Zonguldak'ın Kilimli Beldesi Merkez Karadon Camisi'nde şehit maden mühendisi Koray Kebapçı(28) ve Sadık Kocakaya(27) için cenaze töreni düzenlendi. Cenaze aracıyla cami avlusuna getirilen maden mühendisi Kebapçı'nın Türk bayrağına sarılı tabutu musalla taşına konuldu. Genç madencinin tabutunun üzerine bir dönem futbol oynadığı Karadonspor'un forması serildi. Ayakta durmakta güçlük çeken baba Turan Kebapçı ve yakınları, taziyeleri kabul etti. Arkadaşları genç madencinin iş elbisesiyle çekilmiş, karanfillerle süslenmiş fotoğrafını cenaze törenine getirmesi yakınlarını gözyaşına boğdu.
Daha sonra aynı mahallede oturan elektrik teknisyeni Sadık Kocakaya'nın cenazesi getirildi. Türk bayrağına sarılı tabutu başında gözyaşına boğulan kardeşi Hakan Kocakaya ve diğer yakınlarını, arkadaşları teskin etmeye çalıştı. 11 ay önce evlendiği belirtilen Akkaya'nın cenazesinin tanınmaz halde olduğu öğrenildi. Akkaya'nın cesedi, eşinin verdiği bilgi doğrultusunda teşhis edildi.
Madenciler, cami avlusunu dolduran kalabalık cemaat tarafından kılınan cenaze namazlarının ardından tekbir ve dualarla son yolculuğuna uğurlandı.
Bu arada, maden mühendisi Koray Kebapçı'nın annesi Nimet Kebapçı ise, cenaze töreninde yaptığı konuşmada, "Oğlum 5 yıldır aynı madende mühendis olarak çalışıyordu. Tecrübeliydi, bu mesleği severek, isteyerek yapıyordu. Ben ona oğlum bu işi yapma dediğimde bana 'anne ben trafik kazasında da ölebilirim, başka şeyde de ölebilirim. Ben bu işi yapmayı seviyorum. Okuyup daha iyisini yapacağım' diyordu. Oğlumun cesedini gördüm, sanki uyuyordu. Bu kadar büyük patlamada oğlumun vücuduna bir şey olmamıştı." dedi.
Eşi Turan Kebapçı'nın 20 yıldır madende çalıştığını ve eşinin akşamları dönmesi için dualar ettiğini belirten acılı anne, şöyle konuştu: "20 yıl eşim için dua etmiştim. Şimdi oğlum için ediyordum. Ama maalesef oğlumu kaybettim. Oğlum kurtulma ihtimali olduğu halde işçilerini bırakıp ocaktan çıkmadı. Çünkü işçileri tarafından çok seviliyordu, o da işçilerini seviyordu. Yarım saat önce yukarı çıkması gerekirken, son bir kez daha işçilerini kontrol etmek için ocağı gezmiş. Arkadaşlarına 'son kafeste çıkarım' demiş. Oğlumun hayalleri vardı. Önce kız kardeşi Huriye'yi okutacaktı. Daha sonra kendisi yüksek lisans yapacaktı. Oğlumun cesedi hiç bozulmamıştı. Ağzında ıslak mendil vardı. Kendini gazdan korumaya çalışmış; ama olmamış. Allah oğlumu benden daha çok sevdi, yanına aldı."
Bu arada, metanetini koruyan acılı anne, 4 gün boyunca kendileriyle beraber olup umut veren medya mensuplarına da teşekkür etti.
Madende ölen diğer işçi İlker Bebek'in cenazesi de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer'in katılımıyla, Kilimli Ulucamii'nde kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.