Oktay Vural, Başkent Üniversitesinde düzenlenen ''Enerji ve Ekonomi'' konulu sempozyumda, dünya petrol ve doğalgaz rezervlerinin üçte ikisinin Arap coğrafyasında olduğuna dikkati çekerek, bölgedeki siyasi çekişmelerin temelinde de bunun bulunduğunu söyledi.
Enerjinin yeni dünyanın en stratejik silahlarından biri olduğunu ifade eden Vural, enerjiyi elinde bulunduran ülkelerin diğer ülkelere göre daha avantajlı olduğunu ve yaşanan siyasi krizlerinde bu kapsamda ele alınması gerektiğini vurguladı. Enerji bağımlısı ülkelerin petrol ve doğalgaz arzında yaşanan ufak bir değişimden bile etkilendiğini, fiyatların artmasının söz konusu ülkelerin ekonomilerine işsizlik ve enflasyon olarak yansıdığını dile getiren Vural, şunları kaydetti: ''Günümüzde enerji alanında genel ve küresel bir yaklaşım gerekli. Herkes enerjide stratejik bir yer kapmanın peşinde. Bölgemizde bu çekişlerin yansımalarını görüyoruz. Kıbrıs açıklarında zengin doğalgaz kaynakları var. KKTC'ye yıllardır uygulanan olumsuz tutumun kökeni de bu. Yine Yunanistan'ın karasularında 12 mil iddiası da aynı kapsamda değerlendirilmeli.'' Gelinen noktada kaynakların ülkelerin envanteri yerine uluslararası petrol şirketlerinde olduğunu ve kaynakların bulunduğu ülkeye değil en çok petrol tüketen ülkeye hizmet etmeye başladığını belirten Vural, Türkiye'de son çıkan petrol kanunuyla kaynaklarının milli rezervler dışında tutulduğunu öne sürdü.
-Bakü-Ceyhan'ı engellemek istediler''-
Oktay Vural, petrol kaynaklarının deniz yoluyla taşınmasının boru hatlarıyla taşınmaya doğru değişmesiyle Türkiye'nin stratejik konumunun daha da önem kazandığını ifade ederek, ''Enerjinin olduğu yerler kıymetli yerlerdir. Bu özelliğe sahip yerlerin güvenli, politik risklerden arındırılmış ve çıkarlara hizmet edecek bir politik iklimin sahip olması isteniyor. Rusya, Hazar bölgesi enerji kaynaklarının kendisinden bağımsız uluslararası piyasaya çıkmasını istemiyor. Benim BOTAŞ Genel Müdürü olduğum dönemde Bakü-Ceyhan Boru Hattının engellenmesi için çok oyun oynandı. Bu hattın etkisini azaltmak için çoklu boru hattı projeleri gündeme getirildi. Rusya bu bölgedeki ekonomik üstünlüğünü korumak için önce Mavi Akımı şimdi ise Güney Akımı Projesini gündeme getiriyor'' diye konuştu. Gelişen konjonktür içinde Türkiye'nin sağlıklı bir enerji politikası geliştirdiğinin söylenemeyeceğini öne süren Vural, Hazar kaynaklarının doğuda batıya taşınması konusunda çok yanlış adımlar atıldığını, Ceyhan bölgesinin bugün hala rafineri bölgesi olamamasının bunun en net göstergesi olduğunu söyledi. ''Rusya ile imzalanan, yüzde 15'ine de Fransa'nın ortak olduğu Güney Akım Projesi Türkiye'nin menfaatlerine değil. Bu doğrudan doğruya Rusya'nın menfaatlerine hizmet eden bir proje'' diyen Oktay Vural, büyümek ve bölgesinde önemli bir aktör olmak isteyen Türkiye'nin elindeki enerji kozunu iyi oynaması gerektiğini vurguladı.
Güney Akım Türkiye'nin Menfaatine Değil
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Türkiye'nin enerji güvenliğini sağlamak için çıkarlarını gözetmesi gerektiğini savunarak, ''Rusya ile imzalanan, yüzde 15'ine de Fransa'nın ortak olduğu Güney Akım Projesi Türkiye'nin menfaatlerine değil'' dedi