AK Parti'nin 4. Olağan Büyük Kongresi'nde, katılanlara seslenmek üzere sloganlar ve alkışlar arasında podyuma çıkan Erdoğan, konuşmasına Sezai Karakoç'un, ''Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine'' şiirinden bir bölüm okuyarak başladı.
Erdoğan, ''Sevgili, en sevgili, ey sevgili,
Uzatma dünya sürgünümü benim,
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
Sevgili, en sevgili, ey sevgili.'' dizelerini okudu.
Erdoğan'ın şiiri okuduğu sırada, salondaki bazı partililerin gözyaşlarını tutamadıkları görüldü.
Şiiri okurken Erdoğan da duygulandı.
-''Nefes alıp veren her kardeşimi selamlıyorum''-
Salonda, Türkiye'nin 7 coğrafi bölgesinden, 81 ilinden tüm renklerin, çiçeklerin, 75 milyonun bulunduğunu söyleyen Erdoğan, bu salonda Ortadoğu'dan Balkanlar'a, Kuzey Afrika'dan, Asya'ya, büyük bir kardeşlik ve dostluğun bir arada olduğunu kaydetti.
Dünyanın kalbinin de salonda attığını ifade eden Erdoğan, salondaki heyecanla, tüm Türkiye'yi, 75 milyon aziz milleti en kalbi duygularıyla selamladığını dile getirdi.
Erdoğan, ''Edirne'nin Meriç ilçesi Akıncılar köyünden, Kars'ın Digor ilçesi Uzunkaya köyüne, Muğla'nın Datça ilçesi Cumali köyünden Hakkari'nin Şemdinli ilçesi Yaylapınar köyüne kadar, Sinop'tan İçel'e, Van'dan İzmir'e kadar bu aziz vatan toprağı üzerinde nefes alıp veren her bir kardeşimi gönülden selamlıyorum'' diye konuştu.
Bakü, Lefkoşa, Saraybosna, Üsküp, Gümülcine, Süleymaniye, Kabil, İslamabad, Darüsselam, Mogadişu, Kahire, Gazze ve Ramallah'a selam gönderdiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bugün buradan, Suriye'nin bütün kahramanlarını saygıyla selamlıyorum. Dera'ya, İdlip'e, Rakka'ya, Halep'e, Şam'a, orada bağımsızlık mücadelesi veren, insanlık mücadelesi veren kardeşlerime yürekten selam gönderiyorum. Bu muhteşem salondan, insanlığa bir anıt gibi yükselen Kudüs'ü hasretle selamlıyorum. Bu muhteşem salondan, sevgililer sevgilisinin şehri Medine'yi, kıblemiz Mekke'yi hürmetle selamlıyorum. Avustralya'dan Brezilya'ya, Japonya'dan Kanada'ya kadar yeryüzündeki tüm dost başkentlere, tüm dost halka, Türkiye'nin dostluk, kardeşlik, dayanışma mesajlarını iletiyorum.''
Başbakan Erdoğan, kongreye katılarak heyecanlarını ve coşkularını paylaşan yabancı ülke konuklarını tek tek selamlayarak, teşekkür etti.
-''Necip Fazıl'ın, Nazım Hikmet'in, Sezai Karakoç'un dizelerinin aktığı çeşme''-
Konuşmasına ceketini çıkararak devam eden Erdoğan, AK Parti teşkilatında görev yapmış, ancak ahirete intikal etmiş kardeşlerini rahmetle ve minnet yad ettiğini belirtti.
Kadın kollarını selamladığını ifade eden Erdoğan, ''Terken Hatun'un, Nilüfer Hatun'un, Hayme Ana'nın, Nene Hatun'un ve Halime Çavuş'un yol arkadaşları, gönüldaşları, onlar kadar yürekleri millet sevdasıyla çarpan hanım kardeşlerimi selamlıyorum'' dedi.
Kadın kollarının, Anadolu'yu, Trakya'yı bir anne şefkati ve hanım nezaketiyle adeta bir oya, bir nakış gibi işlediğini anlatan Erdoğan, kadın kolları üyelerinin kapı kapı dolaşarak fakir fukaranın, garip gurebanın dertleriyle hemhal olduklarını söyledi.
Gençleri unutmanın da mümkün olmadığını dile getiren Erdoğan, daha yola çıkarken gençlere büyük bir itimatla bağlandığını vurguladı. Yola çıkarken, Arif Nihat Asya'nın ''Fetih Marşı'' şiirinden dizelerle seslendiğini hatırlatan Erdoğan, ''Sizlerle gurur duyuyoruz. Bu hareket, en çok sizlerin omuzlarında yükseldi gençler. Dava taşını gediğine sizler koydunuz. Genç yaşınıza rağmen, binbir başlı kartalı sizler taşıdınız. Sizlere her zaman inandım, her zaman güvendim. Çünkü sizler, kökü mazide olan atinin mensuplarısınız'' diye konuştu.
Gençlerin, Ahmet Yesevi'nin öğütlerinin, Hacı Bektaşı Veli ve Hacı Bayramı Veli'nin tavsiyelerinin, Şeyh Edebali, Akşemseddin, Molla Gürani, Türkçe'nin sultanı Yunus Emre, Kürtçe'nin Sultanı Ahmedi Hani ve gönüllerin sultanı Mevlana Celaleddin Rumi'nin satırlarının aktığı bir çeşmeden beslendiğini belirten Erdoğan, ''Siz, Fuzuli'nin, Mehmet Akif'in, Necip Fazıl'ın, Nazım Hikmet'in, Sezai Karakoç'un dizelerinin aktığı o çeşmelerden gönül dünyanızı beslediniz'' dedi.
-Şehitlere ve gazilere selam-
''Sınır karakollarında gözünü değil, gönlünü namlunun ucuna koyarak vatanının nöbetini tutarak genç Mehmedleri, Mehmetçikleri, askerimizi, polisimizi, özellikle selamlıyorum'' diyen Erdoğan, Saraybosna, Kosova, Lübnan ve Afganistan'da Türkiye'nin mertliğinin, yiğitliğinin, kadirşinaslığının, barışa olan sevdasının neferleri olan Mehmedleri selamladığını ifade etti.
Nurlarıyla geleceği, ışıklarıyla yolu aydınlatan tüm şehitleri ve gazileri de selamladığını, onlara minnet hissiyatını ifade etmekte kelimelerin kifayetsiz kaldığını dile getiren Erdoğan, Mehmet Akif'in ''Çanakkale Şehitlerine'' şiirinden dizeler okudu.
Tüm şehitlerin eli öpülesi anne ve babalarını da selamladığını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
''Şehitlerimizin tüm annelerine, babalarına, şehitlerimizin geride kalanlarına diyorum ki o şehitler kanlarıyla vatan toprağını sulayıncaya kadar sizlerin yavrularıydı. Onlar şimdi bizim yavrularımız. Onlar şimdi bu milletin evlatları. Buradan bir kez daha söz veriyorum, şehitlerimizin hatırasını asla yere düşürmeyeceğiz. Şehitlerimiz karşısında asla mahcup olmayacağız. Şehitlerimizden aldığımız mirası, onlardan devraldığımız emaneti namusumuz, şerefimiz onurumuz bilecek, şehitlerimizin yüzüsuyu hürmetine, canımız pahasına, vatan için, millet için çalışmaya devam edeceğiz.''
Muhabir: Ekip
Yayıncı: Selçuk Aval
Genel Başkan ve Başbakan Erdoğan'ın Açıklaması
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''O şehitler, kanları ile vatan toprağını sulayıncaya kadar sizin yavrularınızdı. Onlar şimdi bizim yavrularımız. Onlar şimdi bu milletin evlatları. Buradan bir kez daha söz veriyorum. Şehitlerimizin hatırasını asla yere düşürmeyeceğiz. Şehitlerimiz karşısında asla mahcup olmayacağız'' dedi.