Hasta Taklidi Yaparak Darbe Girişiminde Yer Almamışlar
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Selimiye'de bulunan 1. Ordu Komutanlığı'nda yaşananlar ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün Üsküdar yerleşkesinin ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin 40'ı tutuklu 128 sanığın yargılandığı dava, tanık beyanlarıyla sürüyor Tanık Yarbay Tepe: ' (Darbe girişimi sırasında) Albay Şenol Onuralp ile birlikte kışladan çıkmamız gerekiyordu. Kendisi daha önce beyin kanaması geçirmişti, bana 'Ben rahatsızlanmış gibi yapayım, sen de beni hastaneye götür' dedi. Aşağı doğru indiğimizde eski Tuğgeneral Eyyüp Gürler (ana darbe sanığı) oradaydı. Ona Şenol Albayımızın durumunun çok kötü olduğunu, onu hastaneye götürmem gerektiğini söyledim. Bu şekilde kışladan ayrıldık' Tanık emekli Abay Yazçayır: 'Darbecilerin polislere teslim edilmesinde yardımcı oldum. Pazartesi günü dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar beni çağırdı ve 65. Mekanize Tugayı'nın emir komutasını almamı emretti. Ben de oraya gittim'
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki salonda yapılan duruşmada beyanda bulunan tanık Yarbay Ferhat Tepe, 1. Ordu Komutanlığı karargahında kara havacılık subayı olarak görevini sürdürdüğünü söyledi.
Görevinin, orduda gerçekleşen uçuşları kontrol etmek olduğunu anlatan Tepe, "Arkadaşlarımın bulunduğu WhatsApp grubundan Ankara'da uçuşlar olduğu yazıldı, cuma akşamı uçuşların yoğun olmaması lazımdı. Sosyal medyada 'hava sahasında belirlenemeyen uçak', 'Genelkurmaya saldırı' şeklinde paylaşımlar gördüm. Amirim olan Şenol Onuralp Albayı aradım, 'Birliğe gelmemize gerek var mı?' diye sordum. 'Gerekli yerleri ararım varsa bir şey, ona göre seni ararım' dedi. Şenol Albay aradı ve terör sebebiyle birliğe gitmemiz gerektiğini söyledi." diye konuştu.
Kendisinin kışlaya doğru hareket ettiğini belirten Tepe, kapıda kendisini silahlı bir vaziyette karşılayan sanıklardan eski Binbaşı Nurullah Kalebaşı'nın, "TSK yönetime el koydu, tanklar çıkacak" dediğini aktardı.
- "Sözde sıkıyönetim direktifinin okunacağı önceden belliydi"
Amiri olan Albay Şenol Onuralp ile görüşmek için kışlaya girdiğini anlatan Tepe, şöyle devam etti:
"Harekat merkezine ilerlerken koridorda bir yoğunluk gördüm. Eski Tuğgeneral Eyyüp Gürler (ana darbe sanığı) ve birçok topluluk vardı. Ekibin yarısı kamuflajlıydı, içlerinde tek tanıdığım Şenol Albaydı. Saat 00:00'a doğru televizyondan açıklamalar olduğu, oradan çıkmam gerektiğini arkadaşlarım söylediler. Bunun üzerine aşağı indim hala sivil kıyafetliyim. Tam dönmeye çalışırken, harekat merkezinde tanımadığım albay rütbesinde bir şahıs içeri doğru beni çekti. 'Sıkıyönetim bildirisi okunacak' dedi. Ben de nereden biliyor acaba dedim. Televizyonların hepsi kapalıydı, bir tek TRT 1 açıktı. Sözde sıkıyönetim direktifinin önceden okunacağı belliydi."
Tepe, kıyafetlerini değiştirmeyi bahane ederek oradan çıktığını dile getirerek, ana darbe sanığı eski Tuğgeneral Eyyüp Gürler'in Albay Şenol Onuralp'le tartıştığını gördüğünü söyledi.
- Hasta taklidi yaparak darbe girişimine katılmadılar
Onurlap'e olayın terörle alakası olmadığını aktardığını, kendisinin de durumu teyit ettiğini belirten Yarbay Tepe, beyanlarında şu ifadeleri kullandı:
"Albay Şenol Onuralp ile birlikte kışladan çıkmamız gerekiyordu. Kendisi daha önce beyin kanaması geçirmişti, bana 'Ben rahatsızlanmış gibi yapayım, sen de beni hastaneye götür' dedi. Aşağı doğru indiğimizde eski Tuğgeneral Eyyüp Gürler oradaydı. Ona Şenol Albayımızın durumunun çok kötü olduğunu, onu hastaneye götürmem gerektiğini söyledim. Şenol Albay da Gürler'e kötü olduğunu her yerinin uyuştuğunu söyledi. Nizamiyeye gittiğimizde bariyerler açılmadı, ben de komutanın hasta olduğunu söyledim. Eyüp Gürler'i aradılar ve kapıyı sonra açtılar. Bu şekilde kışladan ayrıldık ve lojmanlara geçtik."
- "Darbecilerin polislere teslim edilmesinde yardımcı oldum"
Duruşmada tanık olarak dinlenilen emekli Albay Selçuk Yazçayır da darbe girişimi sırasında Eğitim Şube Müdürü olarak görev yaptığını kaydetti.
Televizyonda köprülerin askerler tarafından kapatıldığı haberini gördüğünü, tankların köprüde bulunmasını garipsediğini anlatan Yazçayır, Albay Şenol Onuralp'i aramasının ardından birliğe doğru yola çıktığını söyledi.
Yolda giderken harekat merkezinde nöbetçi olan sanık eski Yarbay Ümit Ertuğrul'u aradığını ifade eden Yazçayır, Ertuğrul'un kendisine "Önemli gelişmeler var" diyerek telefonu kapattığını aktardı.
Yazçayır, kışlanın nizamiyesine geldiğinde bir bağırma olduğunu belirterek, "Mesaiden tanıdığım eski Binbaşı Nurullah Kalebaşı (sanık) çelik başlıklı ve silahlı olarak duruyordu. Bana giremeyeceğimizi söyledi. 'Darbe oldu', 'mutlak itaat' , 'emir komuta zinciri' şeklinde ifadelerde bulundu. Kendisi eski Tuğgeneral Eyyüp Gürler'i aradı ve ondan sonra beni içeri aldı. Ben ifadeleri duyduktan sonra binaya hiç girmeden kışladan çıkmaya karar verdim." ifadelerini kullandı.
Orduevinin bulunduğu nizamiyeden çıkış yaptığını kaydeden Yazçayır, "Mesaiye çağırdıklarımı geri aradım. Kesinlikle kışlaya gelmeyin, benden başkası emir verirse de gelmeyin dedim. Yolda bazı televizyon kanallarında konuşmaların olduğunu ve bunun bir kalkışma olduğunu duydum." dedi.
Yazçayır, 16 Temmuz sabah saatlerinde Fenerbahçe Orduevinden Albay Cem Gültekin'in aradığını belirterek, "Gültekin bana, güvenilir insanlara ihtiyacı olduğunu söyledi. Darbecilerin polislere teslim edilmesinde yardımcı oldum. Pazartesi günü dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar beni çağırdı ve 65. Mekanize Tugayı'nın emir komutasını almamı emretti. Ben de oraya gittim" diye konuştu.
Duruşma tanıkların dinlenilmesiyle devam ediyor.