Gündemdışı konuşmalardan sonra söz alan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, olaylarda ana caddelerdeki MOBESE kameralarının niye devre dışı bırakıldığını sordu. İçişleri Bakanı Muammer Güler, "Tahrip olduğu için" yanıtını verdi.
Tanal, Güler'e, "Yalan söylüyorsunuz. Çapulcu dediniz, ben de o çapulculardan biriyim. Siz halkı bugüne kadar aldattınız. Esad zalim, zulüm yapıyor dediniz, aynısını siz yapıyorsunuz. Siz zalim, diktatörsünüz" diye tepki gösterdi.
AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, sataşma gerekçesiyle Tanal'a, "Zalim, diktatör arıyorsanız geçmişinize bakın. Geçmişinizi de geçtim, şu anda yaptığınıza bakın" diye yanıt verdi.
Aydın, AK Parti'nin demokrasi anlayışı olmasaydı, bu eylemlerin de gerçekleşemeyeceğini belirterek, eylemler yapılıyor, kişiler özgürce haklarını savunuyorsa, bunun AK Parti'nin demokrasi anlayışı sayesinde olduğunu söyledi.
Aydın,"Sağduyu diyorsanız, sizde sağduyunun neresi var? Bir kaç ölü çıksa da rant elde etsek diyorsunuz, yazık değil mi bu millete? Sosyal medyada, yalan yanlış bilgilerle halkı tahrik eden sizler değil misiniz?" diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan da Aydın'a, "Sayın Aydın, siz burada laf yetiştirirken dün gece bir gencin, Hatay'da Abdullah'ın ölüm haberi geldi. Çok gençti, hayatının baharını bile görememişti. Bunun sorumlusu kim, sorguladınız mı? Başbakanınız, Reyhanlı'dan sonra kaçtığı gibi niye kaçtı, polislere bunların işini bitirin emrini verip neden kaçtı, neden her sıkıştığında kaçıyor? O bizim çocuklarımız, gençlerimiz olan polisleri, nasıl genç kadınların yüzüne gaz boca eder hale getirdiniz. Diktatör mü arıyorsunuz; siz bizi 1930'larda yönetseydiniz, inanın sayenizde biz birer kalıp sabun haline gelirdik" diye karşılık verdi.
-"Güç zehirlenmesi"-
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de demokrasinin, sivil toplum anlamına geldiğini dile getirdi. Hamzaçebi, sözlerini,"Demokrasiyi, sadece seçimlerde alınan oy oranına dayalı meşruiyet anlayışına indirgerseniz demokrasiden uzaklaşırsınız. Maalesef, 11 yılın sonunda Erdoğan hükümeti, meşruiyet anlayışını değiştirdi. Sürekli seçimlerde alınan oy oranını söyleyerek, 'ben herşeyi yapmaya muktedirim' şeklinde demokrasi anlayışını sergiliyor. Gezi Parkı ile başlayan, ülkeye yayılan olayların temel nedeni, Sayın Erdoğan'ın, bireyin özel yaşam alanına, özgürlüklerine müdahale eden, herşeyi ben belirlerim anlayışına sahip demokrasi anlayışıdır. Sayın Başbakan ile Türkiye demokrasiden uzaklaşmakta, otoriter rejime gitmektedir. Başbakan, güç zehirlenmesine uğradı, birisi ona zehirlendiğini söylemeli" diye sürdürdü.
Ahmet Aydın, yeniden sataşma gerekçesiyle kürsüye çıkarak, "10,5 yıl önce kılık kıyafate müdahale eden biz miydik, sizin zihniyetiniz miydi?" diye sordu. Aydın, ikna odalarını kaldırdıklarını belirterek, herkesin, istediği şekilde giyinebileceğini dile getirdi. Aydın, "Biz başkalarına müdahe etmedik, etmeyeceğiz ama başkalarını da bir başkasına müdahale ettirmeyiz. Herkes bu ülkede birinci sınıf vatandaştır, herkesin hukukunun teminatı AK Parti hükümetidir" görüşünü dile getirdi.
Karşılıklı laf atmaların sürmesi üzerine TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, birleşime ara verdi.
Gezi Parkı'ndaki olaylar Meclis gündeminde
TBMM - Taksim Gezi Parkı ile başlayan ve daha sonra diğer illerede de yansıyan olaylar, Meclis Genel Kurulu'nda tartışma konusu oldu.