Fabrika emeklisi olan 49 yaşındaki Ekim, AA muhabirine yaptığı açıklamada, merakı ve ilgisi nedeniyle 1980 yılından itibaren şiir yazmaya başladığını söyledi.
İstek üzerine şiirler yazdığını belirten Ekim, kendisine anlatılan hayat hikayelerini, dertleri, sıkıntıları dizelere dökerek şiir haline getirdiğini, daha sonra bunları kitaplarında yayımladığını ifade etti.
Ekim, "Adını Kalbime Yazdım", "Aşk Sınır Tanımaz" ve "Güneşime Gölge Düştü" isimleriyle üç ayrı kitap bastırdığını vurgulayarak, bu kitapları ücretsiz olarak isteyenlere dağıttığını dile getirdi.
Anlatılan her konuyu kısa sürede şiir haline getirerek, kişilere verdiğini anlatan Ekim, şöyle konuştu:
"Sıkıntısı olan, derdi olan anlatıyor. Ben de şiir olarak yazıyorum. Anlatılanları sanki kendi başımdan geçmiş gibi düşünerek, empati yaparak yazıyorum. Daha sonra bunları kitap haline getirdim. Pinti bir arkadaşım vardı. 'Herkese şiir yazıyorsun, bir tane de bana yaz' dedi.
O anda ağzımdan 'Beş katlı binası var hala da ağlar, kemeri yok pantolonunu tel ile bağlar, bir çay istesen dursuna söyler, sümme haşa ben pintidir diyemem' sözleri dökülüverdi."
Kendisine anlatılan ve çok etkilendiği bir hayat hikayesine de değinen Ekim, "Beni çok etkileyen bir hayat hikayesi var. Türkiye'de evlenip yurt dışına gelin gitmiş, 12 yıl boyunca gelmemiş, sonra eşiyle tartışıp çocuğunu alarak orada sığınma evine yerleşmiş bir kızımızın hikayesini şiirle anlattım ve kendisine gönderdim" diye konuştu.
Aşık Derviş Ekim, dertli geline yazdığı şiirin ilk dörtlüğünü şöyle sıraladı:
"Duysun bu feryadımı gardaşım bacım/ Üç gündür uykusuz, üç gündür açım/ Yüce Mevlam alsın onlardan öcüm/ Şu an çok zordayım babam koş yetiş/... Ne ekmeğim var ne de azık/ Elin oğlu çıktı bir sütü bozuk/ Yavruna kuzuna olmasın yazık/ Babam engeli aş da yetiş."
Hayat Hikayelerini Şiire Dönüştürüyor
Kırşehir'in Mucur ilçesinde yaşayan Aşık Derviş Ekim, hayat hikayelerini anlatanlara şiirler yazarak sevinçlerine ve dertlerine ortak oluyor.