Gül: İstikrar otoriter yönetimle sağlanmaz

Gül: İstikrar otoriter yönetimle sağlanmaz

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ankara Sanayi Odası'nın Genişletişmiş Meclis Toplantısı'nda gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Gül’ün sözleri özetle şöyle:

MÜTEŞBİSLER: Bir ülkeyi güçlü yapan ve bir ülkenin önünü açan en büyük sermaye müteşebbislerdir. Bugünün dünyasında iş adamlarının ayrı bir yeri vardır. Hiçbir kaynağı, madeni olmayan ülkeler bile iş adamları, girişimcileri sayesinde doğal kaynaklar açıdan zengin ülkelerin önüne geçebilmektedir.

HUKUK DEVLETİ: Türkiye’nin daha iyileşmesi ve yatırımcıların önünün açılması için hukuk devleti olunması gerekmektedir. Hukuk devleti deyince sadece siyasi anlam çıkmasın. Siyasi anlamda hukuk devleti her şeyin temeli ama ekonominin gelişmesi de sizlerin rahat çalışabilmesi de işçi-işveren meselelerinin suhuletle çözülebilmesi de yabancıların güvenip tasarruflarını getirip Türkiye’ye yatırabilmeleri de Türkiye’deki ekonomi, ticaret ve iş hukukunun açık, sarih ve en modern seviyeye çıkarılmasıyla ilgilidir. Bu söz konusu olmadığından bürokrasilerden, başka engellerden her zaman şikayet edilecektir. Bu noktada Türkiye’de köklü reformların yapıldığını görüyoruz. Daha da yapılması gereken çok şey vardır.

İSTİKRAR: Bir ülkenin önünü açan ve kapatan şey istikrardır. İstikrar dediğimde çok geniş anlamda söylüyorum. Bir ülkenin önünün görünür olmasıdır. Bu, Türkiye’de çok önemlidir. Yakın tarihimize baktığımızda bunun analizini eminim ki en iyi sizler yapacaksınızdır. Çünkü sizler eli taşın altında olan insanlarsınız. Bunun ne demek olduğunu bilirsiniz. İstikrar tabii ki gereklidir ama bu, her şeyin çok otoriter bir şekilde yönetileceği anlamına gelmez. İstikrar, sadece bir ülkenin önünün görülebilir olması demektir. Bir ülkenin meselelerini soğukkanlılıkla alıp, konuşabilmesi, tartışabilmesi, bunları tartışırken de alabora olmaması demektir.

HÜKÜMETLER ÜSTÜ KONULAR: Türkiye’nin demokrasisinin güçlenmesi ve derinleşmesiyle gurur duyuyoruz. Bu konuda Türkiye’nin hala alması gereken mesafeler olduğuna da inanıyorum. Hepimizin şu olgunluğu da göstermemiz gerekir; Türkiye’nin siyaset ve hükümetler üstü, bundan önceki hükümetlerin de, bugünkü hükümetin de, bundan sonraki hükümetlerin de karşılaşacağı bazı önemli konular vardır. Bu önemli konuları soğukkanlılıkla almak, tartışmak, bunlarla ilgili farklı fikirler varsa bunlardan karşılıklı faydalanabilmek ve bu meseleleri çözüp Türkiye’nin yoluna devam etmesi gerektiğine de inanıyorum.

BENİM GÖREVİM: Cumhurbaşkanlığı makamındaki bir kişi olarak Türkiye’nin meselelerini görmezlikten gelen bir durumda değilim. Türkiye’nin hükümetler üstü meseleleriyle yakından ilgilenmek de benim görevimdir. Bu meseleleri görmez, halının altına süpürürsek, gelecek nesillerimize bunları yük olarak taşırız.

KİMSEYİ SUÇLAMIYORUM: Bugün karşılaştığımız birçok meselenin daha önceki yıllarda daha kolay çözülebileceği kanaatindeyim. O zaman demek ki şartlar müsait olmamış. Bundan hiç kimseyi suçluyor değilim, yanlış bir anlaşılma olmasın. Ama bir gerçeği söylüyorum ki problemler küçükken, çok şüyu bulmadan, toplumu artık taraflara ayırmadan eğer ele alınır, gerçekçi, realist, modern dünyanın ulaştığı bir seviye dikkate alınarak çözülürse bundan o ülke, o toplum karlı çıkar.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile