Haşimi: Anadolu Ajansı'nın Arapça yayını, Arap Baharı'na denktir

Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ve Anadolu Ajansı organizasyonuyla Türkiye'ye gelen Arap gazeteciler, Kamu Diplomasisi Koordinatörü Cemalettin Haşimi'yi ziyaret etti. Başbakanlıkta gerçekleşen ziyarette, AA Arapça Yayınlar Genel Koordinatörü Turan Kışlakçı ve AA Kahire Bölge Müdürü Tevfik Ganem de hazır bulundu.

Haşimi, görüşmede yaptığı konuşmada, Arap gazetecilerin Türkiye'de bulunmasının Türkiye-nin son on yılda yaşadığı dönüşümün bir parçası olduğunu ifade etti.

Türkiye-nin Arap coğrafyası ile olan ilişkisinin yeni olmadığını hatırlatan Haşimi, bu ilişkilerin tek taraflı değil, iki taraflı olduğunu söyledi.

Arap Baharı-nın Türkiye-ye etkisi konusundaki yorumlara da değinen Haşimi, yeni Türkiye-nin eski Türkiye-den farklı olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Eskiden Türkiye-de Avrupa Birliği ve Batılı çalışanlar el üstünde tutulurken, Doğulu çalışanlar ve Arap dünyasıyla ilgili çalışma yürütenler dışlanır ve hor görülürdü. Arapça öğrenmek bu ülkede kriminal unsur olarak görülürdü. Resmi bir kurumda Arapça bildiğinizi bile söyleyemezdiniz. Gazeteler Arap ülkelerine muhabir göndermezdi. Yanıbaşımızdaki komşu ülke ile ilgili haberleri bile Londra'dan, New York'tan alırdık. Bütün bunlar artık geride kaldı ve Başbakanlığa almak istediğimiz personele ilk sorumuz Arapça biliyor musun oluyor.-

-"AA'nın Arapça yayını, Arap Baharı'na denk bir devrimdir"-

Haşimi, Anadolu Ajansı-nın Arap dünyasına açılmasının ve coğrafyadan haber yapmasının önemine işaret ederek, -Anadolu Ajansı'nın, Türkiye'de ilk defa Arapça yayın yapması bir devrime tekabül ediyor. Hiç abartısız söylüyorum Anadolu Ajansı'nın Arapça yayını, Arap Baharı'na denk bir devrimdir. 10-15 yıl önce burada böyle bir toplantı yapmak bile imkansızdı" şeklinde konuştu.

-"Batılıları taklit etmekten uzak durmalıyız"-

Türkiye ile Arap dünyası arasındaki ilişkilerin daha da ileriye taşınması gerektiğine vurgu yapan Haşimi, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son yüzyıldır hep kaybediyoruz, kaybetmekten yorulduk artık. Bu coğrafyanın tarih sahnesine dönmesini istiyoruz. Bu değişimin de küresel istikrar için yaşanmasını istiyoruz. Değişim süreci kolay değil fakat her ülkede kendi şartlarına göre yaşanıyor ve yaşanacak. Asıl olan şey yeni rejimlerin kendilerini buna adapte etmesidir. Batılıları taklit etmekten uzak durmalıyız."