Giyimde 600 yıllık Osmanlı modası

Giyimde 600 yıllık Osmanlı modası

600 yıllık bir tarihe damgasını vuran Osmanlı dönemi kadınının giysileri sergisi ilgi çekecek.


Bindallılar yerini beyaz gelinliğe bıraksa da, morundan kırmızısına, sarısından yeşiline albenili renkler, batının etkisiyle pastelleşse de 600 yıllık bir tarihe damgasını vuran Osmanlı dönemi kadınının giysileri, ''Dünya Kadınlar Günü'' kapsamında, Anadolu Ajansı'nın bir ''kültür hizmeti'' olarak fotoğraflandı.

Adana Kız Teknik Öğretim Olgunlaşma Enstitüsünün, yıllar süren emekle hazırlanan koleksiyonunda yer alan Osmanlı kadını giysilerinin, kentin doğal güzellikleri ve tarihi mekanlarında fotoğraflandığı ve ''Her Dem Sultan'' adını taşıyan sergi, 18 Mart Perşembe günü Seyhan Otel'de açılacak.

Giyinmenin sanat eserine dönüştüğü Osmanlı kadını giysileri, genlerinde aynı karakteri taşıyan günümüzün Türk kadınıyla da özdeşleşiyor. Bu görkemli giysiler, Osmanlı kadınının güçlü karakterine, sabrına ve otoriter kişiliğine ayna tutuyor.

İmparatorluk döneminde giyimiyle hep ön plana çıkan Osmanlı kadını, köyde, şehirde, evde, törende, çarşıda, pazarda, düğünde, davette ve sarayda kendi yarattıkları modayla adeta özdeşleşti.

19'ncu yüzyılın başlarında çoğunlukla mor ve bordo kadifeden yapılan, üzerine dival işi tekniğinde sırma ile çeşitli bitki motifleri işlenen ve ''bindallı'' adı verilen elbiseler, gelinlik ve tören kıyafeti olarak tercih edildi. Kırsal kesimde, aynı tarz işleme ve kumaşlar kullanılarak şalvar, ceket olarak giyildi. Giysinin aynı rengi ve işlemesine uygun olarak kumaş ya da deri ayakkabı ve çantalar ile ihtişamlı takılar kullanıldı.

Batılaşma modasının etkisiyle birlikte bu geleneksel giysiler yerini, ''tayyör'' diye tanımlanan uzun etek ve ceketten oluşan giysilere bıraktı. Taşlı, süslemeli keplerin, kalpakların yerini ''fötr'' diye tabir edilen şapkalar aldı. Giysilerdeki batılılaşma modası, ayakkabı modellerine de yansıdı.

MODA

Türk Dil Kurumunca yayınlanan Büyük Sözlük'teki tanımına göre, moda ''değişiklik gereksinimi veya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik'' demek. Ünlü İrlandalı yazar Oscar Wilde ise ''Moda denilen şey o kadar çirkindir ki onu her altı ayda bir değiştirirler'' diyor. Oysa, Osmanlı kadınının modası bu tanımların her ikisine de uymuyor. Çünkü, o, ne geçici yenilik, ne de çirkin şey.

Çünkü, bindallılar yerini beyaz gelinliğe bıraksa da, morundan kırmızısına, sarısından yeşiline albenili renkler, batının etkisiyle pastelleşse de Osmanlı kadınının giysileri Şehrazat'ın Şahdiyar'a anlattığı ''hiç bitmeyen binbir gece masalları'' gibi nesilden nesile aktarılıyor.

Günümüzün genç kızları da düğün törenlerinde beyaz gelinlikten vazgeçmeseler de, Osmanlı dönemindeki genç kızların hayallerini süsleyen ve o dönemin gelinliklerine verilen ad olan ''bindallı''yı çoğunlukla kına törenlerinde tercih ediyor. Kına gecesinde bindallı modası, özellikle Anadolu'da, her dönemde geçerliliğini koruyor.

YILLARA KAFA TUTUYOR, KISKANDIRIYOR

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında da her alanda kendini gösteren batı özentisine rağmen Osmanlı tarzı giysiler, geçen zaman içinde bu özentiye adeta kafa tutuyor. Günümüzde artık batılılar da bu giyim tarzına gıpta ile bakıyor. Türkiye'ye gelen yabancı konukların, olgunlaşma enstitülerinin düzenlediği Osmanlı giysileri defilesine duydukları hayranlık da bunu kanıtlıyor.

Sandıklarda saklı kalmayan bir kültür ürünü olan Osmanlı kadını giysileri, ihtişamı, asaleti, her santimetresinde kendini hissettiren el sanatıyla ''pastel'' renklerde yoğunlaşan Avrupalı kadınları haklı olarak kıskandırıyor.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, talimatıyla kurulan ve bugün Türkiye genelindeki sayıları 12'yi bulan enstitülerden biri olan Adana Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü İkbal Kalın'a göre ise, bu giysiler, giyinme amacıyla kesilip biçilmiş kumaş parçaları değil, tam anlamıyla sanat eseri. Çünkü, bu giysilerin her bir santimetresine nakış atmak, taşlarla süslemek haftaları, bazen ayları alıyor.

Adana'da, 1972'den beri faaliyet gösteren enstitünün, deneyimli hocaları ve öğrencilerinin yıllarca süren emeği sonucu hazırlanmış 300 parça Osmanlı giysisi koleksiyonu bulunuyor. Saraylının yanı sıra, kırsaldaki Osmanlı kadınının giysilerinin de yer aldığı bu koleksiyonda, yüzlerce şapka, kalpak ve Osmanlı kadını takısı da yer alıyor.

Enstitünün arşiv salonundaki bu giysiler, gelecek kuşaklara aktarılması için paha biçilmez bir mücevher gibi özenle korunuyor.

SERGİ

Adana Olgunlaşma Enstitüsünce, yıllar süren emekle hazırlanan koleksiyonda yer alan Osmanlı kadını giysileri, Anadolu Ajansı'nın bir kültür hizmeti olarak ''Dünya Kadınlar Günü'' etkinlikleri çerçevesinde fotoğraflandı.

AA Adana Bölge Müdürlüğü'nün Adana Olgunlaşma Enstitüsü işbirliğiyle düzenlediği ''Her Dem Sultan'' adlı fotoğraf sergisi, 18 Mart Perşembe günü saat 14.00'de Seyhan Otel'de açılacak. Sergi, ilk gün açılışının ardından bir hafta süreyle de MI Tepe Alışveriş Merkezi'nde sanatseverlerle buluşacak.

Osmanlı giysilerinin, Adana'nın tarihi değerleri ile doğal güzelliklerini yansıtan mekanlarda fotoğraflandığı sergide, sanat eseri bu giysilerin gelecek kuşaklara aktarımının yanı sıra, kentin tanıtımı da amaçlanıyor.

Sergide yer alan fotoğraflardan oluşan tanıtım kataloğu ise Türkçe ve İngilizce olarak hazırlandı. Sergide, AA Adana Bölge Müdürlüğü muhabirleri tarafından çekilen 31 fotoğraf yer alıyor.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile