Öztekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mesleğini büyük bir aşkla yaptığını ifade ederek, "Bu kadar zaman, gramofonları sırtıma aldım. Hastalıklarına, sorunlarına, problemlerine çok dikkatli baktım. Onları bu günlere taşıdım" dedi.
Kendisine ''Gramofon Babası'' denmesinin, kaybedilen bir güzelliğin bu günlerde tanınması, anlaşılması için emek sarf etmesinden kaynaklandığını anlatan Öztekin, "Babamın yanında çırak olarak başladım bu işe. Gramofonlara hiç dokunmadan, yerden takımları parçaları toplayarak... Kıymetli bir aletti zamanında. Her evde olmazdı, her semtte olmazdı. Olan insan da parmakla gösterilirdi. Sadece seyrederdik" şeklinde konuştu.
Artık usta-çırak ilişkisinin kalmadığını dile getiren Öztekin, ''Bu çok üzücü bir şey. Çırağın olmadığı yerde usta da olmaz. Benim yetiştirdiğim iki çırak var. Feyz verdiğim insanlar ve yetiştirdiğim koleksiyoncular var" dedi.
Bir dönem herkesin gramofondan kurtulmak için çaba sarf ettiğini anlatan Öztekin, şöyle devam etti:
"Pikaplar gelmiş, makara teypler ve kaset çalarlar gelmiş, gramofonun modası geçmiş, atılmış çatılara bodrumlara… Şimdiki kuşağa bakıyorsun, antikacıları, eskicileri arayıp bir plak bir gramofon bulma çabası içerisinde. Naçizane fikrim, gramofona ilgi duyan kesimin benim gibi yaşlı olması gerekir ki; onunla anısı vardır, hatıraları vardır. Tam tersine 40 yaşın altında genç bir jenerasyon ilgi alanı içerisinde."
Mehmet Öztekin, CD ve DVD'lere göre gramofondan daha doğal bir ses geldiğini ve ilginin bir nedeninin de bundan kaynaklandığını düşündüğünü ifade ederek, "Ses sanatçısı olmak başka şeydir. Aletlerin karşısında sesi değiştirerek CD, DVD yapmak başka şeydir. Bugün Hamiyet Yüceses, Münir Nurettin, Zeki Müren, Mualla Mukadder, Safiye Ayla, Müzeyyen Senar... Artık bir daha gelmesi mümkün olmayan, Allah tarafından seçilmiş insanlardır. En kötüsü de bu kaliteyi talep edecek toplum kalitesi düşmüştür. Toplum neyi talep ediyorsa arz da o yönde gelişiyor. Ben bunun çok mücadelesini verdim" değerlendirmesinde bulundu.
Gramofonları, çok dikkatli, uzun süre çalışacak şekilde yaptığını anlatan Öztekin, "Çünkü o plakları çaldığın sürece günümüzde gelişen teknolojiye karşı bu gelişmemiş, doğal, karışıksız, temiz teknoloji mukayese edilebilsin'' dedi.
Öztekin, gramofon edinmek isteyenlere öncelikle iyi bir araştırma yapmaları tavsiyesinde bulundu.
Öte yandan, dükkanın müşterilerinden Engin Akgüloğlu, gramofona hevesinin küçük yaşlarda başladığını ve dedesinden kalma bir gramofon sahibi olduğunu anlatarak, ''Mehmet Bey'e zor imkanlarla geldik. Kırmadı, tamir etti elimizdeki gramofonu. Ben gramofonu orijinal zannediyordum ama buradakiler kadar değilmiş. Yine de kulağımızı çınlatması bizim için yeterli olacak'' dedi.
Gramofonla 60 Yıl
Tarihi Kapalıçarşı'da "Gramofon Babası" olarak tanınan 74 yaşındaki Mehmet Öztekin, gramofonları bu günlere taşıyor. Gramofonlara adeta hayatını adayan Öztekin, 60 yıla yakın süredir gramofon tutkunlarına Kapalıçarşı'da hizmet vermeyi sürdürüyor.