Gümrük ve Ticaret Bakanı Yazıcı, Rize'de

Yazıcı, Çayeli ilçesinde Kaymakamı Abdullah Ayaz ve Belediye Başkanı Rıza Çakır'ı ziyaret ederek, yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi aldı. Esnaf ziyaretlerinde de bulunan Yazıcı, vatandaşlarla bir süre sohbet etti.

Çayeli Kültür Merkezi'nde gazetecilere gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Yazıcı, sınır kapılarındaki giriş ve çıkışlarda kullanılan PolNet sistemindeki arıza nedeniyle dün sıkıntı yaşandığını belirterek, "Vatandaşların pasaport işlemleri için Emniyet Genel Müdürlüğü ile bakanlığımız arasında protokol söz konusu. Bunun pilot uygulamasını Sarp Sınır Kapısı'nda yapmıştık. Dün öğlen saatlerinde başta Türkiye'nin en büyük kapılarından olan Kapıkule Kapısı'nda PolNet yazılım programı devre dışı kaldı. Eş zamanlı olarak Karkamış ve belli kapılarda da sistemin devre dışı kalması nedeniyle giriş ve çıkış hizmetleri bir süre aksadı. Sorun 4-5 saatte aşıldı ve sistem yeniden devreye girdi" diye konuştu.

Yazıcı, PolNet sisteminin neden devre dışı kaldığının henüz belirlenmediğini vurgulayarak, "Gerçekten teknik bir sorun mu, yoksa siber bir müdahale mi var onu bilemiyorum. O konuda araştırmayı yapacak PolNet sisteminin birinci derece uygulayıcısı Emniyet Genel Müdürlüğümüzdür. Kapılarda uygulama durunca ilk sorumlu bakanlığımızdır ve Emniyet Genel Müdürlüğümüzle ortak uygulamamız vardır" dedi.

Cilvegözü Sınır Kapısı'nda yaşanan terörist saldırı sonrasında sınır kapılarındaki önlemlerin yoğunlaştırıldığına dikkati çeken Yazıcı, şöyle devam etti:

"Bu saldırı sonucu sınır kapılarımızdaki önlemlerimizi daha da yoğunlaştırdık. 2 bin 900 metrelik ara bölgede kontrol kuleleri oluşturduk ve takviyeleri artırdık. Mobil tarama cihazını oraya yönlendirdik. O bölgedeki Türkiye'ye giriş ve çıkışları daha etkin hale getirdik. Kara hudut kapılarında yanıcı, parlayıcı ve kimyasal madde ihtiva eden ürünlerin sokulup sokulmadığı ile ilgili radyoaktif arama, tarama çalışmalarını Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ile bakanlığımız birlikte yürütüyor. Hudutlarımızın güvenliğinden sorumlu güvenlik güçlerimiz de önlemlerini alıyor."

-AK Parti tüzüğündeki üç dönem milletvekili seçilme maddesi

Yazıcı, bir gazetecinin, "AK Parti, mecbur kalınması halinde tüzüğünde bulunan bir milletvekilinin üç dönem seçilmesi maddesini kaldırmayı düşünüyor mu" sorusu üzerine, şu yanıtı verdi:

"Türk siyaset tarihinde milletvekili seçilmenin üç dönemle sınırlandırılması düzenlemesi ilktir. Elbetteki bu metin içinde, ihtiyacın gerekli kılması halinde yol açacak anahtar düzenlemeler de vardır. İhtiyaç olur mu, kullanılır mı, kullanılmaz mı bunda Genel Başkanımızın değerlendirmesi ve bakışı önemli. Bu çerçevede değerlendirilecek. Tüzüğümüz içinde bulunan düzenlemeler, hem kendimize sıkıntı oluşturacak hem Türk siyasetine sıkıntı getirecek, aksiliğe yol açacak bir sonuç doğurmasına müsait değildir. Böyle bir şeye izin vermeyiz."

-"Türkiye'de 76 milyonun her biri, birbirine tahammül etmek zorundadır"

Bir gazetecinin, "Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde öğrenciler arasında yaşanan olayları nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusunu Bakan Yazıcı, şöyle cevaplandırdı:

"Türkiye'de 76 milyonun her biri, birbirine tahammül etmek zorundadır. Hiç kimse diğerini ötekileştirme lüksüne sahip değildir. Ötekileştirme bir hak değil ve herkes birbirine tahammül etmeli. İnsanlar, tahammülün yanında ifade etme özgürlüğü kapsamında eleştiri haklarını da kullanabilirler. Eleştiri hakkını kullanırken bir başkasına taciz, saldırı ya da tahkir edecek sözcükleri kullanacak davranışlardan uzak durmalıyız. İnsanların kafaları üretkendir. Beynin ürettiklerini, dil dışa vurur. İnsanın beyni ya doğru ya yanlış üretir. İnsanın kafasında ya fikir var ya küfür var. Tahkir eden, küçük gören insanın kafasında demek ki küfür var. Saldırı bir eksiklik, zafiyettir. Bunları üzüntüyle karşılıyor ve kınıyorum. Herkes neye inanıyor ve düşünüyorsa bir başkasının özgürlük alanına saldırı teşkil etmeden, kişilik hakları konusunda hassasiyet göstererek ifade edebilmeli. Kanunlar, bunu aşacak davranışları hukuk devletinde suç sayar. Yaptırımları kanunlarda var."

Yazıcı, insanların eğitim hakkının elinden alınamayacağını ancak üniversitelerde yaşanan olayların sorumlularının sadece öğretim üyeleri ve idareciler olmadığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Üniversitelere kayıt yaptırmak için gidenler, bir dönem başı kapalı olarak kayıt yaptırdığı halde başı kapalı olarak gitmiş olmasından dolayı üniversitelerden çıkarmalar yaşadılar. Bir başka olay, eylem yapmak suretiyle üniversite kampüslerine girmiş olan insanların eğitim ve öğrenim imkanları, yapılan eylemlerle ihlal ediliyorsa anayasanın kuralı o kişiler için devreye girer. 'Hiç kimse eğitim ve öğretim hakkından mahrum bırakılamaz' sözünün muhatabı idarecilerdir. Kampüsünde eylem yapanlar ve eylem yapmayı tasarlayanlar için elbette ki devletin önemli görevleri var. Devletin en önemli görevi kamu düzenini tahsis etmektir. Kamu düzeni hepimizle alakalıdır."

Türkiye'nin, 2020 Olimpiyatları'na aday olduğunu ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın oylamanın yapılacağı ülkeye gideceğini anımsatan Yazıcı, olimpiyatların Türkiye'de yapılmasını temenni ettiklerini dile getirdi.