Hak-Is Ve TYB'nin Düzenledigi 5. Ahlak Surasi'nin Sonuç Bildirgesi Açiklandi Açiklamasi

'Dinimiz, çalismadan kazanmayi hedefleyen her türlü girisimi yasaklar. Ayrica toplumun ahlaki degerlerini hiçe sayarak güven ve huzuru bozan rüsvet, tefecilik, stokçuluk, karaborsacilik ve alisveriste hile, kimi ürünlerde yasanan fahis fiyat artislari gibi haksiz kazanç yollarina izin vermez'

Hak-Is ve Türkiye Yazarlar Birligince (TYB) "Is Ahlaki, Çalisma Hayati ve Safahat" temasiyla düzenlenen 5. Ahlak Surasi'nin sonuç bildirgesi açiklandi.

Bildirgenin kamuoyuna duyurulmasi için Tacettin Dergahi'nda düzenlenen programa, Hak-Is Genel Baskani Mahmut Arslan, Türkiye Yazarlar Birligi Baskani ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Musa Kazim Arican ve davetliler katildi.

Açilis konusmalarinin ardindan 5. Ahlak Surasi'nin sonuç bildirgesi okundu.

Bildirgede, Kovid-19 salgininin bütün toplumlari ve is dünyasini bir ahlak sinaviyla karsi karsiya getirdigi belirtilerek,"Yoksul ülkelerin asiya erisim zorlugu, asinin sagladigi bagisikliktan yoksun kalinmasi, saglik sektöründeki adaletsizlikler ve ülkeler arasinda mevcut ekonomik esitsizlikler dünyayi büyük bir ahlaki basarisizligin esigine getirmistir." ifadeleri kullanildi.

Küresellesme ve dijital çag endüstrisinin ahlak tasavvurunun yerellikle olan baglarini zayiflatarak dünya çapinda degisen aktörler, yöntemler ve enstrümanlarla yeni bir yol haritasi ortaya çikardiginin vurgulandigi bildirgede, sunlar kaydedildi:

"Bir tarafta erdeme, sabra, hemhal olmaya, sosyal dayanismaya ve rahmete vurgu yapan Islam kültürü, diger tarafta ise bireyin haz ve isteklerini merkeze alan, 'ani yasama' sloganli filmler, reklamlar ve daha birçok kültür endüstrisi ürünüyle insa olunan tüketim kültürü, insanlarin karsisinda seçenek olarak bulunmaktadir. Bu iki farkli ahlak tasavvuruna maruz kalan bireyin tutarli bir sentez olusturmasi kolay olmamaktadir. Birçok kisi, farkinda olmadan ayni anda içsellestirdigi bu iki farkli ahlak tasavvuru sonucu, tutarsiz ahlaki davranislar sergileyebilmektedir."

- "Güçlü olanin, zayif olani ezdigi bir düzen ahlaki olamaz"

"Bireysel ahlak toplumsal ahlaki, toplumsal ahlak da bireysel ahlaki insa eder." görüslerinin yer aldigi bildirge su ifadelerle devam etti:

"Tüm toplumlar için ortak bir ahlak dili olusturmanin imkanlari aranmalidir. Dinimiz, çalismadan kazanmayi hedefleyen her türlü girisimi yasaklar. Ayrica toplumun ahlaki degerlerini hiçe sayarak güven ve huzuru bozan rüsvet, tefecilik, stokçuluk, karaborsacilik ve alisveriste hile, kimi ürünlerde yasanan fahis fiyat artislari gibi haksiz kazanç yollarina izin vermez. Çalisma hayati, aile huzurunu koruyan, aile degerini yücelten ve is yasam dengesini saglayan bir yaklasimla tanzim edilmelidir. Helal lokma hassasiyeti, en az helal gida hassasiyeti kadar yüksek olmalidir. Insan emegi kutsaldir. Insan, kendisini emegi vasitasiyla yeryüzünde gerçeklestirir. Biricik olan insanin kendisini gerçeklestirme imkani olan emek sömürülemez. Üretim mekanizmasinin en büyük paydaslarindan biri olan emekçilerin haklarinin insan serefine uygun biçimde belirlenmesi yönünde farkindalik gelistirilmeli ve bu ölçü, siyasetin öncelikli meselelerinden birisi olmalidir. Güçlü olanin zayif olani ezdigi bir düzen ahlaki olamaz. Böyle bir düzende baski ve zulüm vardir. Devletin yasalari baski ve zulme hiçbir alanda imkan tanimamali, ahlaki olanin yasal zeminde muhafaza edilmesi mümkün kilinabilmelidir. Bu anlamda yasal olanin ayni zamanda mesru ve ahlaki olana tekabül etmesi gerektigi unutulmamalidir."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile