Eker, Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Bölümü açılışında, bir gazetecinin Kürt sorununda yeni bir konsept gelişiyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz-'' sorusu üzerine ''Buna yeni strateji demek ne kadar doğru. Bu bir süreç zaten'' diyerek, 2005 yılında başbakan tarafından Kürt sorununun tarif edilip çözümüne dönük adımlar atıldığından bu yana bir sürecin yaşandığını söyledi.
Barış içinde Türkiye'yi daha çok demokratikleştirmek, sivilleştirmek yoluyla, yasal düzenlemelerle, uygulamalarla, yeni projelerle bu sorunu çözmeye çalıştıklarını kaydeden Eker, sorunun kendinden beslenen bir anlayış ve zihniyetinin bulunduğunu, sorunun büyümesinde politik çıkarları olan kesimler, terör örgütü ve bazen birtakım politik yapılanmalar gibi kesimlerin bulunduğunu bildirdi.
Onların bunu sabote ettiğini, barış içinde çözüm geliştirilmesini istemeyenlerin bunu sürekli her aşamada, ne zaman olumlu bir adım atılsa bunu sabote ettiklerini anlatan Eker, ya mayın döşediklerini ya bomba attıklarını ya da kurşun sıktıklarını vurguladı.
-''Bu sorun hepimizin sorunu''
Her sevinç nöbetinde ve atılan önemli adımda kendilerinin umuda sarıldıkça onların da umutsuzluğu pompaladığını ifade eden Eker, şöyle dedi:
''Bu süreç bu şekilde devam ediyor. Biz şunu söylüyoruz. Elbette muhatap vatandaşlarımız bütün Türkiye'deki Kürt vatandaşlarımız, hatta bütün Türkiye Cumhuriyeti'ndeki vatandaşlarımız, sadece Kürtler de değil. Bu sorun hepimizin sorunu, tek başına Kürtlerin sorunu değil. Tek başına hükümetin sorunu da değil. Bütün 74 milyonun sorunu. Hepimiz bundan etkileniyoruz. Bu nedenle bu sorunu çözme konusunda terör boyutuyla elbette ki onun diliyle mücadele etmemiz gerekiyor. Kurşun sıkıyorsa, bomba atıyorsa yapacağınız bir şey yok. Onla mücadele edeceksiniz. Ama muhatap Kürt vatandaşlarımız, sivil kuruluşlarımız olsun. Meşru taleplerle ilgili bunlarla da müzakere etmek suretiyle çözüm geliştirilip işte karşı karşıya kalınan zaman içinde ortaya çıkan bazen sıkıntılar, engeller, dar sokaklar, zor zamanlar oralarda da acaba birlikte çözüm nasıl sağlarız, nasıl geliştiririz- Yapılan bu. Sayın başbakanımız da bunu söyledi.
''
-''Siyasetin kendini inkarıdır''
''BDP açıklamasında çözümü İmralı ve Kandil olarak gösterdi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz-'' sorusuna da Eker, bunun aslında siyasetin kendini inkar etmesi olduğunu dile getirdi.
Eker, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Dünyanın neresinde görülmüş, oy almış bir siyasi parti, milletvekili seçilmiş, mecliste grubu var. Biz diyoruz ki yani 'Sizinle konuşalım', o diyor ki 'Benimle konuşmayın, gidin orayla konuşun'. Yani böyle bir şey olabilir mi- Bu siyasetin kendi kendini inkarıdır. Kendi varlığını, fonksiyonunu bir manada görmemesidir ya da görmek istememesidir. Veya bunu bir şekilde ipotek etmiş olmasıdır. O da doğru değil. Biz her şeye rağmen gerçekten müzakere etmek suretiyle sıkıntıları sorunları nasıl aşarız. En azından daha çok kan dökülmesin diye nasıl adımlar atılır, nasıl gelişme sağlanır, vatandaşlarımızın huzur ve barışı nasıl sağlanır- Ekonomik kalkınma, işsizlik, yatırımlarla, şehrin güzelleştirilmesi ile ilgili birçok proje uygulanıyor. Ama hepsi ile ilgili dönüp dolaşıp geliyorsunuz bir yerde karşınıza bu sorunun yakıcı tarafı geliyor. Dün şehitler vardı burada. Önceki gün bizim il başkanlığımıza bomba atıldı. Camlarda kurşun delikleri. Allah'tan o sırada çok fazla kalabalık yoktu. Kalabalık olsa can kayıpları olurdu. Bugün silahlı terör olaylarıyla mücadele elbette ki olacak, olmak zorunda. Başka bir çözüm yok. Ama diğer kesimlerle de sorunun çözümlenmesi... Birtakım hukuk alanında atılacak adımlar ve yasal düzenlemeler var. Bunların hepsi bir mutabakat, uzlaşma, müşterek zeminde buluşmak suretiyle olacak.''
''Sorunun çözümüyle ilgili BDP'lilerle görüştünüz mü- Görüşmelerde sizin de isminiz geçti'' sorusuna Eker, sözü edilen görüşmenin hangisi olduğunu gerçekten bilmediğini ama milletvekilleri, toplum kesimleri, vatandaşlarla müzakere etmeyi, konuşmayı bu işin çözümünde gerçekte bir araç olarak gördüklerini belirtti.
-Türk'e yönelik darp-
Mardin bağımsız Milletvekili Ahmet Türk'e yönelik darp konusunda da Eker, ''Bir milletvekiline yumruk atılması hiçbir şekilde tasvip edilecek bir şey değil'' diyerek, ancak herkesin sorumlulukla hareket etmesi gerektiğini söyledi.
''Nevruz bayramını 'Biz bunu farklı zamanlarda kutlayacağız. Bunu işte bir eyleme dönüştüreceğiz'. Biliyoruz ki birtakım provokasyonlar var'' diyen Eker, kalabalığın içerisine karışıp orada silah sıkanların olduğunu, bu tür olayları bekleyen, bunun üzerinden nemalanmayı, karışıklık çıkarmayı bekleyen çevreler ve unsurların bulunduğunu belirtti.
Kimsenin buna alet olmaması gerektiğini dile getiren Eker, ''Yani biz demokratik bir hak kullanacağız. Tamam güzel, kutlansın. Geçmişte 21 Mart'ta yapıldı. Hiç bir şey de olmadı. Sorun yaşanmadı. İlla 'Biz bunu başka günlerde başka başka yerlerde kutlayacağız, bunu eyleme dönüştüreceğiz' derseniz provokatörlere imkan tanıyacak şekilde yapılsa, bu da sorumlu davranış olmaz'' diye konuştu.
Türk'e geçmiş olsun dileklerini ileten Eker, olaya çok üzüldüğünü, çok yanlış bir şey olduğunu, bir milletvekilinin dayak yemesinin hoş karşılanacak bir şey olmadığını ifade etti.
Eker, herkesin sorumlulukla davranması gerektiğini, bundan sonra üzücü olayların yaşanmamasını dilediğini de sözlerine ekledi .
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker Açıklaması
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, ''Elbette muhatap vatandaşlarımız bütün Türkiye'deki Kürt vatandaşlarımız, hatta bütün Türkiye Cumhuriyeti'ndeki vatandaşlarımız, sadece Kürtler de değil'' dedi.