İzmir'de, 2005 yılında hayatını kaybeden hemşire Gülperi Ovalıoğlu'nun 'intihar ettiği' sonucuna varılarak kapatılan, AİHM'in 'eksik soruşturma yapıldığı' gerekçesiyle Türkiye'yi mahkum etmesi üzerine bu kez 'kasten adam öldürmek' suçlamasıyla yeniden açılan davada tanıklar dinlendi.
İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen sanık Oğuzhan Ovalıoğlu, hayatını kaybeden Gülperi Ovalıoğlu'nun yakınları ve tarafların avukatları katıldı.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun davaya müdahil olma talebi, suçtan doğrudan zarar görmemesi nedeniyle, mahkeme heyetince kadın hakimin karşı oyuna rağmen reddedildi.
Tanıklar arasında yer alan, öldürülen Ovalıoğlu'nun kardeşi Müjde Acar, ablasının evliliğinin ilk gününden itibaren fiziki ve sözlü şiddet gördüğünü anlattığını, sanığın kalabalık ortamda ablası için aşağılayıcı sözler sarf ettiğine şahit olduğunu aktardı.
Ablasının mutsuz olduğunu ve boşanmak istediğini dile getiren Acar, 'Olay günü ablam telefon etti, eşi tarafından hırpalandığını, başını yere çarptığını ve başının çok ağrıdığını anlattı. Yanıma gelmesini istedim, hemşire olduğundan hastanede nöbete gitmesi gerektiğini söyledi. Pazar günü yanıma geldi, evden elbiselerini almaya gideceğini söyledi, bu sırada eşi de aşağıda sürekli aracın kornasına basıyordu. Kendisini bir daha görmedim.' diye konuştu.
Kader Kanter de olaydan 20 gün önce yaptıkları telefon görüşmesinde ablasının, eşi tarafından araçtan yola atıldığını daha sonra eşinin geri dönerek kendisini araca bindirdiğini anlattığını, yine olayın 15 gün öncesinde ablasının boşanma davası açmak için adliyeye gittiğini, eşinin ısrarları üzerine bundan vazgeçtiğini, fakat dilekçesini çantasında sakladığını belirtti.
Ablasının rahatsızlandığı haberiyle hastaneye gittiklerini, arkadaşlarının ablasının öldüğünü söylediğini ve gözyaşı döktüklerini, bu sırada sanık ve ailesinin evde olmadığını anlatan Kanter, olaydan sonra ablasının evine gittiğinde çantasını dökülmüş, eşyalarını halı üzerine toplanmış olarak bulduğunu söyledi.
Gülperi Ovalıoğlu'nun dinlenen diğer yakınları da olayın ardından sanığın cenazeye katılmadığını, çok üzgün görünmediğini, bazı yakınlarıyla yanlarına gelerek 'olayı uzatmayalım, kapatalım, şikayetçi olmayalım' telkinlerinde bulunduğunu dile getirdi.
Hastane çalışanı Osman Uçmaz ise maktulün hastaneye bilinci kapalı geldiğini, kalbinin çalışmadığını tespit ettiklerini ve solunum destekli müdahalede bulunduklarını anlattı.
Hastayla ilgili bilgi almak üzere dışarı çıktığında sanıkla görüştüğünü, kendilerine ilaç aldığını söylediğini dile getiren Uçmaz, 2-3 saat süren uğraşılarına rağmen hastanın hayata dönüşünü sağlayamadıklarını belirtti.
Duruşma, maktulün hastanede alınan kan örneklerinde, kullandığı iddia edilen ilacın etken maddelerinin bulunup bulunmadığının araştırılması ve bilirkişiden görüş alınması için ertelendi.
- Basın açıklaması
Bu arada, duruşma öncesinde Gülperi Ovalıoğlu'nun ailesinin de içinde yer aldığı Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri adliye önünde basın açıklaması yaptı.
Burada konuşan platformun il temsilcisi Sanem Deniz Kural, hayatını kaybeden Ovalıoğlu'nun ailesinin davayı yakından takip etmesi ve ısrarı sonrasında kararın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden döndüğünü söyledi.
AİHM'in davanın Türkiye'de yeniden görülmesi kararını verdiğini anımsatan Kural, 'Bizler de bugün burada Gülperi kardeşimizin ailesiyle birlikteyiz, bu haklı mücadelesinde onların yanındayız. Gülperi kardeşimizin davasında da indirim alınmamasını sağlayacağız. Kadın cinayetleri davasında artık indirim uygulanmasını istemiyoruz.' dedi.
Gülperi Ovalıoğlu'nun annesi Ümran Durmaz ise konuşması sırasında gözyaşı dökerek, 11 yıldır adaletin yerini bulacağı günü beklediğini aktararak, 'Elini, kolunu sallayarak 11 yıldır dolandı, benim yüreğim yandı. Başkalarının da yüreği yanmasın, bu cinayetler dursun artık.' diye konuştu.
- Dava
Gülperi Ovalıoğlu'nun 2005 yılında ölümünün ardından açılan dava, otopsi incelemesinde maktulde kullandığı iddia edilen ilaca ait bulgulara rastlanılmamasına rağmen, kadının 'intihar ettiği' gerekçesiyle kapatılmıştı.
Kadının ailesi, iç hukuk yollarının tüketilmesinin ardından davayı AİHM'e taşımış, mahkeme 'yetersiz soruşturma yürütüldüğü' gerekçesiyle Türkiye'yi suçlu bulmuştu.
Bunun üzerine Oğuzhan Ovalıoğlu hakkında 'kasten adam öldürmek' suçlamasıyla dava açılmıştı. Sanık, davanın Şubat 2016'daki ilk duruşmasında suçlamaları reddetmişti.
Gülperi Hemşirenin Ölümüne İlişkin Dava
İzmir'de 2005 yılında hayatını kaybeden hemşire Gülperi Ovalıoğlu'nun 'intihar ettiği' gerekçesiyle sonlandırılan, AİHM'in 'eksik soruşturma' gerekçesiyle Türkiye'yi mahkum etmesi üzerine bu kez 'kasten adam öldürmek' suçlamasıyla yeniden açılan davada dinlenen tanıklar, maktulün eşinden sürekli fiziki ve sözlü şiddet gördüğünü ileri sürdü.