Prof. Dr. Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, insanların eskisi gibi tarlada, bağda, bahçede ya da sokakta fazla zaman geçiremediğini belirtti.
Antalya gibi güneşi bol olan bir kente dahi 3 bin 110 erişkin hastada yaptıkları araştırma sonucunda erkek hastaların yüzde 69'unda, kadın hastaların ise yüzde 53'ünde D vitamini eksikliği tespit ettiklerini ifade eden Prof. Dr. Yılmaz, şöyle konuştu:
''Araştırma sonuçlarına göre her iki kişiden birinde D vitamini eksikliği söz konusu. Ülkemizde gıdalarda D vitamin ilavesi zorunlu olmadığı için daha büyük bir risk altındayız. Örneğin ülkemizde gebelerde yapılan bir çalışmada yüzde 45.6 vitamin D eksikliği rapor edilmiştir. Yine bir başka çalışmada yeni doğanlarda yüzde 64.3 gibi yüksek oranda vitamin D eksikliği rapor edilmiştir. Aynı çalışmada annelerde yüzde 54.3 vitamin D eksikliği bulunmuştur. Okul çağı öğrencilerinde yapılan bir çalışmada D vitamini eksikliği yüzde 53 gibi yüksek bir oranda bulunmuştur.
Ege Bölgesi gibi nispeten güneşi bol ve sosyoekonomik düzeyi yüksek bölgede yaşayan yetişkinlerde bile D vitamini eksikliği yüzde 74.9 gibi çok yüksek sıklıktadır. Her ne kadar ülkemiz güneş zengini bir ülke olsa da, değişen yaşam koşulları ve şehir hayatı insanımızı kapalı ortamlarda yaşamaya mahkum ediyor.''
Prof. Dr. Yılmaz, gıdalar ile yeterli D vitamini almanın kolay olmadığını, genetik faktörlerin yanı sıra esmer tenli olmanın da D vitamini eksikliğine neden olabildiğini dile getirdi.
Esmer tenli bir kişinin açık tenli bir kişiye göre güneşlenme ile çok daha az D vitamini sentezleyebildiğini bildiren Yılmaz, açık tenli bir kişinin güneşlenme yolu ile 20 dakikada üretebildiği D vitaminini esmer tenli bir bir kişinin üretebilmesi için güneşte 120 dakika kalması gerektiğini vurguladı.
-D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNİN YOL AÇTIĞI HASTALIKLAR-
Prof. Dr. Yılmaz, D vitamini eksikliğinin bilinenin aksine sadece kemik erimesine neden olmadığını, kanserden şeker hastalığına, enfeksiyon hastalıklarından kalp hastalıklarına kadar birçok hastalığa yol açabildiğini ifade etti.
Deriden güneş yolu ile sentezlenen D vitamini için gerekli ultraviyole B ışınının camı geçemediğini, bu nedenle mutlaka açık havada daha fazla zaman geçirmek ve çocukları güneşe çıkarmak gerektiğine dikkati çeken Yılmaz, şöyle devam etti:
''D vitamini birincil etkisini serum, kalsiyum ve fosfor seviyesini kontrol ederek gösterir. D vitamini yokluğundadiyetile alınan kalsiyumun sadece yüzde 10–15'i bağırsaktan emilir. Fosforun da yüzde 60'lık kısmı emilebilir. Bu nedenle güçlü kemikler için D vitamini gereklidir. Her ne kadar üzerinde tam bir konsensüs sağlanamasa da D vitamini eksikliği için 20 ng/ml'den düşük değerler genel kabul görmüştür.
Kendimizi ve çocuklarımızı açık havada daha çok vakit geçirmeye zorlamalıyız. Bunun için illaki güneşlenmek gerekmez. Vücudun 25'lik kısmının 15 dakika aralarla günde 2-3 kez güneşe maruz kalması yeterli dozda D vitamini üretebilmemiz için yeterlidir. Aksi takdirde güneşin nimetlerini başkalarına sunup biz kendimizi onlardanilaçalmaya mahkum ederiz.''
Güneşin bilinmeyen faydaları
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Biyokimya Şefi Prof. Dr. Necat Yılmaz, ''Her ne kadar ülkemiz güneş zengini bir ülke olsa da, değişen yaşam koşulları ve şehir hayatı insanımızı kapalı ortamlarda yaşamaya mahkum ediyor'' dedi.