Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Radyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arzu Serpil Arslan, ailesinde meme kanseri saptanan kadınlarda tarama çalışmalarının daha erken yaşta başlatılması gerektiğini belirterek, 'Örneğin, annesi 43 yaşında meme kanseri olmuş bir kadında, 33-35 yaşlarında mamografiyla taramaya başlanmalı.' dedi.
Arslan, yaptığı açıklamada, Türkiye'de en sık şekilde erkeklerde akciğer, kadınlarda ise meme kanserinin görüldüğünü, meme kanserine her 8 kadından birinde rastlandığını söyledi.
Meme kanserinde her kadının risk altında olduğunu vurgulayan Arzu Serpil Arslan, birinci derece yakınlarında meme kanseri görülen kadınların ve çocukluk çağında herhangi bir nedenle göğüs bölgesine radyoterapi tedavisi uygulanan kadınlarda riskin arttığını dile getirdi.
Prof. Dr. Arslan, 40 yaşından sonra her kadına yılda bir kez mamografiyle tarama önerildiğini belirterek, şunları kaydetti:
'Ailesinde meme kanseri saptanmış kadınlarda tarama daha erken başlamalı. Örneğin, annesi 43 yaşında meme kanseri olmuş bir kadında, 33-35 yaşlarında mamografiyle taramaya başlanmalı. Ancak 30 yaş altında mamografiyle tarama önermiyoruz. Meme kanseri taraması mamografi ile yapılır. Ne yazık ki zaman zaman 'mamografide hastaya X-ışını verildiği için zararlıdır, ultrason ile tarama daha güvenilir' gibi yanlış ifadeler duyuyoruz. Ultrason ile meme kanseri taraması yapılmaz. Tarama mamografi ile yapılır, mamografi görüntülerini değerlendiren radyolog gerek görürse ultrasonu da ekler. Ancak tek başına ultrason yetersizdir.'
Genetik Faktörler Meme Kanserinde Riski Arttırıyor
KOÜ Radyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arslan:'Ailesinde meme kanseri saptanmış kadınlarda tarama daha erken başlamalı. Örneğin, annesi 43 yaşında meme kanseri olmuş bir kadında, 3335 yaşlarında mamografiyle taramaya başlanmalı'
