Gül-Halonen Ortak Basın Toplantısı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Ahmet Türk‘ün ‘Libya ve Mısır‘da özgürlük çığlıkları yükseliyor.

Gül ve Finlandiya Cumhurbaşkanı Tarja Halonen, Çankaya Köşkü‘nde gerçekleştirdikleri başbaşa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenlediler.

Cumhurbaşkanı Gül, iki ülke arasında ‘mükemmel‘ ilişkiler bulunduğunu ve ilişkilerin Finlandiya‘nın bağımsızlığını kazandığı 1918 yılına dayandığını belirtti. Türkiye‘nin AB‘ye adaylığının 1999 yılında Finlandiya‘da gerçekleştiğini hatırlatan Gül, "Bu açıdan kendilerinin çok özel bir yeri vardır. Finlandiya, Türkiye‘nin AB üyeliğini destek vermektedir. Ümit ederim bu desteği vermeye devam ederler" diye konuştu.

Halonen ile yaptığı görüşmelerde, ikili ilişkilerin yanı sıra AB konuları ve ilişkilerin daha da geliştirmek için ne yapıldığı gerektiğini ele aldıklarını bildiren Gül, nükleer enerji ve alternatif enerji alanında başarılı çalışmalar yürüten Finlandiya ile bu alanlarda da işbirliği yapılabileceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, Finlandiya‘nın 1906 yılında, Türkiye‘nin de 1934 yılında kadına seçme ve seçilme hakkı verdiğine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Finlandiya, hem kadın cumhurbaşkanı, hem kadın başbakanı olan ve kabininin 20 üyesinin 11‘i kadın olan bir ülke. Türkiye‘de de kadınların her alanda aktif olmaları için gayret sarfettiğimizi herkes yakından biliyor. Önümüzde seçimler var. Bu seçimlerde de eminim ki çok daha fazla kadın adayı göreceğimi tahmin ediyorum."

AHMET TÜRK‘ÜN AÇIKLAMALARI

Cumhurbaşkanı Gül, BDP ve Demokratik Toplum Kongresi‘nin (DTK) ‘Sivil İtaatsizlik Eylemi‘ ve DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk‘ün ‘Libya ve Mısır‘da özgürlük çığlıkları yükseliyor. Bizim haykırışımız daha büyük olacak‘ açıklaması hatırlatılarak, ‘Bu bir meydan okuma olarak yorumlandı. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?‘ sorusu üzerine, böyle bir açıklamadan haberi olmadığını dile getirerek, "Bu benzetmeler yersiz benzetmeler. Herkes, birazcık vicdanı olan herkes bunu görür. Böyle bir benzetme, bunlar doğru

şeyler değil" dedi.

Türkiye‘nin AB üyeliği için siyasi kriterlere kabul ettiğini hatırlatan Gül, şöyle devam etti:

"Türk demokrasisinin, Türkiye‘de temel hak ve özgürlüklerinin AB seviyesinde, kabul edilebilir seviyeye gelmiş olmasıdır. Türkiye bunları eğer yerine getirmemiş olsaydı AB ile müzakereye zaten başlayamazdı. Dolayısıyla Türkiye‘deki demokrasi, insan hakları standartları sorgulanırken insaflı olunması gerekir. Bunu söyledikten sonra biliyorsunuz hemen şunu da söylüyorum Türkiye‘nin hala reformlar yapması hala hukuk ve demokratik standartlarımızı yükseltmek için çaba göstermemiz gerekir. Ve bunun da daima

önderliğini yapıyorum. Her gün de Türkiye‘de yeni güzel şeyler bu şekilde oluyor ve olacak da. Herkes kurallar çerçevesi içerisinde, kanunlar, nizamlar içerisinde demokratik hak ve hukukunu kullanabilir. Bu çerçeve içerisinde eleştirilerini yapar. Gösterilerini yapabilir, her şeyi yapabilir. Ama bunların, her şeyin kanunlar, nizamlar çerçevesi içerisinde olması gerekir. Bunun ötesindeki davranışların bütün halkımız tarafından da doğuda da batıda da her tarafta hoş karşılanmayacağı inancındayım."

Cumhurbaşkanı Gül, Finlandiyalı bir gazetecinin ‘Türkiye, Kuzey Afrika ve Ortadoğu‘daki ülkelere demokratik bir model olarak gösteriliyor. Sizce bu ülkelere Türkiye nasıl bir demokratik model olabilir? Hangi alanlarda model olabilir?‘ sorusu üzerine ise, "Bize bu soru sorulduğunda daha çok şu şekilde cevap veriyorum, model olmaktan ziyade bir ilham kaynağı olabiliriz" dedi.

FİNLANDİYA CUMHURBAŞKANI

Finlandiya Cumhurbaşkanı Halonen ise, iki ülke ve iki halk arasında iyi ilişkiler bulunduğunu ve her yıl yaklaşık 150 bin Finli turistin Türkiye‘ye geldiğini söyledi. Kendisinin de Türkiye‘ye turist olarak geldiğini ve Adana, Mersin ve Kapadokya‘yı gezdiğini anlatan Halonen, iki ülke arasındaki ilişkileri ‘mükemmel‘ olarak niteledi. Halonen, Türkiye ekonomisinin hızla büyüdüğünü ve diğer ülkelere örnek olabileceğini belirterek, "Birçok alanda işbirliği yapabiliriz. Enerji alanında, özellikle

yenilenebilir enerji alanı yeni işbirliği alanı olabilir" diye konuştu.

Türkiye‘nin AB müzakerelerini desteklediklerini ve en kısa zamanda AB üyesi olarak görmek istediklerini ifade eden Halonen, yıllardır AB üyesi bir ülke olarak, AB‘ye katılım sürecinin hiçbir zaman ‘basit‘ olmadığını belirterek, "SSCB‘nin çöküşünün ardından gerçekleşen yoğun bir katılım döneminin de tecrübesiyle diyoruz ki: Düğünden çok bahsetmeyin, evlilikten bahsedin. Bu ne demektir; bunu espriyle karışık söylüyorum, ama genellikle aday ülkelerde hep ‘ne zaman‘ sorusu sorulur. Ve genellikle ‘düğünler ne

zaman olacak‘ diye sorulur. Ama esas önemli olan evliliğin kendisidir. Evlilik nasıl gidecektir? Evliliğin getirdiği ortak hayata hazırlanmaktır önemli olan" diye konuştu.

"ESAS OLAN DÜĞÜN DEĞİL, EVLİLİKTİR"

Bir gazetecinin, bazı AB üyesi ülkelerin Türkiye‘nin AB‘ye üyeliğine karşı çıkması ve Finlandiya‘nın bu kapsamda ne gibi çalışmalar yürüttüğünü sorması üzerine Halonen, Türkiye‘nin tanıtımı için çalışmalarına devam edeceklerini ifade ederek, "Bazı ülkelerin Türkiye‘nin AB üyeliğine neden bu kadar tereddütlü yaklasile getirerek, "Bu benzetmeler yersiştığını bilmiyoruz. Bu konuda da çalışacağız. Siz müzakerelere hızlı devam etmelisiniz. Türkiye ile AB çok daha büyük ve güçlü olacaktır" şeklinde konuştu.

Halonen, Ergenekon soruşturması kapsamında gazetecilerin tutuklanmasına ilişkin sorulara ilişkin olarak da, ifade özgürlüğünün her vatandaşın hakkı olduğunu ve basın özgürlüğünün önemine işaret ederek, "Medya mensuplarının da yasalara uygun hareket ediyor olması gerekir. Mahkemelerde çalışan resmi yetkililer, savcılar, hakimler ve diğer görevliler, uzmanlık alanlarına giren bu konuları takip ediyorlardır" dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile