Gündoğdu: Eğitim Bir Sen‘in Yetki Alması, Eğitim Çalışanları İçin Milat

Eğitim Bir Sen ve Memur Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Eğitim-Öğretim Bilim Hizmet Kolu‘nda genel yetkili sendika olduklarını belirterek, elde ettikleri bu yetkinin eğitim çalışanları için bir milat olduğunu söyledi.

Eğitim Bir Sen ve Memur Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Eğitim-Öğretim Bilim Hizmet Kolu‘nda genel yetkili sendika olduklarını belirterek, elde ettikleri bu yetkinin eğitim çalışanları için bir milat olduğunu söyledi.

Eğitim Bir Sen ve Memur Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, 7 Temmuz 2002’de sendikaların sıfırdan başlamış ilk üyeliklerinin belirlenmesi sürecini anlatarak, “Eğitim Bir Sen 18 bin 28, Türk Eğitim Sen 125 bin 863, Eğitim Sen 149 bin9 383. Her yıl ortalama 18 bin üye kaydederek bugünlere geldik. 9 yılın ilk 4 yılı Eğitim Sen’in yetkisi ile, son 5 yılı da Türk Eğitim Sen’in yetkisi ile ama eğitim çalışanları adına yetkisizlik ile geçen 9 yıldır.” diye konuştu. Gündoğdu, toplam 195 bin 670 üye sayısı ile 10. yılda elde ettikleri yetkinin bütün eğitim çalışanları için bir milat olacağını söyledi.

Türkiye’nin en önemli iki meselesinin demokratikleşememesi ve eğitim sisteminin çarpıklığı olduğunu belirten Gündoğdu, “Biri diğerini tetikleyen iki kavram. Eğitim sisteminde özgür bireyi yetiştiremediğimiz için demokratikleşmede yeterince yol alamıyoruz ya da demokratikleşmeyi tam sağlayamadığımız için özgür bireyi oluşturmada sorun yaşıyoruz.” şeklinde konuştu.

Bundan sonraki süreçte Milli Eğitim Şura kararlarının hayata geçirilmesini isteyen Gündoğdu, “Merkeze, öğrencinin alınması, 28 Şubat sürecinin 8 yıllık kesintisiz dayatması gibi alanlarda yetkili sendika olarak çalışma yapma zorunluluğu var.” sözlerini kaydetti.

Türkiye’de 150 bin öğretmen açığı bulunduğuna dikkat çeken Gündoğdu; vekil, sözleşmeli, ücretli gibi kaliteli eğitim veremeyecek istihdam modelleri bulunduğunu söyledi. Gündoğdu, bütün sözleşmelilerin kadroya geçirilmesinin takipçisi olacaklarını ifade etti. Pedagojik formasyonu olmayanların ‘boş geçmesin’ diye derse girmelerine müsaade edilmemesi gerektiğini vurgulayan Gündoğdu, eğitim çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi gerektiğini dile getirdi.

MİLLİ GÜVENLİK DERSLERİ BRANŞ ÖĞRETMENLERİ TARAFINDAN VERİLMELİ

    Milli güvenlik derslerine de değinen Gündoğdu, “Eğitim halen 28 Şubat sürecine bağlıymış, halen Çevik Bir’e bağlıymış gibi 8 yıllık kesintisizlik hali devam ediyor. Şura kararına rağmen, 28 Şubat sürecinde tek işi okullarda yaşananları fişlemek olan askerler, milli güvenlik dersine giriyor. Eğitim eğitimcilerin işidir.” diye konuştu. Bu dersin branş öğretmenleri tarafından verilmesi gerektiğini kaydetti.

Gündoğdu, Milli Eğitim Bakanlığı’na diğer kurumlardan geçen 4/C’li personelin durumunun iyileştirilmesi gerektiğini belirtti.

Üniversitelerde düne göre biraz daha bilim ve özgürlüklerin öne çıktığını ifade eden Gündoğdu, “Ama ‘YÖK’ün Anayasal kurum olması gerekli midir?‘ sorusunu sorma mecburiyeti var. Yasa ile bilimin, özgürlüklerin, bilimsel makalenin, patent üretiminin bir merkezi yapılabilir mi sorusuna cevap aramak mecburiyeti var ve koordinasyondan sorumlu hale getirme mecburiyeti var.” görüşlerini savundu.



TOPLU GÖRÜŞME PRİMİ YOKKEN DE SENDİKALARIN ÜYELERİ VARDI

İki hususta bir hazımsızlık olduğunu söyleyen Gündoğdu, “Zaman zaman birileri çıkar siyaseti itibarsızlaştırmak için seçilmişleri yerin dibine sokar, atanmışları kutsar. Siyasette zaman zaman var olan bu itibarsızlaştırma sendikacılıkta da var. Sendikaların büyümesi ile ilgili.” sözlerine yer verdi.     

    Gündoğdu, dünyanın hiçbir ülkesinde sendika üyelerinin sendikasızlardan daha az ücret aldığının vaki olmadığını vurguladı. 2005 yılında 5 TL toplu görüşme primi uygulamasının başladığını hatırlatan Gündoğdu; bunun 2008 yılında 10 T L’ye çıktığını, CHP tarafından Anayasa Mahkemesine götürüldüğünü anımsattı. Gündoğdu, şöyle devam etti: “Hangi sendika olursa olsun on binlerce insan gece gündüz ter akıtıyor. Bu toplu görüşme primi hiç yokken de bu sendikaların üyeleri vardı. Şu anda 2.5 milyon memurun, 670 binin eşi çalışmıyor ve devlet onlara aile yardımı ödüyor. Şimdi bu aile yardımı alanlar devletçi aile mi oluyor. Ya da bunlar aile yardımı olduğu için mi evlendiler?”

Sendika aidatını devletin ödemediğini belirten Gündoğdu, isteyen herkese maaş bordrosunu fakslayabileceklerini söyledi.



“MHP- KAMU SEN İLİŞKİSİNİN YÜZDE BİRİNE KAPI ARALAMIŞ OLSAYDIK, YETKİ İÇİN ON YIL BEKLEMEZDİK”

Gündoğdu şöyle devam etti: “İkinci husus Eğitim Bir Sen ve Memur Sen’in büyümesi ile ilgili. Ana muhalefet partisi lideri bile Eğitim Bir Sen ve Memur Sen’in üyesinin kaç kat büyüdüğüne vakit ayırıyor. Keşke siyasetçiler kendi işlerini yapsalar. Tablo önümüzde. Bu iktidar 2002 yılında iş başına gelmiş, biz en büyük hizmet kolunda 10. yılda yetkiyi alıyoruz. Biz mi beceriksiziz, iktidar mı beceriksiz. Mehmet Moğultay gibi bir bakan hiç olmadı mı? Osman Durmuş artık yok mu? Bunun örneklerini çoğaltmak mümkün. Ama bizim bütün iktidarlardan tek beklentimiz ülkeyi normalleştirin, demokratikleştirin. Eğer, MHP- Kamu Sen ilişkisi, siz o ilişkiyi çok iyi biliyorsunuz, Resul Akay’ın tokatlanması, Şuayip Özcan’ın tokatlanması, detayına girmiyorum, onun yüzde birine kapı aralamış olsaydık, buna razı olacak ilişkiye müsaade etseydik, yetki için on yıl beklemezdik.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile