Hayatını Down Sendromlu Kızına Adadı

Yalova'da yaşayan Ümmühan Bilek, 17 yıl önce down sendromlu olarak dünyaya gelen ve kalp hastası da olan kızı Kübra'yı hayata bağlamak, mutlu etmek için yıllardır gecesini gündüzüne katıyor.

Yalova Özel Eğitim Uygulama Okulu'nda eğitim alan Kübra Bilek'in annesi Ümmühan Bilek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kızının 11 Mayıs 1998 yılında "Anneler Günü" hediyesi olarak dünyaya geldiğini söyledi.

Çok özel bir çocuk dünyaya getirdiğini, 17 yıldan beri de gece gündüz demeden kızının mutluluğu için elinden gelenin en iyisini yaptığını belirten Bilek, "Kızım 4 yıl boyunca yürümedi ve ağır hastaydı. Gezmediğim hastane kalmamıştır ve bana '3 gün yaşar, 5 gün yaşar' dediler ve benim içimden ölüm korkusu hiç bir zaman çıkmadı. Hala da öyle sabah uyanırsınız uykuda kalır gibi o korku yüreğimde olduğu için ne kadar da sevsem hiçbirine emanet edemedim. Ben olmam yanında bir şey olursa vicdan azabı çekerim diye hep kucağımda, sırtımda taşıdım bu sebepten bel fıtığı oldum. İki defa ameliyat oldum hem de ağır ameliyatlar ama bir gün çocuğumu bensiz bir yere bırakamadım. Hastanede yatmam gerekirken eve geldim çocuğum ile zaman geçirmek için" diye konuştu.

Kızının aynı zamanda çok ağır kalp hastası olduğunu anlatan Bilek, şunları söyledi:
"Kızım uzun yürüyemiyor, merdiven, yokuş çıkamıyor, bir eğlenceye, parka gidemiyor hep kucağıma gelmek istiyor. Kucağımda da taşıma imkanım olmuyor. Doktorlar 'çocuğunuz ağır kalp hastası ve down sendromlu olduğu için ömür boyu sana bağımlı olacak, buna hazırlıklı olun, hiç bir zaman kendini idare edemeyecek' dediler. İnsanın en yıkıcı yeri orası. Hiçbir zaman kendi işini tek başına halledemeyecek, hep sana bağımlı. İnsan o an diyor ki 'bundan kötü ne vardır' ama şimdi Allah'a binlerce kez şükrediyorum. En azından konuşmasa da ben onun dediğini anlıyorum, her dediğini vücut diliyle anlayabiliyorum. Kucağımda olduğu için her sabah kalkıp şükrediyorum Allah'a. Uyandığım zaman nefes alıyor, bana gülüyor, bir yerim acıyınca gelip sarılıp, öpüyor, 'canın yanıyor mu' demese de yüreği ile dediğini anlıyorum bu çok değişik bir duygu."
- "Annelere dünyadaki en güzel armağan"
Bu tür çocukların annelerine dünyadaki en güzel bir armağan olduğunu ifade eden Bilek, Allah'ın bazı anneleri seçerek bu çocukları gönderdiğini dile getirdi.
Allah'ın herkesin yüreklerine o özel çocuklara bakacak kadar merhamet koyması dileğinde bulunan Bilek, şu ifadeleri kullandı:
"En çokta rahatsız olduğumuz şey bize bazı vatandaşların 'eyvah, nasıl oldu, anlamadın mı' söylemleri oluyor. Her insan engelli olabilir. Hepimizin dili dönüyor ama döndüren Cenab-ı Allah'tır. Bunu hiç kimse inkar edemez. Kendi imkanıyla insan hiç bir şey yapamıyor. Bir şeyi Cenab-ı Allah programlıyor biz de onu uyguluyoruz. Bunlar kendileri böyle olmak istemediler. Halkımızdan tüm insanlardan bu özel çocuklara değişik bir yaratık gibi değil de dünyanın en güzel varlıkları gibi bakmalarını istiyoruz. Çünkü bunlar bize hediyedir. Herkes azabını çekecek yani ama bunların hiç bir hesabı yok. Hesap verecek biziz bunlara kötü davranmaktan. Bazılarının bakışları bile bizi rahatız ediyor böyle olmamalarını istiyoruz."
Okulun zihinsel engelliler öğretmeni Merve Nur Yıldırım da okulda 3 yıldır görevli olduğunu, 2 yıldır da Kübra'nın öğretmenliğini yaptığını belirtti.

Kübra'nın akademik olarak ilerleme gösterdiğini ama konuşmasında problemlerinin olduğunu aktaran Yıldırım, "Çok sevecen bir öğrenci. Her şeye müdahale etmek istiyor, arkadaşlarına olsun bize olsun. Her şeyin düzenli olmasını istiyor. Çok mutlu, sevimli bir öğrencimiz kendisi. Bütün okulda herkes onu seviyor zaten, böyle çok az kız öğrencimiz var okulda. O da nadide çiçeklerimizden biri" dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile