Haaretz: Türkiye Suriye Konusunda Endişeli Tel

Haaretz gazetesi, "Türkiye‘nin, Suriye‘deki Esad rejiminin çökmesi olasılığından ve yerine kimin geleceğinin belli olmamasından endişe ettiğini" öne sürdü.

Zvi Bar‘el imzalı makalede, Mısır ve Suriye‘deki protestolar ile Türkiye‘nin iki ülkedeki olaylara ve rejime yaklaşımı değerlendirildi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın, Bloomberg televizyonunda ünlü sunucu Charlie Rose‘un sorularını yanıtlarken, "Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, halkının barış ve demokrasi taleplerini reddetmemelidir" dediği kaydedilen makalede, "bunların, yaklaşık iki ay önce dönemin Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek‘e söyledikleriyle hemen hemen aynı olduğu" yorumunda bulunuldu.

"Erdoğan‘ın iki liderle olan ilişkilerindeki benzerliğin burada son bulduğu, Başbakan Erdoğan‘ın Mübarek‘le ilişkilerinin dostça olmadığı, hatta gergin olduğu" savunulan makalede, "Mübarek‘in, Erdoğan‘ın Ortadoğu‘daki çatışmalara müdahalesine izin vermediği" görüşü dile getirildi.

"Erdoğan ve üst düzeydeki temsilcilerinin Şam‘a sık sık yaptıkları ziyaretlerde, aralarındaki dostane telefon görüşmelerinde de ifade edildiği gibi, Erdoğan ile Esad‘ın arasındaki şahsi yakınlığın aksine, Erdoğan ile Mübarek arasındaki bağların soğuk olduğu" kaydedilen yazıda, "tüm bu nedenlerle Mısır‘da protestoların başlamasından iki hafta sonra, Erdoğan‘ın Mübarek‘e sadece reformları yapma değil, çekilmesi çağrısının da şaşırtıcı olmadığı" yorumunda bulunuldu.

Zvi Bar‘el yazısında, "diğer taraftan Türkiye‘nin 1.5 milyar dolarlık yatırımları bulunduğu Libya‘ya NATO‘nun saldırı kararı aldığında, Ankara‘nın Arap Birliği‘nin Libya üzerinde uçuşa yasak bölge oluşturulması kararına destek vermesine rağmen, Erdoğan‘ın saldırıları kınadığını" da kaydetti.

"Ancak 3 Mayıs‘ta Venezuela ve Afrika ülkelerinin de Libya lideri Muammer Kaddafi‘nin çekilmesini istediklerinde, Türkiye‘nin de buna katıldığı" belirtilen makalede, "Buna rağmen Ankara hala Libya krizini Kaddafi gitmeden sona erdirecek bir çözüm bulmakla ilgileniyor" ifadesine yer verildi.

"Türkiye‘nin Suriye karşısındaki duruşunun çok daha karmaşık" olduğunu kaydeden Bar‘el, "geçen hafta Esad‘a istifa çağrısı zamanının gelip gelmediği" sorusuna Başbakan Erdoğan‘ın, "Bir karar vermek için henüz çok erken. Bu konudaki nihai kararı Suriye halkı verecektir. Suriye‘nin birliği muhafaza edilmelidir" dediğini hatırlattı.

"Erdoğan‘ın basın açıklamalarında, kendisiyle Esad‘ın dost olduklarını ve hatta gösteriler başlamadan önce Esad‘a reformlar için tavsiyede bulunduğunu söylediği" kaydedilen yazıda, "ancak Erdoğan‘ın güç kullanımına karşı, yeni Halepçe ve Hama benzeri olayların meydana gelebileceği yolunda Türkiye‘de yaptığı açıklamaların Suriyelileri rahatsız ettiği" öne sürüldü.

"Müslüman Kardeşler‘in Suriye‘deki temsilcilerinden Muhammed Riyad Şıfki‘nin İstanbul ziyaretine" işaret edilen yazıda, "Şıfki‘nin Suriye‘deki protestoların gerisinde itici güç olarak hareketin yer aldığını söylediği, Suriye‘nin ise Ankara‘nın neden Yemen‘de sürgünde bulunan Şıfki‘nin İstanbul‘a gitmesine ve medyanın onunla söyleşi yapmasına izin verdiğini anlamadığı" kaydedildi. 

Yazıda, Türkiye kaynaklı haberlere de atıfta bulunularak, "Suriye‘nin, MİT Müsteşarı Hakan Fidan‘a, Suriye rejiminin iddialarının aksine Erdoğan‘ın, ‘Suriye‘de silahlı çeteler bulunmadığı‘ yolundaki sözlerine karşı Müslüman Kardeşler‘in protestolar sırasında Suriye güvenlik kuvvetlerine ateş açılması olaylarına karıştığını gösteren bilgiler ilettiği" belirtildi.

"Erdoğan‘ın, Suriye‘de cereyan edenlerin ne yalnızca Suriye‘nin bir iç sorunu ne de Türkiye‘nin bir dış politika konusu olarak açıklanabileceğini belirttiği" ifade edilen makalede, "Türkiye bir yandan Esad rejiminin çökmesi olasılığından çekinirken, yerini kimin alacağı konusunun belirsizliği de bir başka endişe konusu oluyor. Bu arada Erdoğan ve yönetimin asıl korkusunun, hükümetinin herkesi kucaklayan dış politikasının çökmesi ve bunun da 12 Haziran‘da yapılacak seçimleri etkilemesi olduğu anlaşılıyor. ‘Tüm komşularla sıfır sorun‘ politikası, Türkiye‘nin tüm çabalarına karşın fırtınalı sularda bocalaması, olayların gidişini etkilemekten uzak kalması ve Esad diktatörlüğünün destekçisi gibi görünmesi biçiminde ortaya çıkan beklenmedik gerçeklerle karşılaşıyor" görüşü öne sürüldü.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile