Gösterilerin Hedefi 'Çözüm Süreci'

Irak ve Suriye'deki terör örgütü IŞİD tehdidi karşısında gelişen olaylar, bölgeyi olduğu kadar Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor. Uzmanlar, Kobani'deki IŞİD ilerleyişi nedeniyle bazı şehirlerde meydana gelen ve vandalizme varan eylemlerin, Türkiye'de devam eden Çözüm Süreci'ni hedef aldığına dikkati çekiyor.

IŞİD'in saldırıları bahane edilerek düzenlenen izinsiz gösterilerde, yaşamını yitirenlerin sayısı 25'e yükseldi. Konuyu AA muhabirine değerlendiren uzmanlar, gösterilerin hedefinde Çözüm Süreci'nin olduğuna vurgu yaptı.
Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Şahin, "Buradaki insanların sığındığı tek ülke Türkiye iken, nasıl Türkiye Kobani'ye yardım etmemekle suçlanabilir?" diyerek, bu yöndeki eleştirilerin haksızlığına işaret etti.
Şahin, "Çıkartılan sokak olayları, vandallık, şiddet ile PYD ve PKK başarısızlığının üzerini Türkiye'deki olaylarla örtmeye çalışıyor. Bu olayların en büyük sorumlusu HDP'dir" ifadesini kullandı.
TBMM'den geçen Irak ve Suriye tezkerelerine de değinen Şahin, "Yaşanan sokak olaylarının en büyük sorumlusu HDP'dir. Hem IŞİD'e karşı Türkiye'nin harekete geçmesini isteyeceksiniz, hem de tezkereye 'hayır' diyeceksiniz. Bu, siyasi hırsızlıktır" değerlendirmesini yaptı.
Siyaset bilimci ve tarihçi Ömer Turan ise Kobani'de yaşananların bahane edilerek çıkartılan olaylarda Çözüm Süreci'nin baltalanmak istendiğini vurguladı. Turan, son günlerde şiddete başvurarak çıkartılan sokak olaylarını değerlendirerek, "Asıl hedef: Çözüm Süreci'dir ancak son olaylarla birlikte sağduyulu Kürtler, neyin ne olduğunu anlamaya başladı" dedi.

"Türkiye'nin IŞİD'e destek verdiği ve Kobani'ye yardım etmediği" yönündeki iddiaların asılsız olduğunu belirten Turan, bu noktada HDP'nin de tıpkı CHP gibi sadece muhalefet yapmak için hükümetin karşısında tavır aldığını ve tezkereye "hayır" oyu verdiğini kaydetti.

Turan, şöyle konuştu:
"Yaklaşık 10 gün önce sınırdaydım. Kobani'den gelen yaralıları tedavi etmek için ambulanslar kapıda bekliyordu. Halka gıda yardımında bulunmak amacıyla da Kızılay tırları sınır kapısındaydı. Eğer Türkiye kapıyı kapatsa Kobani çoktan düşmüştü. Kobani'ye yapılan yardımların yüzlerce delili var ama IŞİD'e yardım edildiği iddialarının bir tane bile delili yok" değerlendirmesinde bulundu.

- "Sokağı kışkırtanlar 'hayır' oyu verenler"

Devlet erkanı ve siyasiler de IŞİD bahanesiyle yapılan gösterileri değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuya ilişkin "Sahnelenen bu oyunun, Çözüm Süreci'ni ve kadim kardeşliğimizi sabote etme amacını taşıdığı, Doğu ve Güneydoğu'daki huzur ortamını hedef aldığı da açıktır" ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Türkiye'yi içeride Kobani'ye müdahale etmemekle suçlayanların başka kapılar ardındaki taleplerinin farklı olduğunu belirterek "Bunu oylamaya da yansıttılar. Biz hükümet olarak Meclis'ten yetki aldık. Hayır oyu verenler bugün insanları sokağa çıkın diye kışkırtanlar" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise partisinin "şiddet kullanın" çağrısı yapmadığını savunarak, "Kobani'ye destek eylemleri devam etmeli, şiddet karşılıklı bir şekilde durmalı" çağrısı yaptı.

- Çözüm Süreci'nde kritik eşik

Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Başkanı Doç. Dr. Şaban Kardaş, IŞİD'in Suriye'de PYD ve PKK'yı zorlamasıyla adeta bir hırçınlığın ortaya çıktığını belirterek, "Kobani üzerine büyük bir mit ürettiler. Oluşturulan ve 'kanton' dedikleri yapılarla kendi kendilerini yönetebileceklerini düşündüler. Şu an yaratılan balon, adeta söndü" değerlendirmesinde bulundu.
Çözüm sürecinde kritik bir eşiğe gelindiğine dikkati çeken Kardaş, şiddet olayları yaratılarak, "Çözüm sürecinde beklediğimizi alamıyoruz, çekiliriz. Çekilirsek Türkiye'de de bu şiddet sarmalı oluşur" şeklinde bir mesaj verilmek istendiğini kaydetti.

Kardaş, son olaylarda HDP'nin de bir kez daha "arada sıkışmış" olarak kaldığını belirterek, "Şiddete çağrı yapmakla Kürt siyasetinin aktörlüğünü ele alamadığını gösterdi" dedi.


- "Yoğun dezenformasyon var"

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETAV) uzmanı Yunus Akbaba ise son bir aydır PKK tandanslı medya organlarında çok yoğun şekilde, "Türkiye'nin IŞİD'e yardım yaptığının" vurgulandığını ve bu şekilde kendi tabanını da bir dezenformasyona tabi tuttuğunu belirtti.

Bu yoğun denezformasyonun bir nevi "akıl tutulmasını" beraberinde getirdiğini kaydeden Akbaba, "Bir günde 6 ilde sokağa çıkma yasağı gibi radikal bir noktaya varan gelişmeler dizisini başka bir ruh haliyle anlatabilmek mümkün değil. Bu yüzden, bu tür medya kaynaklarından beslenen halk için ambulanslar da Suriyeli mültecilere yardım eden AFAD personeli de IŞİD'e hizmetin bir parçası olarak kodlanabiliyor. Bu noktada HDP'nin ivedilikle halkı sakinleştirecek açıklamalar yapması gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Akbaba, Suriye krizini Çözüm Süreci için bir pazarlık unsuruna dönüştürme çabasının "ne süreci başlatan ne de devamını sağlayan dinamiklerle örtüşmediğini" kaydederek, "Bütün dinamikleri Suriye'nin içinde bulunduğu açmazdan ve 4 yılı bulan vesayet savaşlarından alan Suriye ve Rojava meselesini, Türkiye merkezli bir sorun olarak kodlamanın rasyonel hiçbir açıklaması bulunmuyor" dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile