Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, "Olağanüstü Hal (OHAL) çok tartışılıyor. OHAL’in iş yaşamına, iş dünyasına engel olduğuna dair bir örnek yok." dedi.
Bakan Tüfenkci, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Genel Merkezi'nde düzenlenen istişare toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 2017 yılında yüzde 7,4 büyüyerek G20 ekonomileri arasında en hızlı büyüyen ülke olduğunu söyledi.
Türkiye’nin 2018’in ilk çeyreğinde de buna yakın bir büyüme yakalayarak erken seçime gidilen bugünlerde ekonomisinin temellerinin ne kadar sağlam olduğunu dosta düşmana göstereceğini ifade eden Tüfenkci, “Özellikle Türkiye’de iş yapma kolaylığını sağlama anlamında hükümet olarak gerek yatırım ortamının iyileştirerek, gerek şirket kurmayı kolaylaştırarak, gerek dış ticaret, özellikle de gümrük işlemlerini kolaylaştırarak ve basitleştirerek Türkiye’nin hem rekabet edebilirliğini artırma, aynı zamanda Türkiye’de iş yapan şirketlerimizin maliyetlerini azaltma noktasında ciddi adımlar attık.” diye konuştu.
Son 4 yılın en yüksek büyümesini kaydeden Türkiye’nin, hedefleri aşan bir büyüme yakaladığını aktaran Tüfenkci, 2017 yılında 157 milyar dolarlık toplam ihracatın 65 milyar dolarının, yani yüzde 41’inin Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında gerçekleştirildiği bilgisini verdi.
Tüfenkci, gerek Gümrük ve Ticaret Bakanlığı gerekse Ekonomi Bakanlığı olarak Dahilde İşleme Rejimi'ndeki birtakım sıkıntıları gidermeye çalıştıklarını ifade etti.
- "(Erken seçim) İş dünyamız da olumlu yaklaştığını ifade etti"
Bakan Tüfenkci, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik hedefinden sapmadığını belirterek, şunları kaydetti:
“O hedefimizi koruyoruz. Ancak muhataplarımız nezdinde Türkiye'ye karşı gerçekten ikircikli bir tutumla, ayrımcı bakış açısıyla karşı karşıya kaldığımızı görüyoruz. Aday olan ülkelere ve kriterlere bakıldığında, Türkiye diğerlerinden fersah fersah her alanda üstün olmasına rağmen, Türkiye’ye karşı şu veya bu nedenle AB’in ikircikli bir tutum sergilediği yadsınamaz bir gerçek. Dolayısıyla AB’nin bu anlamda aslında bir samimiyet testinden geçtiğini de düşünüyoruz. Bu noktada belki AB’nin bir kez daha düşünerek, tavrını netleştirmesi gerektiğine inanıyoruz. Biz tam üyelik hedefimizi koruyoruz, fasılların açılmasını bekliyoruz. Ama bu, şu veya bu nedenle sürekli erteleniyor. İki tarafın da kazanacağı bir alan olan Gümrük Birliği’nin güncellenmesinde dahi tereddütler yaşayan veya bunu bir siyasi nedene bağlamaya çalışan bir AB’nin tutumunu bir kez daha sorgulaması gerekir.”
Bülent Tüfenkci, erken seçim kararına değinerek, “Normalde hükümet olarak, AK Parti olarak amacımız, seçimleri zamanında gerçekleştirmekti ama artık bu gündeme geldikten sonra da bu belirsizliği ortadan kaldırmak, iş dünyamızın, Türkiye ekonomisinin daha fazla zarara uğratılmaması, yara almaması noktasında ön alarak ve en az bir sürede bu seçimleri yapıp yolumuza devam etmek istedik. Bu, parlamentoda oy birliğiyle alınan bir karar. İş dünyamız da olumlu yaklaştığını ifade etti.” diye konuştu.
İş dünyasının ve yatırımcıların her zaman önünü görmek ve belirsizlik ortamından bir an evvel kurtulmak istediğini anlatan Tüfenkci, dolayısıyla bunları sağlayacak bu seçimlerin bir an evvel yapılması noktasında karar alındığını dile getirdi.
Ancak AB Parlamentosu’nun seçimlere yönelik eleştirilerini hayretle gördüklerini aktaran Tüfenkci, “AB Parlamentosu’nun bu eleştirileri yaparak, esasında Türkiye gerçekliğinden ve analiz yeteneğinden ne kadar uzak olduğunu görmüş olduk. Dolayısıyla AB’nin Türkiye hakkındaki tutumunu bir an evvel netleştirmesi lazım. Bizim de hedefleri tutturma adına gereğini yapmamız lazım.” ifadelerini kullandı.
- "OHAL’in iş dünyasına engel olduğuna dair bir örnek yok"
Türkiye’nin 24 Haziran seçimlerinde yeni bir sisteme geçeceğini belirten Tüfenkci, şöyle devam etti:
“İşlerin daha hızlı gideceği, bürokrasinin azalacağı ve zamandan kazanacağımız bir döneme geçeceğimizi ve bunun en fazla da iş dünyasına yansıyacağını ifade ediyoruz. Özellikle daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük ve daha fazla refahın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile daha fazla gerçekleşeceğine inanıyoruz. Bugünkü sistemin aksaklıklarından kaynaklanan sıkıntıların giderilmesi noktasında bir fırsat olduğuna inanıyoruz. Esasında bu sıkıntıların büyük bir kısmını sistemin kendisi üretiyor. Bakanlık olarak bir konuda karar verdiğimizde en erken 3 ayda onu hayata geçirme imkanı oluyor. O da Bakan olarak ben takip edersem… Takip etmezsek ortalama 6 ayda hayata geçiyor kararlar. Şimdi inşallah bu süreçlerin çok daha azaldığı bir döneme girmiş olacağız.”
Bakan Tüfenkci, bu seçimlerden özellikle ekonominin etkilenmemesi noktasında her türlü tedbiri aldıklarını ve almaya devam ettiklerini ifade ederek, “Seçimler vesilesiyle ne enflasyonla mücadeleden vazgeçtik, ne faizlerin düşürülmesi noktasındaki çalışmamızdan vazgeçtik ne de almamız gereken kararları öteledik, onlardan vazgeçtik.” dedi.
Ekonominin kendi seyri içinde seçimlerden etkilenmememesi noktasında kararlı bir duruş sergilediklerini belirten Tüfenkci, “OHAL çok tartışılıyor. OHAL’in iş yaşamına, iş dünyasına engel olduğuna dair bir örnek yok. Bilakis bana göre OHAL iş dünyasının daha çok menfaatine. Biz Hükümet olarak ekonomik kararların Kanun Hükmünde Kararnameler ile çıkmaması noktasında da şimdiye kadar çok özen ve dikkat gösterdik.” değerlendirmesinde bulundu.
- "Gümrüklerdeki işlemleri kolaylaştırma rekabet imkanı da sağlayacak"
Hükümet ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olarak Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması ve bu doğrultuda yapılan çalışmalara da ayrıca değer verdiklerini belirten Tüfenkci, şöyle konuştu:
“Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması'nda yer alan hükümler ülkemizde zaten büyük ölçüde uygulamaya alınmış, takvime bağlanmış veya planlanmış hususların kompozisyonundan oluşuyor. Ülkemizde Ekonomi Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı müsteşarlığı tarafından eş başkanlığı yapılan Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu da hayata geçti ve eylem planlarını ortaya koydu. Biz bu bağlamda kolay, hızlı ve güvenli ticaretin önünü açmak adına gümrüklerimizde birtakım yenilikleri hayata geçirdik. Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası almaya hak kazanan firma sayısı 302’ye ulaştı. Bunun getirdiği kolaylıklardan firmalarımız yararlanmaya devam ediyor. Tek Pencere Sistemi’ni hayata geçirdik. Buradaki iş ve işlemlerin kolaylaştırılması noktasında da ciddi ilerleme sağladık. Şu anda 21 kurum tarafından düzenlenen 120 adet belgenin başvuru ve onay işlemleri Tek Pencere Sistemi üzerinden gerçekleştiriliyor.
Yine Hızlandırılmış Sevkiyatlar ülkemizde dolaylı temsilcilik yetkisi verilmiş posta ve hızlı kargo operatörlerince halihazırda gerçekleştiriliyor ve mikro ihracat imkanıyla da işlemler hızlanıyor ve piyasa yeni ticaret aktörleri kazanıyor. En son hayata geçirdiğimiz uygulamlardan olan Gümrük Eşya Takip ve Analitik Performans Programı (GET-APP) iş birliği ve şeffaflığın en önemli göstergelerinden biri. Projenin ilk aşaması ile ilgili olarak firmalar tarafından lojistik süreçlerinde GET-APP sayesinde lojistik süreçlerinde 2-3 saatlik iyileşme sağlandığı belirtiliyor."
Bakan Tüfenkci, gümrüklerdeki altyapı yazılımlarının tamamını yeniden ihale ettiklerini dile getirerek, "2019’un ağustos ayında Bilge Gümrük Sistemi’nin ilk fazını devreye alacağız. Orada şunu hedefliyoruz; gümrüklerde artık kağıt kullanılmamasını, tamamen dijital ortamda işlemlerin yapılmasını istiyoruz. O süreç bittiğinde artık siz ofislerinizde internet ortamında eşyanızın gümrük, liman veya sınır kapılarında hangi aşamada olduğunu net olarak göreceksiniz.” ifadelerini kullandı.
Tüfenkci, gümrüklerdeki işlemleri kolaylaştırma, basitleştirme ve hızlandırmanın maliyet avantajının yanı sıra rekabet imkanı da sağlayacağını sözlerine ekledi.
Gümrük Ve Ticaret Bakanı Tüfenkci Açıklaması
'OHAL çok tartışılıyor. OHAL’in iş yaşamına, iş dünyasına engel olduğuna dair bir örnek yok' Türkiye 24 Haziran seçimlerinde yeni bir sisteme geçecek. İşlerin daha hızlı gideceği, bürokrasinin azalacağı ve zamandan kazanacağımız bir döneme geçeceğimizi ve bunun en fazla da iş dünyasına yansıyacağını ifade ediyoruz' 'AB'ye tam üyelik hedefimizi koruyoruz. Ancak muhataplarımız nezdinde Türkiye'ye karşı gerçekten ikircikli bir tutumla, ayrımcı bakış açısıyla karşı karşıya kaldığımızı görüyoruz'