İstanbul'un Küçükçekmece ilçesine bağlı Cennet Mahallesi'nde yaşayan Necla Eryılmaz (52), engelli oğlu Ergün Eryılmaz (30) ile anne ve babasını görmek için yaklaşık 10 gün önce Gümüşhane merkeze bağlı Karaer Mahallesi'ndeki babaevi ziyaretinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 35 yıl önce evlenerek yerleştiği İstanbul'da dört erkek çocuk dünyaya getirdiğini söyledi.
İkinci çocuğu Ergün'ün dünyaya sağlıklı geldiğini ancak üç aylıkken geçirdiği ateşli hastalık sonucu zihinsel ve bedensel engelli olduğunu belirten Eryılmaz, "Ergün'ün tedavisi için bir çok hastaneye müracaat ettik. Buna rağmen sağlığı bozuldu ve çocuğum zihinsel engelli hale geldi. Daha sonra omuriliği eğrildi ve yürüme güçlüğü yaşamaya başladı" dedi.
Eryılmaz, Ergün'ün "anne" dahi diyemediğini ifade ederek, "Ergün hiçbir ihtiyacını karşılayamıyor. Yediriyorum, bezliyorum, yıkıyorum. Oğlumun saçını, sakalını da ben kesiyorum. Ergün'ün kimseye zararı yok" diye konuştu.
Oğlunun engelli olmasının ardından hayata küsmediğini anlatan Eryılmaz, şunları söyledi:
"Kendimi psikolojik olarak rahatsız etmedim, eve kapanmadım. Hepimiz her an engelli olabiliriz. Ben oğlumla mutluyum, diğer çocuklarım nasılsa bu da bana öyle. 'Neden çocuğum böyle' diye kalbimden bir şey geçmiyor. 'Allah bunu da bana böyle verdi, böyle yarattı' diyorum. Bunlar bizim değerli çocuklarımız. Çocuklarımı hiç ayırmadım, onlar için yaşadım. Babaları uzun yol şoförü olduğu için başlarında yoktu. Tek başına bir anne olarak İstanbul gibi bir yerde çocuklarımı büyüttüm, okuttum. Allah güç veriyor, ben de ona bakıyorum."
- "Annelik, annelik görevini yapabilene güzel"
Eryılmaz, anneliğin güzel bir duygu olduğunu vurgulayarak, "Annelik, annelik görevini yapabilene güzel. Herkes anne olabilir ancak önemli olan böyle çocukları da bakıp meydana çıkarabilmektir. Sağlıklı çocuğa herkes bakar. Hiçbir zaman, 'keşke oğlum sağlıklı olsaydı' diye bir şey aklımdan geçirmedim. Ona bebek gibi bakıyorum. Evladın için elinden geleni yapacaksın" ifadelerini kullandı.
Doktorların, Ergün'ün ancak 13 yaşına kadar yaşayabileceğini söylediğini dile getiren Eryılmaz, şunları kaydetti:
"Hiçbir gün 'Ergün 13 yaşına gelince ölür mü' diye düşünmedim, aklıma getirmedim. Sürekli gider gelir, gözünün içine bakarım. Dün akşam biraz hasta oldu, sürekli kontrol ettim. Biraz üzgün gördüğümde, 'neden böyle duruyor' diye endişeleniyorum. Ömrüm Ergün'le geçti. Aklımdan hiç çıkmaz. Sokağa çıksam bir simit, poğaça yesem, mutlaka ona da getiririm. Ergün'e bir şey olursa çok üzülürüm. Allah beni ondan sonraya, onu da benden sonraya bırakmasın. Ben Ergün'süz hayat nasıldır bilmiyorum. Sabah uyandığımda ilk işim üzerini değiştirmek, yemeğini yedirmek oluyor. O rahat edecek ki ben rahat edeyim."
Necla Eryılmaz, oğlunun bakımı için devletten bakım parası aldığını belirterek, "Masrafımız çok. Bezleniyor, ağzı aktığı için de sürekli kıyafetleri, yastığı ve çarşafı yıkanıyor. Odasını, hastane odası gibi her gün süpürüyor ve siliyorum. Devletten destek almasaydım sıkışırdım. Devlet para vermese de ona bakacağım. Yardım alınca daha rahat bakabiliyoruz" dedi.
Hayatını 'Engelli Oğlu'na Adadı
Küçükken geçirdiği ateşli hastalık sonucu zihinsel ve bedensel engelli hale gelen 30 yaşındaki oğlunun beslenme, temizlik gibi her türlü ihtiyacını adeta bebeğe bakar gibi karşılayan Gümüşhaneli Necla Eryılmaz, oğluna gösterdiği şefkati "Sağlıklı çocuğa herkes bakar. Hiçbir zaman 'keşke oğlum sağlıklı olsaydı' diye bir şey aklımdan geçirmedim" sözleriyle dile getiriyor.