Güngören’deki Patlamada Hayatını Kaybedenlerin “Şehitliği” Bürokrasi Engeline Takıldı

Güngören’deki Patlamada Hayatını Kaybedenlerin “Şehitliği” Bürokrasi Engeline Takıldı

Güngören’de 2008 yılında terör örgütü PKK tarafından yapılan bombalı saldırıda hayatını kaybeden vatandaşların ailelerinin girişimiyle gündeme gelen ve yasalaştırılan Sivil Şehitlik Yasası bürokrasi engeline takıldı.

Yasaya göre, olay anında terör eylemlerinin etkisini azaltılmasında faydası olmuş kişilerin sivil şehit sayılabileceği öngörülüyor. Karara tepki gösteren aileler, yasanın ayrımcılık yaptığını belirterek, sorunun çözülmesi için devletten yardım beklediklerini söyledi.

Güngören’de 29 Temmuz 2008 yılında terör örgütü PKK tarafından yapılan bombalı saldırıda hayatını kaybedenlerin ve yaralanan vatandaşların girişimiyle yasalaştıran Sivil Şehitlik Yasası bürokrasi engeline takıldı. Yasayla birlikte 700 TL kadar bir aylık alması planlanan ailelerin yasadan faydalanabilmesi için hiçbir gelirinin olmadığına dair SGK tarafından muhtaçlık belgesi istenirken, kanuna eklenen diğer bir maddeyle ölenlerin şehit sayılıp, sayılmama durumu ortaya çıktı.

Yasaya göre, patlama sırasında ölenlerin olay sırasında terör eylemlerinin etkisini azaltmasında faydası olmuş kişilerin kanun kapsamında şehit sayılabileceği belirtildi. Karara tepki gösteren acılı aileler, olaydan sonra maddi manevi büyük travmalar yaşadıklarını belirterek, yasanın değiştirilmesi için mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi.

Güngören’de meydana gelen patlamada hayatını kaybeden vatandaşların ailelerinin avukatı Yusuf Şenel, Sivil Şehitlik Yasası’nın tam anlamıyla uygulanmadığını söyledi.

Şenel, “Daha evvel asker polis olarak şehit olan kişilerin ailelerine bir şehitlik maaşı ve imkanlar tanınıyordu. Şimdi hükümet bir yasa değişikliğiyle sivil olarak terör eylemlerinden etkilenen kişilerin ailelerinin yararlanmasıyla ilgili bir yasal düzenleme yapıldı. Bu yasal düzenleme yapıldığı zaman iyi niyetle başladı.

Ama muhalefet, bir takım bürokratlar, bir takım sivil toplum kuruluşları bunu sulandırdılar” diye konuştu.

“GÜNGÖREN’DEKİ VATANDAŞLARIMIZ YARDIM EDERKEN ÖLDÜLER” Sivil Şehitlik Yasası’na getirilen ve Güngören Şehitlerinin ailelerinin bir kısmını kapsamayacak olan maddeyi değerlendiren avukat Şenel, şunları söyledi; “Dolayısıyla diğer bir mevzuattan aylık bağlanmaması gibi bir şart arandı. Bu şart birçok ailenin bu kanundan istifade edememe neticesini doğurdu. Eklenen bir madde daha var. O da şudur; eğer terör eylemlerinin etkisinin azaltılmasında, terör olaylarının ortaya çıkmasında faydası olan kişilerin aileleri de aynı asker, polis aileleri gibi şehitlik haklarından istifade edebileceği şeklinde bir düzenleme yapıldı. Bunun tespiti de zor bir şey. Bu canlı yayında patlatılan bir şey değil. Bu ansızın bir yerde gerçekleşiyor. Kim önde, kim arkada, kim yardıma koşuyor, kim bekliyordu. Bunun tespiti zor bir şey. Ama bizim Güngören’deki vatandaşlarımızın hepsi 2’inci patlamada öldüler. Dolayısıyla bunların hepsi yardıma koşarken vefat eden kişiler. Bu yüzden bu yasadan bizim ailelerimizin yararlanması gerektiğini düşünüyoruz.” “ GERİDE KALAN KİŞİLER SON DERECE MAĞDURLAR” “Kanunun çıkartılırken koymuş olduğu kriterlerin tespiti biraz zor” diyen Avukat Şenel, olayla ilgili bir örnek vererek, “Bingöl’de bir olay olmuştu. Bir anne çocuklarını kurtarmak için canlı bombanın üzerine atlamıştı. Şimdi ondan yola çıkarak bir kanun düzenlendi ama her olayda bunun tespiti mümkün değil. Bomba patlarken kim yardım etti? Bunun tespiti mümkün değil” dedi.

“Geride kalan kişiler son derece mağdurlar” diyen Avukat Yusuf Şenel, “Birçoğu eşlerinden boşandı. Hepsi maddi anlamda desteğe muhtaçlar. Kişi başına verilen 10 bin lira para. 10 bin lira paradan da başka bu ailelere 5 kuruş yardım edilmiş değil. Bu insanların burada katledilmesinin sebebi kendileri değil, devletin varlığına ve birliğine kastedenler tarafından katledildiler. Öyleyse devletin de bu insanlara yardımcı olması lazım” şeklinde konuştu.

BERABER BÜYÜDÜLER, YAN YANA YATIYORLAR Güngören’deki hain saldırıda hayatını kaybeden 1994 doğumlu Murat Ağca ile Furkan Şentürk’ün anneleri çocuklarının çok iyi arkadaş olduklarını, öldükten sonrada yan yana gömüldüklerini söyledi.

Acılarının günbegün arttığını söyleyen acılı anneler, yasanın kendilerini daha da üzdüğünü belirtti.

Patlamada hayatını kaybeden Murat Ağca’nın annesi Perihan Ağca, Furkan Şentürk’ün annesi Sadiye Şentürk’le kader ortaklığı yaptıklarını söyledi.

Anne Perihan Ağca, “Tek oğlumu kaybettim. Hayatımızı darmadağın etti. Benim tek oğlum gitti, arkadaşımın da öyle. Birbirimize destek vererek, acılarımızı birbirimizle paylaşarak zamanımızı mezarlıklarda geçirdik. Furkan okul birincisiydi, benim oğlum ikincisiydi. Şimdi yan yana yatıyorlar” dedi.

Yasanın büyük bir haksızlık içerdiğini ifade eden Ağca, “O bomba patladığında sadece bizim çocuklarımızı değil, Ne Var Ne Yok hepsini yok etti. Öbürleri de anne, onlar da ciğer. Bir de kendilerini o durumda düşünsünler” şeklinde konuştu.

Furkan Şentürk’ün annesi Sadiye Şentürk ise, “Kuleli askeri lisesini kazanmıştı. Kazandığı haberini aldık ama maalesef oğlum göremedi. Olayın ikinci günü, ki biz olayın şokuyla ne olduğunu bilmiyoruz. Bizim elimize bir kağıt tutuşturdular. Eşime imzalatmışlar. Eşim okumadım bile dedi.

Bilseydik kabul etmezdik. Devletten 20 milyar aldınız diye her yerde önümüze çıkıyor. 20 trilyon verseler de benim oğlum gelmez. Ben oğlumu paraya değişmem. Biz şehitlik belgesi istiyoruz. Bu ayrımcılık yapılmasın. Burada hepimiz biriz” diye konuştu.

“ALLAH'A SIĞINDIK” 27 yaşındaki oğlu Yunus Öztürk’ü kaybeden bir başka gözü yaşlı anne Türkan Öztürk, oğlunun acısını atlatamadığını dile getirerek, “İkinci patlamada öldü. Oğlum yardım edeyim diye koşarken bomba birebir üstünde patladı. Perişanız. Halen daha toparlanamadık. Bu yasaya tamamıyla karşıyız. Çünkü bu yasa hiç kimseyi kapsamıyor. Bu yasanın genişletilmesini istiyoruz” dedi.

7 aylık hamile eşini ve anne karnındaki bebeğini hain saldırıda kaybeden İlhan İkiz, “Yardım ederken ikinci patlamada eşimi kaybettim. En mutlu anımızda hüsrana uğradık. Biz bunu yaşarken Allah’a sığındık” diyerek, çıkartılan yasanın bütün aileleri kapsaması gerektiğini söyledi.

İkiz, Güngören mağdurları olarak, terörün çözüm sürecine katkıda bulunmak için ellerinden geleni yapacaklarını ifade etti.

GÜNGÖREN FACİASI 29 Temmuz 2008 yılında Güngören Güven Mahallesi, Kanal Caddesi Menderes Çıkmazı’nda araç trafiğine kapalı cadde üzerinde çöp kutularına yerleştirilen parça tesirli 2 bombanın 10 dakika arayla patlatılması sonucu 17 kişi ölmüş, 154 kişi de yaralanmıştı .
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile