeceğiz ki 'Kibir şeytanda vardır' diyeceğiz. Ben söylemiyorum, o söylüyor. O zaman kendine dön bir bak'' ifadelerini kullandı.

CHP'nin kimseyi ötekileştirmediğini, herkesle beraber yola çıktığını anlatan Kılıçdaroğlu, ''Soruyorlar bize 'siz ulusalcı mısınız, sosyal demokrat mısınız-' Cehaletin bu kadarına ilk kez tanık oluyorum. Bizim altı okumuzdan birisi milliyetçilik, Türkçesi de ulusalcılık. Elbette milliyetçiyiz, elbette ulusalcıyız'' diye konuştu.

CHP'nin ulusalcılığının kafa tasçılık değil, ülkesini ve halkını sevmek olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ''Biz ulusalcıyız ama aynı zamanda sosyal demokratız biz. Çünkü bizim siyaset anlayışımızın odağında insan var. Ben sana bir soru sorayım, hangi ülkeni taşeronluğunu yapıyorsun-'' dedi.

Kılıçdaroğlu, CHP'nin düşmana saygı duyan bir anlayıştan geldiğini de belirterek, ''Mustafa Kemal Atatürk İzmir'e girdiğinde Yunan bayrağını ayaklarının saltına sermişlerdi. 'O bir ulusun onurudur, kaldırın buradan' dedi.

Dolayısıyla 'Kurtuluş Savaşı sırasında etnik temizlik yaptık' diye bir düşünce asla ve asla kabul edilemez'' değerlendirmesinde bulundu.

Sosyal demokrat bir parti olarak bütün kimliklere, inançlara saygılı olduklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, CHP'de yer alacak herkesin bu gerçeği bilmesi gerektiğini söyledi.



Kılıçdaroğlu, grup toplantısı sonrasında gazetecilerin sorusu üzerine, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ile görüşeceğini söyledi.

Muhabir: Seval Güler

Yayıncı: Kudret Topçu
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile