Havayoluyla Seyahat Edenlerin Hakları Korunuyor

Havayoluyla Seyahat Edenlerin Hakları Korunuyor

ABD’de bir iç hat uçuşunda fazla bilet satışı (overbooking) uygulaması nedeniyle uçaktan indirilmek istenen Dr. David Dao, inmek istemeyince yaka paça uçaktan indirilirken yaralanmış ve bu uygulama büyük tepki toplamıştı. Fazla bilet satışının havacılık sektöründe bilinen bir uygulama olduğunu belirten Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Sami Aksoy, bu durumun, Türkiye’de “Havayoluyla Seyahat Eden Yolcuların Haklarına Dair Yönetmelik”te düzenlendiğini belirtti.

Taşıma hukuku üzerine çalışmalarıyla bilinen Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Sami Aksoy, yönetmeliğe göre, havayolu şirketinin yeterli sayıda gönüllü çıkmadığı takdirde, yolcuları kendi iradeleri dışında uçağa kabul etmeyebileceğini belirterek, “Türk Sivil Havacılık Kanununun 101. maddesine göre sorumlu kaptan pilot, güvenlik güçlerinden yardım talep ederek belirlenen yolcunun indirilmesini talep edebilir. Aynı kanunun 104. maddesine göre ise yolcular, meydan otoritesi ve taşıyanın, yani havayolu şirketinin talimatlarına uymak zorunda olup can ve mal güvenliğini, yolculuğun disiplin ve intizamını bozacak her türlü eylem ve davranıştan kaçınmakla yükümlüdür. Fazla bilet satışının bir sonucu olarak ve hukuka uygun bir şekilde seçilen yolcu, direnerek uçaktan inmeye razı olmazsa bu kez kendisi bu maddeye aykırı hareket etmiş sayılır, ayrıca hem kural tanımaz yolcu sayılarak para cezası alır hem de havayolu şirketinin gecikme zararının muhatabı olur” dedi.



“Yolcu seçimi haklı ise direnmek hukuka aykırı”

Aksoy, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“United Airlines örneğinde yolcu seçimi haklı ise yolcunun buna direnmesi hukuka aykırıdır. Ancak direnen yolcunun güvenlik güçleri tarafından sürüklenerek değil, ölçüsünde bir tedbir alınarak uçaktan indirilmesi gerekir. Dr. Dao olayında anlaşılabildiği kadarıyla güvenlik güçlerinin ölçüsüz davranışları hukuka aykırılık oluşturmuştur.”

“Havayolu şirketlerinin de yükümlülükleri var”

Havayolu şirketinin de bir takım yükümlülükleri olduğunu hatırlatan Sami Aksoy, “Açık kurallar olmasa dahi bilet satarak yolcu ile taşıma sözleşmesi akdetmiş bir havayolu şirketi, uçuşa alınmayacak yolcuyu seçerken dikkatli ve özenli hareket etmek zorundadır. Dolayısıyla tercih hakkını özensiz kullanan bir havayolu şirketi, sözleşmeye aykırı hareket etmiş olur ve yolcunun zararını karşılamak durumundadır. Örneğin, seyahat aciliyetini ispat etmiş yolcuyu seçen, sırf vatandaşlık durumuna göre ayrım yapan bir havayolu şirketinin tercih hakkını gereği gibi kullanmadığı, böylelikle kusurlu olduğu kabul edilebilir. Bu da ayrı davaları doğurabilir” diye konuştu.



“Yönetmelikle düzenlenmiş durumda”

Havayolları şirketlerinin, Uluslararası Hava Taşımacıları Birliği IATA’nın kuralları içinde iptallerinden en az etkilenerek uçuş başına geliri artırmak için planlanandan fazla bilet sattığını, ancak bunun her zaman olumsuz bir duruma sebebiyet vermediğini ifade eden Yrd.Doç.Dr. Sami Aksoy, “Zira belirli orandaki biletli yolcu, uçuşa gelmez. Buna karşılık kapasiteden fazla sayıda biletli yolcunun check-in yapması durumunda, bu sefer bazı yolcuların uçuşa kabul edilememesi zorunluluğu ortaya çıkar. Uçuşa kabul edilmeme, Avrupa Birliğinin 261/2004 sayılı Tüzüğüne paralel olarak hazırlanmış Havayoluyla Seyahat Eden Yolcuların Haklarına Dair Yönetmelik’te tanımlanmıştır. Ayrıca Yönetmeliğin 5. maddesinde, havayolu şirketinin, belirli bir teklif karşılığında uçuştan feragat edecek gönüllüler bulmak için duyuru yapması gerektiği, ancak yeterli sayıda gönüllü çıkmadığı takdirde, yolcuları kendi iradeleri dışında uçağa kabul etmeyebileceği düzenlenmiştir” dedi.



Haklarınızı biliyor musunuz?

Uygulamada, boarding öncesi ya da uçak içerisinde anons yapılarak gönüllere belirli miktarda nakit ödeme ya da hediye bilet teklif edildiğini aktaran Aksoy, “Teklifi kabul ederek uçuştan feragat etmek, tamamen havayolu şirketi ile yolcu arasında bir anlaşma. Gönüllü yolcu, bilet değişikliği yapılarak bir sonraki sefere aktarılır. Ancak havayolu şirketi, Yönetmelik gereği, yolcuya, bilet iadesi imkanı da sağlamakla yükümlüdür. Sefer değişikliği ya da bilet iadesinin, yolcuya teklif edilen ödeme haricinde imkanlar olduğu unutulmamalıdır. Ödenen para, iade edilen biletin bedeli değildir. Uçağa iradesi dışında kabul edilmeyen her yolcuya ise havayolu şirketi, iç hatlarda 100 euronun, bin 500 kilometre veya daha kısa tüm dış uçuşlar için 250 euronun, bin 500 ile 3 bin 500 kilometre arası dış uçuşlar için 400 euronun, 3 bin 500 kilometreden daha uzun dış uçuşlar için 600 euronun Türk Lirası cinsinden karşılığını ödemek zorundadır. Buna ilave olarak bilet iadesi, güzergah değişikliği, gerektiğinde otel, ulaşım, iletişim ve yemek hizmetleri de sunulması gereklidir” diyerek Yönetmelikte yer alanları anlattı.

“Uygun seçim yapılmalı”

ABD’de yaşanan olayda esas meselenin, yeterli gönüllü bulunmadığı takdirde biletli yolculardan hangisinin uçağa kabul edilmeyeceğinin seçimi ve bunun icrasının yöntemi olduğunu vurgulayan Aksoy, “Bu hususta mevzuatımızda açık bir hüküm yok. Havayolu şirketleri, engelli, çocuklu ya da uçuşa katılmasındaki haklı gerekçeyi gecikmeksizin ortaya koyan yolcuların tercih edilmeyeceğini kurallara bağlayabilir. Ancak bu şekilde açık kurallar olmasa dahi, bilet satmak suretiyle yolcu ile taşıma sözleşmesi akdetmiş bir havayolu şirketinin, uçuşa alınmayacak yolcuyu seçerken dikkatli ve özenli hareket etmek zorunda olduğu unutulmamalıdır. Örneğin eşiyle birlikte seyahat eden yolcunun uçuşa kabul edilmemesi de bu manada havayolu şirketinin kusurlu davranışıdır, dolayısıyla yolcunun zararının havayolu şirketi tarafından ayrıca karşılanması icap eder” dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile