Hamas Lideri İsmail Heniyye, Türk Medyasına Konuştu

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye: 'Başkenti Kudüs olan Filistin devleti tanınmadığı sürece hiçbir anlaşmayı tanımıyor ve kabul etmiyoruz. Biz Hamas olarak 'Yüzyılın Anlaşması' olarak nitelenen şeyi tanımayacağımızı ilan ediyoruz' 'Bizim merkezimiz Kudüs'tür. Orada Hristiyan ve İslam mukaddesatını koruyacağız. Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak kabul etmiyoruz. ABD'nin büyükelçiliğini oraya taşımasını kabul etmiyoruz' '67 sınırları üzerinde bir Filistin devletinin kurulmasını kabul edebiliriz ama geri kalan Filistin toprakları üzerinde kurulmuş siyonist devleti tanımamaya devam edeceğiz' 'Şam'dan çıkmamız doğru bir karardı, oraya dönmemiz de doğru bir karar olacaktır. Kararları şura ile alıyoruz. Bütün isteğimiz Suriye'nin istikrarına ve Filistin davasına yönelik tarihi rolüne kavuşması. Yermuk kampındaki Filistinlilerin de hedef alınmamasını istiyoruz'

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, "Başkenti Kudüs olan Filistin devleti tanınmadığı sürece hiçbir anlaşmayı tanımıyor ve kabul etmiyoruz. Biz Hamas olarak 'Yüzyılın Anlaşması' olarak nitelenen şeyi tanımayacağımızı ilan ediyoruz." dedi.

Türk Arap Medya Derneği ile Filistin İletişim ve Medya Derneğinin ortaklaşa düzenlediği toplantıda, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, video konferans yoluyla gazetecilerin sorularını yanıtladı. Toplantıya, Anadolu Ajansı İstanbul Bölge Müdürü Hüseyin Altınalan'ın yanı sıra bazı medya kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Toplantıda, Hamas Sözcüsü Sami Ebu Zuhri de yer aldı.

Türk medyasıyla buluşmaktan mutluluk duyduğunu ifade eden Heniyye, konuşmasına Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a selam ve saygısını ileterek başladı.

Heniyye, Türkiye'nin Filistin'e karşı önemli bir duruş sergilediğini söyledi.

İsmail Heniyye, Türkiye'nin son 10 yıl içinde, üç boyutta Filistin'e yardım etmeye çalıştığını belirterek, şunları kaydetti:

"Birincisi siyasi boyut. Filistin davasını her zaman uluslararası platformlarda dile getirerek, kucaklayıcı rol oynadı. İşgale karşı durdu ve Kudüs'teki üzücü olaylara tepki gösterdi. BM'deki Erdoğan'ın konuşmaları unutulmaz konuşmalardır. Özellikle Davos'taki unutulmaz duruşu, bütün özgür insanlar adına bir duruş olmuştur. Şimon Peres'e karşı suçlamaları olmuş ve suçları hatırlatmıştır. İİT'ye yaptığı çağrılar vesaire. İkincisi, insani ekonomik boyut. Türkiye hem kamu hem de STK'larla sürekli yardımda bulundu. Hem Gazze hem de Batı Şeria'ya yardımlar oldu. Üçüncü boyut ise Türk halkının adanmışlık ve fedakarlık zirvesi diyebileceğimiz Gazze ablukasını kırmak için protesto mahiyetinde olan Mavi Marmara ile yola çıkan ve kanını vererek Filistin meselesini dünya kamuoyuna taşıması. Tek amaçları ablukayı kırmaktı. Bu üç boyutun geçtiğimiz 10 yıl içerisinde Türkiye'nin Filistin meselesine olan durumunu özetlemiştir."

İsrail'de aşırı sağ bir iktidarın olduğunu, Filistinlilerin hiçbir hakkını tanımadığını ve barış gibi bir fikri olmadığını anlatan Heniyye, İsrail'in Kudüs'ü başkentleri ilan etme girişimi olduğunu, Kudüs'ün Yahudileştirilmesine ABD'nin büyük destek verdiğini ve bu minvalde Gazze'ye büyük baskılar yapıldığını ve yapılmaya da devam edildiğini ifade etti.

Heniyye, "İsrail işgal hükümeti, hiçbir zaman iki devletli bir çözüme yanaşmamıştır. Geçtiğimiz 10 sene içerisinde bölgemizde istisnai bir zaman yaşadık. Bu bölge artık daha rahat işgal edilebilir bir konuma sokulmuştur. ABD tarihinin en aşırı sağ hükümetini görmekteyiz. Kudüs'e büyükelçiliğini taşıması, Golan tepelerini İsrail'e vermesi ve yıkım hareketinin desteklenmesini gördük bu zaman zarfında." dedi.

- "'Yüzyılın Anlaşması' olarak nitelenen şeyi tanımayacağımızı ilan ediyoruz"

ABD'nin İsrail-Filistin meselesine çözüm bulmak iddiasıyla hazırladığı ve "Yüzyılın Anlaşması" olarak nitelenen plan hakkında da konuşan Heniyye, başta ABD ve bazı Batı ülkelerinin İran'a yönelik uyguladığı ambargo, S-400 ve F-35 kriziyle Türkiye'ye yapılan baskılar ve bölgedeki diğer ülkelere yönelik baskıların, "Yüzyılın Anlaşması"yla bağlantılı olduğunu öne sürdü.

Heniyye, bir "Filistin stratejisi"nin geliştirilmesinin birinci öncelikleri olduğunu, Filistin'de ve çevre ülkelerde yaşayan Filistinlerle iletişimin diri tutulması gerektiğine vurgu yaparak, şöyle konuştu:

"'Asrın anlaşması' diye anlatılan şeyi tanımadığımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bunun bozulması için tüm girişmeleri deneyeceğiz. Başkenti Kudüs olan Filistin devleti tanınmadığı sürece hiçbir anlaşmayı tanımıyor ve kabul etmiyoruz. Biz Hamas olarak 'Yüzyılın Anlaşması' olarak nitelenen şeyi tanımayacağımızı ilan ediyoruz. Filistin birliğini oluşturacak bir Mısır inisiyatifi var. Filistin iç barışıyla ilgili Erdoğan bizi çağırdığında onunla çalışabileceğimizi söyledik. Burada tekrar deklare ediyorum, Filistin birliği için çalışacağız. Bizim merkezimiz Kudüs'tür. Orada Hristiyan ve İslam mukaddesatını koruyacağız. Kudüsİsrail'in başkenti olarak kabul etmiyoruz. ABD'nin büyükelçiliğini oraya taşımasını kabul etmiyoruz. Kudüs'ün bizim hakkımız olduğunu deklare etmekten geri kalmayacağız."

- "İsrail'le direkt iletişimimiz olmayacak ama aracılarla iletişimimiz açık olacak"

Diğer öncelikleri de anlatan Heniyye, şöyle devam etti:

"İkinci olarak da Filistinli mültecilerin dönüş hakkının garanti altına alınması lazım. Üçüncüsü, kamplarda yaşayan Filistinli kardeşlerimiz için elimizden geleni yapacağız. Dördüncü önceliğimiz, Filistin'in direniş hareketinin desteklenmesi gerektiğini ve ilerletilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İster siyasi, ister diplomasi, ister silahlı ve tüm direniş yöntemleriyle. Başka bir öncelik de Filistin'in bütün Müslümanların ve vicdan sahibi tüm dünyanın davası olduğunu düşünüyoruz. Davamızı anlatarak ve iletişim halinde kalarak davamızı iyi anlatmak istiyoruz. Beşinci ve son önceliğimiz ise uluslararası toplumun tüm bileşenlerine açılmak ve onlardan destek istemek. Özellikle de ABD kabadayılığına karşı olan herkesin destek olmasını istiyoruz. BM'de Filistin lehine oy kullanan tüm devletlere teşekkür ediyoruz. İşgalci İsrail'le direkt iletişimimiz olmayacak ama aracı devlet ve kurumlarla iletişimimiz açık olacak."

- "67 sınırına bağlı bir devletin kurulmasını kabul edebiliriz"

Hamas Siyasi Büro Başkanı Heniyye, bir soru üzerine Gazze sularının içerisinde gaz bulunduğunu ifade ederek, "British Gas bu doğal gazı alacaktı 20 yıllığına ama işgalci İsrail bunu engelledi. Tüm haklar onda. Şu ana kadar bu gaz kaynağından faydalanamıyoruz. Umarım bir gün bu konuda bir anlaşmaya varabiliriz." dedi.

"1967 sınırlarına dönülürse Hamas da İsrail'i tanır mı?" sorusunu yanıtlayan Heniyye, "67 sınırları üzerinde bir Filistin devletinin kurulmasını kabul edebiliriz ama geri kalan Filistin toprakları üzerinde kurulmuş siyonist devleti tanımamaya devam edeceğiz." diye konuştu.

Heniyye, "İsrail'e karşı misilleme gücünüz var mı?" sorusunu ise "Direnişimiz savunma pozisyonudur. İsrail işgaline karşı kendi imkanlarımızla ayakta kalmaya çalışıyoruz. Altyapımız çok kötü, bunu düzeltecek imkanımız yok. İnsani bir kriz yaşıyoruz. Her zaman tüm anlaşmalara uyduk. Tüm saldırlar İsrail tarafından yapılmıştır." diye yanıtladı.

- "Yermuk kampındaki Filistinlilerin de hedef alınmamasını istiyoruz"

Siyasi kadrosu uzun yıllar Şam'da kalan ve 2012'de iç savaştan dolayı Suriye'den ayrılan Hamas'ın, Suriye ile ilişkileri onarma çabasının olup olmadığı sorusu üzerine Heniyye, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Hamas ve Esad arasındaki ilişki, güçlü ve stratejik bir ilişkiydi. Hamas, Suriye tarafından kucaklanan bir hareketti. Olaylar başladığında Hamas siyasi kanadı orada olayların büyümemesi için inisiyatif geliştirmiştir. Bu inisiyatifimiz karşılık bulmayınca Hamas siyasi kanadı olarak Şam'dan çıktık. Komşu ülkelerin içişlerine karışmamak için çıktık. Suriye'yi bölgede ağırlığı olan bir ülke olarak görüyoruz. Filistin davasıyla da tarihi bağları var. Şam'dan çıkmamız doğru bir karardı, oraya dönmemiz de doğru bir karar olacaktır. Kararları şura ile alıyoruz. Bütün isteğimiz Suriye'nin istikrarına ve Filistin davasına yönelik tarihi rolüne kavuşması. Yermuk kampındaki Filistinlilerin de hedef alınmamasını istiyoruz."

Heniyye, abluka altında olan Gazze'deki durumun sorulması üzerine ise yardım konusunda özellikle Katar ve Türkiye'nin ciddi katkıları olduğunu, ablukayı kırmak için ulusal uzlaşı aradıklarını, hem Gazze hem de Batı Şeria'yı tek bir hükümetin yönetmesi için çalıştıklarını söyledi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile