Hanefi Avcı, görev yaptığı dönemde aynı grup tarafından yapıldığını düşündüğü 3 olaya tanık olduğunu belirterek, "Ofis Semti’nde bir avukatın arabasının bombalanması olayı vardı. O olaydan sonra kaçan bir araç durduruldu. Araçtan bulunanların kendilerini JİTEM’ci olarak tanıttıklarına dair bir anons yapıldı. Vedat Aydın olayını soruştururken de buraya doğu gittiğini gördüm, Bunu ilk olarak Susurluk Komisyonu’nda söyledim. Bir de gazete bürosunun bombalanması olayı vardı" dedi.
Şırnak’ta 1993-95 yılları arasında işlenen cinayetlerden sorumlu tutulan ve aralarında eski Kayseri İl Jandarma Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz ve eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atak ile itirafçıların da bulunduğu 7 sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşma nedeniyle Diyarbakır Adliyesi çevresinde sıkı güvenlik önlemleri alındı. Adliye çevresi bariyerlerle kapatılırken, binaya girmek isteyenler 2 ayrı arama noktasından geçirildi.
Diyarbakır 6’ıncı Ceza" Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugünkü duruşmaya tutuklu sanıklar emekli Albay Cemal Temizöz, Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atak, PKK itirafçıları Adem Yakin, Hıdır Altuğ ve Temer Atak ile sanık ve mağdur avukatları hazır bulunurken, tutuklu sanık Abdulhakim Güven (Fırat Altun) 2 günlük sağlık raporu nedeniyle duruşmaya katılmadı. Yine, sağlık sorunları nedeniyle ara kararla tahliye edilen tutuksuz sanık Kukel Atak da duruşmada bulunmadı.
Davanın 29’uncu duruşmasında, sanıklardan PKK itirafçısı Hıdır Altuğ’un, Siirt Emniyet Müdürü Recep Güven, işadamı Ali İhsan Kaya ile birlikte kendisine bazı askerlerin aleyhine ifade vermesi için yönlendirdiğini iddia ettiği Hanefi Avcı tanık olarak dinlendi. Hakkındaki davalardan tutuklu bulunduğu İstanbul’dan getirilen Hanefi Avcı, mahkeme başkanı, sanık ve mağdur avukatlarının Hıdır Altuğ’un iddiaları ve JİTEM ile ilgili sorularını yanıtladı.
"İTİRAFÇILARIN SOSYAL SORUNLARIYLA İLGİLENİYORDUM"
Hanefi Avcı, Diyarbakır’da görev yaptığı dönemde Siirt Emniyet Müdürü Recep Güven’in kendisinin emrinde komiser rütbesiyle görev yaptığını söyledi. Güven ile 2005 yılından sonra hiç görüşmediklerini, aralarında bir soğukluk olduğunu anlatan Avcı, "Hıdır’ı tanımam. Kendisine bir telkinde bulunmadım. Ben Diyarbakır’da görev yaptığım dönemde OHAL Valiliği’nin bana verdiği görevle, itirafçıların sosyal sorunları ile ilgileniyordum" dedi.
"ÜÇ OLAYA ŞAHİT OLDUM"
Mağdur avukatlarının JİTEM hakkında bildiklerini sormasına karşı Avcı, bu yapının içinde olanların, kanun dışına çıkmaya müsait yapıda olduklarını, radikal kararlar alabileceklerini söyledi. Avcı şöyle konuştu:
"Ben bu konuda daha önce Susurluk Komisyonu’na ifade verdim. Ben ’JİTEM var’ dediğim için yargılandım. Ben burada görev yaparken, Cem’ler (Cem Ersever), Arif’ler (Arif Doğan) burada görev yapıyordu. Başlarında Cem vardı. Kendilerini öyle tarif ediyorlardı. Anladığım kadarıyla, ben burada görev yaptığım dönemde Jandarma Asayiş Bölük Komutanlığı içerisinde yerleri vardı. Alay Komutanlığı’nda da yerleri vardı. Orada askerlik yada sivil memur olarak görev yapıyorlardı. Biz bazı toplantılarda bir araya geliyorduk. Ankara’da Altınpark’ta da yerleri olduğunu biliyorum. Terörle mücadelede yasalarının dışına çıkarak terörle mücadele edenlerin, terörün anlayacağı dilde davranmaya yatkın kişiler olduğunu görüyordum. Zaman zaman kanuna aykırılık durumu vardı. Biz kendi mıntıkamızda olaya müsaade etmezdik. Benim dönemimde üç olaya şahit oldum. Aynı grup tarafından yapıldığını düşünüyorum. Ofis Semti’nde bir avukatın arabasının bombalanması olayı vardı. O olaydan sonra kaçan bir araç durduruldu. Araçtan bulunanların kendilerini JİTEM’ci olarak tanıttıklarına dair bir anons yapıldı. Vedat Aydın olayını soruştururken de buraya doğru gittiğini gördüm. Bunu ilk olarak Susurluk Komisyonu’nda söyledim. Birde gazete bürosunun bombalanması olayı vardı."
"JİTEM SORGULARA KATILDI"
İtirafçıların devlet dairelerinde kimliklerini değiştirilerek işe alındığını, bunun da Ankara’da ’bir yerin’ yaptığını belirten Hanefi Avcı, itirafçıların cezaevinden mahkeme kararı olmadan çıkarılamadığını bildirdi.
JİTEM’in zaman zaman sorgulara da katıldığını ifade ederek, Türkiye genelinde güvenlik güçleri arasında zaman zaman terörle mücadele farklı yöntemlerin dışına çıkan gruplar olduğunu söyleyen Avcı, "Devlet kendi memurlarına karşı suç duyurusunda bulunduğu zaman tahkikatı yapmamıştır. Vatandaşa yönelik yaptığı işlemleri kendi memuru işlediğinde maalesef aynı şekilde yapmamıştır. Etkin davranmamıştır" dedi.
"KİTABAMIN SAVUNUCUSUYUM"
Sanık avukatların Mehmet Savaş Özdağ’ın ’Haliç’te Yaşayan Simonlar’ kitabında ’Dün devlet, bugün cemaat’ tespitinin yanında ’Özel Yetkili Mahkemeler başka amaçlarla çalışıyor’ ifadesini hatırlatarak, "Bu ifadeleri bir bilgiye dayanarak mı yazdınız?" diye sordu.
Hanefi Avcı bu soruya "Kitapta anlattıklarımın savunucusuyum. Emniyet içinde bazı soruşturmaların yönlendirildiğini anlattım. Emin Aslan soruşturmasında olduğu gibi, tahkikatlarda yapılan yanlışları anlattım" dedi.
CEMAL TEMİZÖZ, RECEP GÜVEN’İ SORDU
Hanefi Avcı, sanık emekli Albay Cemal Temizöz’ün ’Kitabınızdaki Sabri Uzun ifadesinde şube müdüründen bahsedilmektedir. Recep Güven kimdir?’ sorusuna, "O ismi ima eden haberler basında yer aldı. Onu Sabri Uzun’a sormak lazım. Şimdi burada odur demem şık olmaz" yanıtını verdi.
Avcı’nın kendisine ’komutanların isimlerini ver’ dediğini öne süren sanık Hıdır Altuğ ise, önceki ifadelerini tekrar ettiğini söyledi.
Mahkeme duruşmanın öğleden önceki bölümünü tamamlayarak ara verdi.
Hanefi Avcı tanık olarak ifade verdi
Şırnak'ta, 1993-95 yılları arasında işlenen 20 cinayetten sorumlu tutulan emekli Albay Cemal Temizöz davasında, Devrimci Karargah davası'ndan tutuklu bulunan Eskişehir eski Emniyet müdürü Hanefi Avcı tanık olarak ifade verdi.