GTO'da Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Belgesi Törenle İmzaladı

GTO'da Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Belgesi Törenle İmzaladı

Gaziantep Ticaret Odası’nın Ulusal Kalite Hareketi İyi Niyet Belgesi’ni imzaladığı törenin ardından Kurumsal Mükemmellik Gaziantep Deneyim Paylaşım konulu konferans düzenlendi.

GTO’da gerçekleştirilen etkinlik, yönetim modelleri, toplam kalite yönetimi, mükemmellik modeli, sürdürülebilirlik gibi konuların ele alındığı ve deneyimlerin paylaşıldığı konferansla başladı.

Programın sonunda ise GTO Ulusal Kalite Hareketi’ne (UKH) katılarak, İyi Niyet Belgesini de törenle imzaladı. GTO Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Bartık, konferansta yaptığı konuşmada, Oda’nın bugüne kadar başta ekonomi olmak üzere sosyal ve kültürel alanlarda da güçlü bir performans sergileyerek diğer kentlere “model” olarak gösterilen Gaziantep’in dönüşüm sürecine önderlik eden “model kurum” olma başarısını gösterdiğini belirtti.

“EFQM Mükemmellik Modeli”ni benimseyerek 4 yıldız yetkinlik alan Türkiye’nin ilk ticaret odası olarak yine model kurum olmayı başardıklarını ifade eden Bartık, “Gaziantep gibi özel bir kente mükemmellik yolculuğunda da liderlik etmekten onur duyacağız. Gaziantep Ticaret Odası, yıllar önce kalite ve kurumsallaşma çalışmaları için ilk adımı atmış ve devamını getirmiştir. 1999 yılından bu yana sürdürdüğümüz kalite yolculuğunu Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı’nın (EFQM) "Mükemmellik Modeli" kapsamında "4 Yıldızlı Yetkinlik Belgesi" ile taçlandırdık. Bu yola Gaziantep iş dünyasına daha iyi hizmet verebilmek ve hizmet süreçlerimizi daha iyi hale getirebilmek için çıktık. Mükemmel bir ticaret odası demek aslında o kentte ki ticari hayatın kalitesinin yükselmesi demek. O nedenle attığımız bu adım, elde ettiğimiz bu başarı uzun vadede üye firmalarımızı, Gaziantep’i ve Türkiye’yi ileriye taşımak, yaşam kalitesini yükseltmek anlamına geliyor" dedi.

Kalite anlamında Oda olarak yaptıklarının tek başına yeterli olmayacağına işaret eden Bartık, “Kaliteyi yaymamız gerekiyor. Türkiye’de son yıllarda kalite olgusu üzerinde durulmaya, kalitenin önemi üzerinde konuşulmaya başlandı. İnsanlar, kaliteli ürünler, kaliteli yaşam konularına daha fazla eğildi. Bu da çeşitli imalat ve hizmet sektörlerinde kalite olgusu ve beklentisinin daha fazla yaygınlaşmasına ve önem kazanmasına yol açtı. Bu yönde firmaların çalışmaları daha somut hedeflere yöneldi. İnsanlar artık seçimlerini rastgele yapmıyor, en küçük işlerde bile kalite vurgusu yapıyor. Bu da hayatın her katmanına kalite getiriyor” şeklinde konuştu.

Türkiye’de kalite ve kurumsallık anlayışının her geçen gün daha da iyi noktalara geldiğini vurgulayan Bartık, "Kalite bilinci artık bizim için yaşam felsefesi haline geldi. Ülkemizin hedeflerine ulaşmasında hiç şüphesiz kalite ve kurumsallaşma önemli rol üstlenecektir. Kaliteden yoksun, kurumsallaşmadan habersiz şirketlerin ileriye yönelik planlar yapması, hedef koyması mümkün değildir. Bu düşünceden yoksun kurumsallaşmayı ve kaliteyi içselleştiremeyenlerin ömrü kısa sürelidir. Kuruluşunun üzerinden yıllar geçmesine, hatta asırlık olmasına rağmen hala ayakta durabilen, rekabet edebilen şirketlerin başarısının altında kurumsallaşma ve kalite anlayışı yatmaktadır. Ülkemizde de kurumsallaşmaya yönelik çalışmalar hız kazandı ve firmalar bu konunun önemini daha kavradı. İleriye umutlu bakabilmemiz için kurumsallaşmaya daha fazla önem vermeliyiz" diye konuştu.

DOĞAN’DAN İŞLETMELERE RİSK UYARISI

Kalder Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan, kuruma yolculuk süresince rehberlik etmeyi sürdüreceklerini belirtti.

Bölgede 30 civarında Kalder üyesinin bulunduğunu üretken insanları ve ekonomik potansiyeliyle üye sayısının önümüzdeki süreçte daha da artacağını dile getiren Doğan, günümüzde işletmelerin küreselliğin getirdiği çok önemli risklerle karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Bu riskler çevresel, jeopolitik, ekonomik, toplumsal ve teknolojik riskler olarak 5 ana grupta değerlendirilebilir. Günümüzde iki önemli risk grubu öne çıkmıştır. Bunlardan birisi iklim değişiminin getirdiği çevresel risklerdir. Etki alanı açısından tüm dünyayı kaplamaktadır. Diğer ikinci risk grubunu ise jeopolitik ve toplumsal risklerin oluşturduğu derin politik ve sosyal istikrarsızlığın ortaya çıkardığı büyük ölçekli göçlerdir. Ülkemiz ve işletmelerimiz son yıllarda bir taraftan küresel rekabet ortamının getirdiği sorunlarla başa çıkmaya çalışırken, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgemiz bu etkili göç hareketiyle baş etmek zorunda kalmıştır.”

Türkiye’nin yalnız işletme içi ve rakipler arası mücadelelerle değil dış risklerde kurumları, kuruluşları ve ülke sosyo-ekonomik yapısını derinden etkileyen gelişmelerle de başa çıkmak durumunda olduğunu ifade eden Doğan, “Özellikle Gaziantep sıcak gelişmelerin sonuçlarını yakinen yaşayan bir il konumdadır. Ülke ve işletmelerimiz her ne kadar sınır komşularımızla geçmişte benzeri sıkıntıları yaşamış olsa da her kriz farklıdır. Daha önceki deneyimlerimizden farklı tablolar yaşamaktayız. Süreci doğru idare edebilmek ve stratejileri doğru belirlemek bir yönetim kalitesi göstergesidir” diye konuştu.

Konuşmaların ardından moderatörlüğünü Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ’ın yaptığı panelde ise Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, Bilim İlaç Genel Müdürü Erhan Baş ve DYO Genel Müdürü Serdar Oran, sektörleri ve iş yaşamına dair konuşma yaptı.

Programın son bölümünde ise Fotoğrafçı -Lezzet Düşkünü ve Gezgin Wilco Van Herpen, Gaziantep mutfağını anlattı.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile