'Halil İnalcık, Türk Tarihçiliğinin En Zirve İsmidir'
MSÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu: 'Halil İnalcık, Osmanlı tarihçiliğinin gelmiş geçmiş ve bana göre de gelecekteki en önemli tarihçisidir, Türk tarihçiliğinin en zirve ismidir. Özellikle Osmanlı tarihçiliği konusunda çok önemli işler yapmıştır' 'Halil Hoca'da heves vardı ve meraklıydı. Heves ve merak herkeste olmaz, olduğu zaman da zaten iyi tarihçi oluyorsunuz. O, merakından dolayı araştırıyor ve durmuyor. 'Ben Halil İnalcık oldum' deyip bırakmıyor, bilgiye ve araştırmaya önem veriyordu' 'Halil Hoca'nın, İstanbul ile ilgili, 'İstanbul, Bir İslam Şehri' diye bir makalesi var. Batı'da, 'Müslümanlarda şehir yoktur' diye bir fikir vardır, buna karşılık olarak 'İstanbul, bir İslam şehri' tezini ortaya koydu. Fatih'i, Fatih dönemini aydınlattı. 'Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi isimli yazdığı kitap, muazzam bir eserdir'
AA muhabirine konuşan Prof. Dr. Afyoncu, 25 Temmuz 2016'da vefat eden Prof. Dr. Halil İnalcık ile yaşadığı günleri, ilmi derinliğini ve çalışmalarını anlatarak, onun "Şeyh-ül Müverrihin" yani "Tarihçilerin Şeyhi" diye anıldığını ve hem Türkiye'de hem de dünyada çok mühim çalışmalar gerçekleştirdiğini söyledi.
Prof. Dr. İnalcık'ın, Türk tarihçiliği alanında büyük çığır açtığını ifade eden Afyoncu, "Halil İnalcık, Osmanlı tarihçiliğinin gelmiş geçmiş ve bana göre de gelecekteki en önemli tarihçisidir, Türk tarihçiliğinin en zirve ismidir. Özellikle Osmanlı tarihçiliği konusunda çok önemli işler yapmıştır." diye konuştu.
Afyoncu, tarih üstadı İnalcık'ın, hayatı boyunca istikrarlı bir şekilde çalıştığını vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Halil İnalcık, hem içeride hem dışarıda birçok yayın yapmış, çığır açmış, birçok buluş yapmış ve birçok eksik bildiğimiz konuyu aydınlatmış önemli bir tarihçimizdir. Halil Hoca'nın ömrünün son gününe kadar çalışması en önemli hususlardan biridir yani o hiç durmadı ve devamlı çalıştı. Yanına gittiğinizde 90 küsur yaşında olsa bile Halil Hoca'nın en önemli özelliği heyecanlı anlatımıyla, 'Afyoncu bak, burada Ertuğrul Gazi, İznik dosyası, Fatih Sultan Mehmed'in dosyası, burada Kefe defteri' diye yaptığı çalışmalardan bir heyecan duyardı. Günümüzde birçok bilim adamında eksik olan şey heyecandır. Vefatından önce ben gidemedim ama hasta yatağında, ziyaretine gidenlere oturup Kosova Savaşını anlatmış. Hoca, bu heyecanını muhafaza ettiği için devamlı yaratıcı oldu ve ortaya yeni şeyler koydu."
Prof. Dr. İnalcık'ın, 100 senelik ömründe, pek çok projeyi hayata geçirdiğini ve Türk-Osmanlı dünyasına hizmet ettiğini vurgulayan Afyoncu, "Halil Hoca'da heves vardı ve meraklıydı. Heves ve merak herkeste olmaz, olduğu zaman da zaten iyi tarihçi oluyorsunuz. O, merakından dolayı araştırıyor ve durmuyor. 'Ben Halil İnalcık oldum' deyip bırakmıyor, bilgiye ve araştırmaya önem veriyordu." değerlendirmesinde bulundu.
-"Batı dünyasında İngilizce literatür oluşmasında yardımcı oldu"
Prof. Dr. Afyoncu, Halil İnalcık'ın önemli özelliklerinden birinin ana kaynakları kullanmak olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hoca, Osmanlı'daki kaynaklara, Osmanlı arşivlerine, Osmanlı kroniklerine her zaman önem verdi ve onlardan ortaya birçok yenilik çıkardı, yorum yaptı. Yorumun gerçekleşebilmesi için bir bilgiye dayalı olması lazım. Halil İnalcık'ın en önemli özelliklerinden biri bir bilgiye ve analize dayalı olarak yorum yapmasıydı. Sonrasında 1970'li yıllarda yurt dışına gitti. Chicago'da ve Princeton'da uzun süre hocalık yaptı. Oraya çok faydası oldu, orada çok öğrenci yetiştirdi. ABD'de Osmanlı tarihçiliğinin gelişmesinde faydası oldu."
İnalcık'ın yazdığı makale ve kitapların çoğunu İngilizce kaleme aldığı için yurt dışında dünya tarihçileri tarafından okunup, eserlerinin kaynak gösterildiğine dikkati çeken Afyoncu, şunları söyledi:
"En büyük problemimiz, Türkiye'de yapılan çalışmaların, İngilizce literatüre yansımadığı için dünya tarihçileri tarafından kullanılamamasıydı. Bu yüzden Halil Hoca'nın kendi yetiştirdiği talebelerinin İngilizce yazmalarının, Hoca'nın eserlerini İngilizce yazmasında çok büyük katkısı oldu ve böylece Osmanlı tarihini dünyaya yaydı ve (Batı'nın Osmanlı'ya bakışını olumlu yönde) değiştirdi. Özellikle hep söylediği, 'Osmanlı tarihi en yanlış yazılmış tarihtir yeni baştan yazılmalıdır.' ifadesiydi ve ömrü boyunca da buna gayret etti. Hem Türkiye için hem yabancı literatür için Osmanlı tarihinde gördüğü yanlışlıkları düzeltmek, Osmanlı'nın hakkını vermek için mücadele etti, o şekilde eser ve talebe yetiştirerek birçok şeyi değiştirdi. Özellikle Batı dünyasında İngilizce literatür oluşmasında yardımcı oldu ve bu literatür birçok tarihçi tarafından kullanıldı. Aynı şekilde yaptığı yorumlarla Osmanlı İmparatorluğu'nun dünyaya etkisini, ekonomik gücünü ve devlet teşkilatını ortaya çıkardı. Yazdığı kitaplar, makaleler bu açıdan son derecede önemlidir."
Afyoncu, İnalcık'ı, ABD'den dönmeden önce kitaplarından ve makalelerinden takip ederek, kendisinden istifade ettiğini belirterek, "Hocamdan çok şey öğrendim, özellikle ufkumuzu açtı. Daha sonra Ankara'ya gittiğimizde yanına uğrardık, o da meraklı ve hevesli bir insan bulduğu zaman anlatmaya bayılıyordu. Johann Wilhelm Zinkeisen ve Nicolae Jorga'nın yazdığı tarih kitaplarını Türkçe'ye tercüme ettiğimizde, bize önsöz yazıp, ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Öğretmeyi çok seviyordu, klasikleşmiş ve kalıplaşmış yanlışlar var, onları değiştirmeye çalışıyordu. Halil Hoca, artık numunesi kalmayan son nesil eski alimlerdendir. Artık bu tip insanlar günümüzde yetişmiyor, onlar başka bir iklimden geliyorlardı. Türkiye, geç tanıdı Halil İnalcık'ı çünkü ABD'de olması, akademik ve İngilizce yazmasından dolayı ancak 1990’lı yıllardan itibaren gündeme gelmeye başladı. Ondan önce Türkiye'de akademik çevrede de çok bilinmiyordu." dedi.
-"Heves ve merak olursa insanlar yeni şeyler ortaya koyar"
Prof. Dr. Halil İnalcık'ın, Türkiye'ye geldikten sonra gereken ilgiyi gördüğünü söyleyen Afyoncu, "Özellikle gazeteler hocanın eserlerinden bahsedince Türkiye'de gündeme geldi. Halil Hoca'nın derdi gündeme gelmek değildi. O, özellikle akademik yaptığı araştırmalarla ortaya bir şeyler çıkarmaya çalışıyordu ve bunu yaptı. Çok değişik çalışmaları vardı." ifadelerini kullandı.
Afyoncu, İnalcık'ın İstanbul ile ilgili de önemli çalışmalar yaptığını aktararak, şöyle konuştu:
"Halil Hoca'nın, İstanbul ile ilgili, 'İstanbul, Bir İslam Şehri' diye bir makalesi var. Batı'da, 'Müslümanlarda şehir yoktur' diye bir fikir vardır, buna karşılık olarak 'İstanbul, bir İslam şehri' tezini ortaya koydu. Fatih'i, Fatih dönemini aydınlattı. 'Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi isimli yazdığı kitap, muazzam bir eserdir. Osmanlı'nın ekonomik yanını, siyasi yanı dışında ortaya çıkarmıştır. Bunun dışında özellikle ekonomik, sosyal ve tarih konusunda birçok araştırması vardır. Hiç durmadan ömrünün sonuna hatta rahatsızlanınca da elindeki son çalışmaları tamamlayıp, İş Bankası Kültür Yayınları'na vermişti. Şu anda Hoca'nın ölümünden sonra eserleri de çıkmaya devam ediyor."
Prof. Dr. Halil İnalcık'ın, büyük bir alim olduğunun ve tarihte önemli bir rol oynadığının altını çizen Afyoncu, "Özellikle genç tarihçilerimize ve bütün bilim adamlarına heves ve merakı, bir insanın ölüm yatağında bile hala bir şeyler öğretmek istemesini örnek olarak gösteriyoruz. Heves ve merak olursa insanlar yeni şeyler ortaya koyar." görüşünü dile getirdi.