Kimi Hakan'a kızdı, 'Ne gerek var bunları konuşmaya' dedi, kimi de çocuğuyla konuşmadığı için Sibel Can'ı haksız buldu. Ama hepsi boş... Kimse aile içinde neler yaşandığını bilemez. Dolayısıyla Hakan Ural'ın o açıklamaları, hangi ruh hali ve hangi gerçekler eşliğinde yaptığını bilemiyoruz. Sibel Can'ın suskunluğunun altında yatan nedeni de bilemiyoruz. Ama gerekçeler ne olursa olsun, ortada çocuklar var. Hakan Ural'ın da dediği gibi Melisa ile Engincan onların çocukları olmanın bedelini ödüyorlar. Ama Hakan'ın da artık; "Eğer bana ithamda bulunup çamur atarlarsa, ben de tüm gerçekleri ortaya saçarım" söyleminden vazgeçmesi gerek.
Anne-babanın arasında yaşanan sorunların çocuklar üzerindeki etkisini kendisi gayet iyi tespit etmiş zaten. Psikoloğa gerek yok. Haftalardır devam eden bu çekişmenin sonlanması için aklı selim birine ihtiyaç duyulduğu su götürmez bir gerçek. Onlar bu sorunu aşamıyor olabilirler. İletişim kilitlenmiş olabilir. Ama iki tarafın tanıdıklarından biri çıkıp da, "Çocuklar bu iş böyle yürümez. Haydi biraraya gelin, konuşun. Bu çocukların bu psikolojiyi atlatıp keyifle yaz tatillerini yapması gerek" diyemez mi! Hakan Ural çok iyi baba olabilir. Sibel Can da çok iyi anne olabilir. Ama anne ve babalık birbirinden bağımsız bir şey değil ki! Yani yönetmek gerek durumu. Sibel Can'la bu konuları birkaç kez konuştum. Hakan'ın açıklamalarından sonra bir kez daha aradım, ama o da hala aynı söylemi devam ettiriyor. Sibel de şöyle dedi: "Asıl benim konuşacak çok şeyim var. Ama çocuklarımın babasıdır. Gereken cevabı insanlar zaten veriyor. Çocuklarım büyüdüklerinde neyin ne olduğunu anlayacaklar." Gördüğünüz gibi o 'konuşulacak çok şeyler var' söylemi devam ettikçe bu dava bitmez.
Sabah/GÜNAYDIN
Hakan Ural röportajının ardından gözler Sibel Can'a çevrildi
Sibel Can eski eşine yanıt verdi.