Hdp Antalya 1. Olağan Kongresi

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Devlet ele geçirilecek bir mekanizma değildir. Kim devleti ele geçirirse geri kalanların hepsi korkacak, kaygı duyacak. Devleti ortak devletimiz haline getirmemiz lazım. Ortak vatan haline getirmemiz lazım" dedi.

Demirtaş, partisinin Antalya 1. Olağan Kongresi'ne katıldı.

Turgut Özal Spor Salonu'nda düzenlenen kongrede konuşan Demirtaş, son dönemde artık hiçbir halkın tek başına kurtuluşun mümkün olmadığını bildiğini söyledi.

Ezilenler ve farklı kimliklerle el ele verip, birlikte özgür bir yaşamı inşa etmek istediklerini belirten Demirtaş, geçmişten bugüne verdikleri mücadelede yanlışlıklar değil, eksikler olduğunu savundu. Demirtaş, HDP'nin bir yanlışı düzeltmek üzere değil, bir eksiği kapatmak üzere kurulduğunu ifade etti.

Geçmişteki eksikliklerinin ezilen kimliklerle yeterince birlik sağlamamak olduğunu vurgulayan Demirtaş, şöyle konuştu:
"Trakya'da, Karadeniz'de, İç Anadolu'da, Akdeniz'de, Orta Anadolu'da her yerde ezilen yok sayılan insanlar var. Boşnak ile Romanla tanışsanız durumu aynıdır. Ermeni, Gürcü, Arap'ın durumu farklı değil. Bizlerin yaşadığı ezilmişlik daha da katmerliydi. Sünni de Alevi de Süryani de Ezidi de tedirgindir bu ülkede. Rahat değil, kendini özgür hisseden sokakta kimse yok. Herkes şu anda bu ülkede kaygı, korku içinde yaşıyor. Çünkü geleceğe dair hiç kimsenin umudu kalmadı. Alevi Sünni'den korkar hale geldi. Sünni Alevi'den çekinir hale geldi. 'Kürt, Türk bir arada yaşayabilir mi?' diye herkes birbirine daha fazla sormaya başladı.

Bütün ezilenlerin kaderi ortak yazılmadıkça ezilmeye devam edeceğiz. Hepimizin ortak bir de kimliği var. Kürt'üz, Türk'üz ama o yoksuluz hepimiz, işsiziz, işçiyiz. Nereye giderseniz gidin bu gerçek yüzünüze çarpar. Karadeniz'in köylüleri, Hakkari'nin köylülerinden daha zengin değil. Trakya'nın köylüleri Toros'un Türkmenler'inden daha zengin değil. Hepsi bu ülkenin emekçisi olarak alın teri ile çalışarak ülkeyi kalkındıranlardır."
- "Hiçbir kimlik diğerinden üstün olamaz"
Antalya'da beş yıldızlı otellerde, inşaatlarda çalışanların ortak kimliğinin yoksulluk olduğuna değinen Selahattin Demirtaş, "Bu ülkeyi siz inşa ediyorsunuz ama iş ülkeyi yönetmeye gelince hiçbirimiz yokuz. İşçinin, köylünün, çiftçinin ülkeyi yönetiminde asla sözü geçmez. Bize düşen nedir? Bir torba kömür, bir torba makarna sus payıdır. Bin lirayı bile bulmayan asgari ücrettir. Bizim payımıza düşen budur" diye konuştu.

Demirtaş, bütün dillerin güzel olduğunu, hiçbir dilin, hiçbir kimliğin diğerinden üstün olamayacağını kaydetti.

İnançlar ve mezheplerin de aynı olduğunu ifade eden Demirtaş, "Aleviler Sünnilerden horlanamaz. Ne baş örtüsü taktı diye birini kötüleyebilirsiniz, ne cemevine gitti diye" dedi.

Ülkeyi yönetme sırasının artık yoksullar, işçiler ve köylülere geldiğini anlatan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkenin gayri safi milli hasılasının yüzde 80'ini üretiyorsunuz siz çalışanlar, yoksullar. Burada birçok kardeşim asgari ücretle çalışıyor. ama Erdoğan'ın sarayında tek bir su bardağının fiyatı bin liradır, altın kaplamadır. Bir ay çalışsanız bir tane su bardağı kadar kıymetiniz yok. Bize verilen değer bu. İnsanlar yoksuldur, parası azdır diye onuru şerefi az olamaz. Onur, şeref parayla ölçülemez. Rüşvetle yoksullukla hırsızlıkla cebini dolduranlar, ülkeyi soyup soğana çevirenler kusura bakmayın ama sizin haysiyetiniz Kobani'de (Ayn el Arap) direnen tek bir gencimizin tırnağı kadar olamaz."
- "Devlet ele geçirilecek bir mekanizma değildir"
Demirtaş, onur ve şerefin mal varlığıyla ölçülemeyeceğinin altını çizdi. Bu gidişata "Dur" demek gerektiğini belirten Demirtaş, bundan sonra birlikte hareket etmek gerektiğini söyledi.

"Ne yapacaksak birlikte yapacağız. Direneceksek beraber direneceğiz, yöneteceksek beraber yöneteceğiz" diyen Demirtaş, HDP'nin görevinin de bu olduğunu ifade etti.

Demirtaş, Suriye'de Uludere haricinde artık halkların bir arada yaşayamaz ve birbirine düşman hale geldiğini öne sürdü. Şehirde artık komşuluk yapılamadığını savunan Demirtaş, Uludere'de bütün kimlikler ve inançların bir arada durmayı başardığını kaydetti.

Uludere'de mücadelenin birlikte yapıldığını belirten Demirtaş, şöyle konuştu:
"Biz 'Devleti Kürtler ele geçirsin' demiyoruz. 'İslamcılar ele geçirsin, Aleviler ele geçirsin' demedi kimse. Devlet ele geçirilecek bir mekanizma değildir. Kim devleti ele geçirirse geri kalanların hepsi korkacak, kaygı duyacak. Devleti ortak devletimiz, ortak vatan haline getirmemiz lazım. Kimsenin kimseden korkmadığı, kimsenin diğerinden tedirgin olmadığı bir yönetimi inşa etmemiz lazım. HDP'nin çok kültürlü, inançlı yapısına baktığımızda işte bizi kurtaracak tek anlayış ve çizginin bu olduğunu herkes görecek. Bu salonda Alevi de Sünni de başı açık da kapalı da Türk de Kürt de Ermeni de var ama biz hep birlikte bu ortak vatanda eşitlik, adalet için mücadele ediyorsak, Türkiye'nin kurtuluşunun formülü, reçetesi budur. Başka da hiçbir çözüm yolu yoktur."
- Seçim barajı eleştirisi
Anayasa Mahkemesinin yüzde 10'luk seçim barajı kararını da değerlendiren Demirtaş, "Baraj sizi de ilgilendirmez, AKP'yi de ilgilendirmez. Bizi ilgilendirir. O barajı biz sizin üzerinize yıkacağız. Hepiniz inşallah o barajın altında kalacaksınız" dedi.

Dünyada seçim barajının en yüksek olduğu ülkenin Türkiye olduğuna kaydeden Demirtaş, seçim barajının, "oy hırsızlığı" demek olduğunu iddia etti. Demirtaş, "Şimdi diyeceksiniz ki 'Hırsıza hırsız deyince utanır mı?', utanmıyorlar. O yüzden barajı siz kaldıracaksınız, tarumar edeceksiniz ki bu hırsızlık, talan düzeni son bulsun" diye konuştu.

Partililerden ev ev, köy köy dolaşmalarını isteyen Demirtaş, halk iktidarına yürüyen bir parti olduklarını söyledi.

Muhalefet olarak dirsek çürütmek istemediklerinin altını çizen Demirtaş, "CHP gibi müzmin bir muhalefet siyaseti yapmak istemiyoruz. Biz muhalefetteyken iktidar halka kan kusturuyorsa demek ki bir yerde yanlışlık var, demek ki biz yeterince başarılı değiliz" diye konuştu.

Barajın partililere emanet olduğunu dile getiren Demirtaş, Hakkari, Batman, Diyarbakır, Van ve Muş'un ardından artık metropollere sıranın geldiğini belirtti.

HDP'nin artık "yüreğinin geniş olacağını" vurgulayan Demirtaş, "Partimizin imkanlarını bütün dostlarımıza açacağız. Bu salonda herkes 'Görev başına' demelidir. Çünkü artık biz, Robin Hood'ların partisiyiz. Çünkü biz hırsızlardan alıp yoksullara verecek olanların partisiyiz" görüşlerin dile getirdi.
- Cizre'deki olaylar
Demirtaş, Cizre'de 1990'lı yıllarda parti tabelasını asacak yer ve parti yöneticisi bulamadıklarına dikkati çekti. Cizre'de buna rağmen büyük başarı kazandıklarını bildiren Demirtaş, son dönemde yaşanan olayların "halk iradesini kırma" amacını taşıdığını öne sürdü.
Cizre'de halkın korkutulmak istendiğini iddia eden Demirtaş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bizimle hareket etmek isteyen dostlarımızı korkutmak istiyorlar. Bu tezgahlara asla düşmeyin, bu oyunlara prim vermeyin. Her yerde provokasyon yapacaklar. Öyle gizli saklı değil, karanlık güçler değil, derin devlet değil. Bülent Arınç'a sorun, hepsini tanıyor. İsim isim provokatörleri size söyleyebilir. Bunların hiçbiri AKP'den bağımsız gelişmiyor. Aylardır Cizre ile ilgili uyarı yapıyoruz. Karalık ellerin provokasyonundan söz ediyoruz ama hükümet özellikle bu provokasyonlar olsun diye oturup izledi. İzlemekle yetinmedi, altan alta destekledikleri görülüyor. Çünkü bir kez daha HDP'yi şiddet uygulayan, kaos yaratan bir parti olarak göstermek istiyorlar. Tam Türkiye'nin ana muhalefet partisi haline geldiğimiz günlerde bu tezgahların niçin yapıldığını hepimizin anlaması lazım."
HDP İl Eş Başkanları Zarife Atik ve Ahmet Kaya'nın listelerinin oylandığı kongrede, yaklaşık 518 delege oy kullanacak.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile