Hadise: Sahnede iddialıyım normalde mütevazı

Son dönemin en başarılı kadın müzisyenlerinden biri olan Hadise, şu sıralar Mustafa Sandal, Hülya Avşar ve Murat Boz ile birlikte 'O Ses Türkiye'de jüri üyeliği yapıyor. Güzel şarkıcı, yarışma sayesinde seyircinin kendisini daha iyi tanıma fırsatı bulduğunu söylüyor...

Çok hareketli bir dönemdesiniz. Konserler, televizyon programı, klip çekimleri... Tüm bunlar arasında başınızı kaşımaya fırsat bulabiliyor musunuz?
Aslında böyle yoğun dönemlerde insanın çok uyuması gerekir ama ben her şeyi yapabilmek için çok az uyuyorum. Artık vücudum alıştı uykusuzluğa, sabahları kendiliğimden 6.30-7.00 gibi kalkıyorum.

VERİLEN SAVAŞI İZLERİM

Vücudunuzun iflas etmesinden korkmuyor musunuz?
Bulduğum vakitlerde uyumaya çalışıyorum ama doğru vitaminler almak, doğru beslenmek, çok su içmek çok önemli. Şalsız, ceketsiz dışarı çıkmam mesela. Bunlar detay ama çok önemli detaylar.

'O Ses Türkiye'ye geçersek; siz jüri değil de yarışmacı adayı olsaydınız ve diğer üç jüri de sizi takımına isteseydi, hangisini seçerdiniz?
(Çok uzun düşünüyor) İlginç ve zor bir soru. Bilmiyorum, galiba o an beni en çok etkileyen kişiyi seçerdim. Önce benim için nasıl savaştıklarını izlerdim. Ondan sonra sözleriyle ve vücut diliyle o an bana karşı kim en samimiyse, onu seçerdim.

Murat Boz'la sürekli atışıyorsunuz ama aslında çok iyi anlaşıyorsunuz galiba...
Murat'la çok iyi diyalog kurabiliyoruz, eğleniyoruz, birbirimize enerji veriyoruz. Bir de; ben orada sahnedeki imajımı sergilemek istesem, hep oturmak zorunda kalırım. Ama orada sahnedeki Hadise yok, jüri koltuğunda oturan Hadise var. Onun için hepimiz içimizden nasıl geliyorsa öyle davranıyoruz.

Siz de, Murat Boz da zaman zaman yarışmacıları etkilemek için cazibenizi kullandınız. Peki, sizce hanginizin cazibesi daha yüksek?
Yarışmacılar onu seçince Murat iyi kullandı, yarışmacılar beni seçince ben iyi kullandım! Ama mesela ben bir kadın yarışmacıya ikimizin döndüğü anlarda, Murat'ı seçerler diye çok korkuyordum. Ama kızların yüzde 80'i bana geldi. Bu da beni çok mutlu etti.

Yarışmada sık sık gözleriniz doluyor. Kolay ağlayan biri misiniz?
Duygusalımdır. Beni duygulandıran insanlara, olaylara, filmlere ağlarım. Televizyonda bir haber görürüm, ağlarım. Mesela Van depremine çok ağladım.

HEYECAN HEP VAR

Şu sıralar Belçika'dan çok Türkiye'de vakit geçiriyorsunuz, değil mi?
Evet, şu an 'O Ses Türkiye'den dolayı burada çok fazla vakit geçiriyorum ama yakında İngilizce bir albüm için yurt dışında çalışmayı düşünüyorum.

Sahnede çok iddialı, gördüğüm kadarıyla günlük hayatınızda ise son derece mütevazısınız. Bu dengeyi nasıl kuruyorsunuz?
İnsanlarla olan ilişkilerde iddialı olmamak lazım. Sana saygı duyan insanlara karşı mütevazı; işini yaparken, kamera önünde, sahnede ise iddialı olmak zorundasın. Sahnede mütevazı olursan kendini gösteremez, gerekli ilgiyi çekemezsin.

Genç ve güzel bir kadınsınız; bu kadar işin arasında aşka vakit ayıramıyor musunuz?
Heyecan her zaman var hayatımda. Ben hayatın tadını çıkaran bir insanım, bu kadar basit.

İnşallah karşılıklıdır o heyecan...
Kim bilir! (Kahkahalar)

İNSANLARI TAM MUTLU ETMEK ZOR

İleride çıkarmayı düşündüğünüz İngilizce albüm için hazırlık yapıyor musunuz?
Aralara sıkıştırmakla olmayacak bu iş, çok büyük ve çok derin bir çalışma olacak. Şu an mesela bu albümü araya sokamam. Çünkü o zaman yurt dışında olmak zorunda kalacağım. O zaman da "Hadise nereye kaçtı?" diyecekler. Türkiye'de uzun süre kalınca da "Başka yere gitmiyor, yurt dışında bir şey yapamıyor" diyorlar. Yani insanlar hep yorum yapacak ama ben içimden nasıl geliyorsa öyle davranmak istiyorum.

Biraz sitemkârsınız...
İnsanları hiç tam mutlu edemiyorsunuz, böyle bir gerçek var.

Bu Türkiye'de daha mı fazla var?
Tabii. Çok fazla ortalıkta görünmeyince "Neden görünmüyorsun?", çok fazla görününce de "Neden çok görünüyorsun?" diyorlar. Sürekli kendini ifade etmek zorundasın.

KIZ KARDEŞLER GÜNLERİ YAPARIZ

Menajeriniz ablanız, modacınız da kız kardeşiniz. Ailesiyle çalışmak daha mı güven veriyor insana?
Geçmiş deneyimlerim böyle bir karar vermeme neden oldu. Bu işi uzun bir süre yapmak istiyorsan, etrafındaki insanlar çok önemli. Kendi yeteneğin tamam, Allah verdiyse vardır ama etrafındaki insanlar yanlışsa çok çabuk harcanabilirsin. Çünkü Hadise ben değilim, Hadise bir ekip, hatta Hadise eşittir biz.

Tek başınıza evinize çekildiğinizde kim oluyorsunuz?
Annemle babamın kızı, ablamın kardeşi, erkek kardeşim ve kız kardeşimin ablası. Sahnede ise Hadise'yim.

İŞ YOK!

Kız kardeşler genelde didişir, siz de didişir misiniz?
Biz dozunu biliyoruz. Mesela tüm gün beraber çalıştıktan sonra kendimize vakit ayırırız. 12 saat birlikte çalışıyorsan, bir de akşam beraber olmak yanlış. Mesela biz 'kız kardeşler günleri' organize edip yemeğe, sinemaya, alışverişe gideriz ve o zamanlarda hiçbir şekilde iş konuşmayız.

BİRAZ ALAH'TAN KORKSUNLAR

Bir dönem vergi kaçırmakla eleştirildiniz. Canınızı çok sıktı mı bu?
Bu eleştiri değil, bir karalama kampanyası. Vergi dairesinde her şey ortada. Bununla ilgili yorum yapmak bile istemiyorum. Bunları söyleyen insanlar biraz Allah'tan korksun.

BOŞVERİN!

Neden söylüyorlar bunları, sizi çekemiyorlar mı?
Meyve veren ağaç ne yapılır? Aynen öyle işte...

Peki, Erol Köse'nin sizinle ne alıp veremediği var; sürekli sizinle uğraşıyor?
Bilmiyorum, kendisine sorun. Boşverin, çok gereksiz konular bunlar. Bunları konuşmamız bile bizim için vakit kaybı. Allah kızar bize. Gülüp geçelim.

ARKADAŞLIK ÇOK BAŞKA BİR ŞEY

'O Ses Türkiye'de jüri koltuğunu paylaştığınız Hülya Avşar'la aranızda iyi bir arkadaşlık oluştu galiba...
Üç jüri üyesi arkadaşımı da çok seviyorum. Ama arkadaşlık çok derin bir kelime benim için. Benim hayatımda üç tane çok sevdiğim, saydığım, benimle ilgili her şeyi bilen arkadaşım var. Onlar benim sırdaşlarım ve yoldaşlarım. Ben birisine çok kolay 'arkadaş' diyemem, demem. Çünkü önce insanları tanımak zorundasın. Murat, Hülya ve Mustafa sevdiğim ve saydığım isimler; yarışmada birbirimize çok yardımcı oluyoruz, severek koltukları paylaşıyoruz ama arkadaşlık başka bir şey.