İKV tarafından, Türkiye ve AB arasında bugün Brüksel'de imzalanacak Gümrük Birliği'nin revizyonuna ilişkin mutabakat zaptı hakkında yapılan yazılı açıklamada, 20'nci yılına yaklaşan Türkiye-AB Gümrük Birliği'nin, yeni küresel ekonomi düzeni, günün şartları ve tarafların ihtiyaçları çerçevesinde yeniden şekillendirilmesinin zamanının çoktan geldiği belirtildi.
Bugünkü küresel ekonomi ve ticaret düzeninin 20 yıl öncesinden çok daha farklı ve karmaşık bir boyuta taşındığına işaret edilen açıklamada, dolayısıyla Türkiye-AB Gümrük Birliği ilişkisinin zamanın şartlarının gerektirdiği şekilde yenilenmesinin, 1996 yılında Gümrük Birliği'nin tesis edilmesinden sonraki en önemli dönemeçlerden biri olduğu vurgulandı.
Bu süreçte Gümrük Birliği'nin Ankara Anlaşması ve Katma Protokol temelinde tesis edildiğinin unutulmaması ve bu Ortaklık Anlaşması'nın içerdiği diğer serbest dolaşım ve ekonomide uyum alanlarındaki hükümlerin hayata geçirilmesi gerektiğinin altı çizilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Söz konusu revizyon, öncelikle vize ve taşıma kotaları gibi, mevcut Gümrük Birliği ilişkisinin artık kronikleşen sorunlarını giderme yönünde taraflara önemli bir fırsat penceresi sunarken, AB'nin ticaret politikasında giderek önem kazanan yeni nesil serbest ticaret anlaşmaları (STA) dünyasına, Türkiye'nin daha sağlam adım atmasına imkan tanıyacaktır. Bu çerçeveden bakıldığında söz konusu revizyon müzakerelerinde kazanılacak tecrübe, Türkiye için geleceğin ticaret sahnesine açılan kapının anahtarı vazifesini görecektir. Hiç şüphesiz bu anahtar da Türkiye'nin müzakere masasında yer alma ısrarını sürekli olarak dile getirdiği Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) müzakerelerinin kapısını açacaktır.
Bu kısa vadeli faydalara ek olarak, 1996 yılında Gümrük Birliği'nin tesisinin ardından Türkiye ekonomisinde yaşanan sıçramanın bir benzerini, aradan geçen 20 yıl sonra yeniden görmemiz mümkün olabilir."
- "Taşıma kotaları ile zorunlu vize uygulaması konularında da revizyona ihtiyaç var"
Açıklamada, anlaşmadaki söz konusu revizyonun, Gümrük Birliği'nin işleyişinde var olan sorunların aşılması ve Türkiye ile AB arasında ekonomik açıdan daha geniş bir entegrasyonun sağlanması anlamına geldiği dile getirildi.
AB'nin ticaret politikasında yeni nesil STA'ların ivme kazanması sonucunda Türkiye'nin karar alma mekanizmalarında hak ettiği yeri alamamasının, ticari ilişkileri olumsuz etkilediğine işaret edilen açıklamada, "Hele ki küresel ekonomide kuralları yeniden belirleme potansiyeline sahip TTIP, bir yandan Türkiye'nin ABD'yle ticaret dengesini olumsuz etkileyecek, diğer yandan da Türk ürünlerinin AB ürünleri karşısında ABD pazarında rekabet imkanını azaltacaktır. Bunun ötesinde TTIP, Türkiye'nin dış ticaretinde çok önemli yere sahip olan bu iki ekonomiye olan mal ve hizmet ticareti ve yatırımlar alanında yeni belirlenecek düzenlemeler ve normlara göre hareket etmesini gerektirecektir" değerlendirmeleri yapıldı.
Açıklamada, bu nedenlerle AB ile mevcut Gümrük Birliği ilişkisinin güncellenmesinin yaklaşan bu büyük değişime hazırlık açısından önem taşıdığı aktarılarak, ayrıca taşıma kotaları ile Türk vatandaşlarına yönelik zorunlu vize uygulaması konularına yönelik de revizyona ihtiyaç duyulduğu kaydedildi.
Gümrük Birliği'nin revizyonunun, Türkiye'nin değişen küresel ekonomi düzenine daha etkin şekilde entegrasyonunun önünü açacağı ifade edilen açıklamada, bunun yanı sıra başta TTIP olmak üzere küresel ticareti yeniden şekillendiren girişimlerin bir parçası olmasını kolaylaştıracağı belirtildi.
Açıklamada, söz konusu girişimin ayrıca mevcut ilişkinin kronikleşen sorunlarının aşılması için taraflara fırsat sunması açısından önemli olduğuna vurgu yapılarak, "Ayrıca Gümrük Birliği'nin kapsamına tarım, hizmetler ve kamu alımlarının dahil edilerek güncellenmesiyle ekonomik ve ticari ilişkilerin derinleştirilmesi de söz konusu olacaktır" yorumunda bulunuldu.
- "Müzakerelerin başlaması, en erken 2016 yılını bulabilir"
Açıklamada Gümrük Birliği'nin revizyonunun hangi aşamalardan oluştuğuna ilişkin bilgiler verilerek, şunlar kaydedildi:
"Gümrük Birliği'nin güncellenmesine ilişkin müzakerelerin en erken 2016 yılında başlamasını beklemek doğru olacaktır. İmzalanan Mutabakat Zaptını takiben, AB tarafı kendi müzakere pozisyonunu oluşturmak için harekete geçecek. Bu kapsamda komisyon tarafından hazırlatılacak etki analizi, üye devletlerle paylaşılacak. Üye ülkelerin etki analizine ilişkin görüşleri de alındıktan sonra, AB'nin pozisyonu oluşturulacak ve AB Konseyi, Avrupa Komisyonu'na müzakere yetkisi verilecektir. Bu yetkinin ardından Türkiye ve AB taraflarının müzakere masasına oturmalarının en erken 2016 yılını bulması beklenebilir."
Türk özel sektörünün revizyon sürecine ne şekilde hazırlanması gerektiğine ilişkin görüşlerin de aktarıldığı açıklamada, "Güçlü bir kamu-özel sektör müzakere kapasitesinin yanı sıra etkin bir kamu-özel sektör irtibat mekanizmasının oluşturulması gerekir. Ayrıca, tarım ve hizmetler sektörü hiç şüphesiz, önümüzdeki dönem yürütülecek ticaret diplomasisinin en zorlu alanlarından ikisi. Bu nedenle de başarılı bir müzakere için, Türk özel sektörünün elinde güçlü bir iradeye sahip, sağlam bir müzakere pozisyonu olması gerek" önerilerinde bulunuldu.
Gümrük Birliği Anlaşmasının Güncellenmesi
İktisadi Kalkınma Vakfı'nca (İKV), Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi düzenlemelerine ilişkin, "1996 yılında Gümrük Birliği'nin tesisinin ardından Türkiye ekonomisinde yaşanan sıçramanın bir benzerini, aradan geçen 20 yıl sonra yeniden görmemiz mümkün olabilir" değerlendirmesi yapıldı.