HDP'den 'Dokunulmazlık' Başvurusu

HDP'den 'Dokunulmazlık' Başvurusu

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 80 milletvekili arkadaşıyla, dokunulmazlıklarının kaldırılması için Parlamento’ya dilekçe vereceklerini söyledi.

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, partisinin grup toplantısında sert açıklamalarda bulundu. Ortada ülkenin bölünmesi tehdidi olmadığını anlatan Demirtaş, "PKK denilen örgüt ülkenin bölünmesi stratejisinden 20 yıl önce vazgeçmiştir. Ülkede bölünme korkusu, tehdidi yok. Silah bırakmak üzere kongre toplayacağını açıklamış. Neyin tehdidinden söz ediyorsunuz? Ortada tehdit yoktu. Yapacağınız tek şey en erdemli, onurlu işi, müzakereyi konuşmayı sürdürerek 1 hafta, 10 gün sonra sonuç alacak noktaya getirmekti. Şimdi PKK’yla bir barış yapılabilseydi, fiili olarak da PKK’nın silahlı gücü Türkiye açısından tehdit olmaktan çıkarılsaydı -bunlar çok mümkündü, Şubat’ta bu yapılabilirdi, Mart’ta fiilen hayata geçirilmiş olurdu- PKK’yla barış yapmış bir Türkiye, PKK silahlı tehdidinden çıkmış bir Türkiye içeride ve dışarıda nasıl nefes alırdı bir düşünsenize. Bütün Ortadoğu’da o zaman barışın öncüsü olurdu işte. O zaman IŞİD’e karşı savaş mı yürütülecek, PKK’yla barış yapmış bir Türkiye, PKK ile birlikte IŞİD’e karşı savaşabilirdi. Bunlar siyaseten de mümkün ahlaken de doğru, toplumsal olarak da meşruiyeti olan işlerdi. Yapılabilirdi. Ama bunu tercih etmediler. Çünkü siyasi olarak 400 vekile ihtiyacımız vardı, diyordu, 400 vekil istiyordu. ’Verin huzur içinde yaşayın bunu vermeyeceksiniz ülkede size huzur yok’ diyordu"

"ORTADA BİR VATAN SAVUNMASI YOK"

Ortada bir savaş olmadığını anlatan Selahattin Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti:

"Evladını askere yollamış annelerim, evladı polis olan, güvenlik gücü olan annelerimiz, onların babaları. Bunlar bizim evlatlarımız, kardeşlerimiz. Bu topraklarda birlikte kardeşçe yaşamak zorunda olduğumuz insanların evlatları, bizim kardeşlerimiz. Biz tek birinin ölümünden asla ve asla üzüntü ve kahrolma dışında bir şey hissetmeyiz, edemeyiz. Ama o anneler, babalar şunu bilmelidir, o evlatlarımızı vatan savunması için ölüme göndermiyorlar. Saray savunması için bu çocukların cenazeleri Türk Bayrağına sarılı tabutlar içerisinde geliyor. Saray için vatan için değil. Bu vatan hepimizin ortak vatanıdır, vatanımız tehdit altındaysa hep birlikte el ele vatanı savunalım. Vatanımız düşman saldırısı altındaysa bunu tarihte defalarca yaptık, 1071’de, 1920’lerde yaptık, bugün yine yapalım birlikte vatan savunmasını ama kimse bize bir partinin çıkarları hele hele bir kişinin saltanatı, iktidarı için evlatlarımızı kurban vermemizi istemesin. Sizler de sesinizi yükseltmelisiniz. Bu çocuklar, bu evlatlar kolay yetişmiyor. Bir çoğumuz ana babayız, evlatlarımızın nasıl zorluklarla yetiştiğini görüyoruz. Onları Saray’ın çıkarlarına, hırsına, iktidarın kurban etmeyelim. Ortada bir vatan savunması yok, ortada bir tehdit yok. Bunlar aldatmacadır. Bir adım uzağımızdayken barış, o adımı atmak, tutmak, yakalamak yerine bu yöntemi tercih etmişlerdir. Cenazeler maalesef geliyor, dağdan, ovadan, şehirden, kasabadan, meydanlardan, alanlardan geliyor. Camiden kalkıyor, cemevinden kalkıyor ama hepsi bu halkın evlatları. Ve oyun, tezgah öylesine kurulmuş ki kan akacak, Kürt ölecek, Türk ölecek, PKK’liler ölecek, asker ölecek, polis ölecek, insanlar ölecek ve bütün bunları kanı AKP’nin açtığı psikolojik harp kanallarıyla HDP’nin üstüne akacak. Hesap bu, kirli tezgah bu. Kurdukları Saray’a bağlı gladyo örgütüyle şu anda kirli bir savaş yürütüyorlar."

"BUNLARIN HEPSİ ÖZEL GLADYO ÖRGÜTÜYLE YAPILIYOR"

"Devletin bir nizamı bir usülü vardır, devletler gizli işler de yapar" diyen Demirtaş, "Bütün devletler yapar, temiz devlet diye bir şey yoktur. İstihbarat örgütlerine yaptırırlar, gizli görüşmeler yaparlar fakat bu devleti de kullanmıyor, kendi özel örgütü var, kendi özel bütçesi, parası var, örtülü ödeneği var, onun dışında da özel parası var. İstihbarat doğrudan kendisine akıyor, Milli İstihbarat kuruluşunun resmi tutanaklarını değil özel bilgiler ona akıyor, özel kararları o ağ takımı, ekibiyle birlikte veriyor, kontra gücünü faaliyete geçiriyor. Ona bağlı özel kolluk var, ona bağlı özel yargı var, ona bağlı özel medya var, ona bağlı kirli savaş sosyal medya trolleri var, maaşlı ve bunların hepsini devreye geçirdi. Sendikalar operasyon, Eğitim-Sen’e, gençliğe operasyon, HDP’ye kirli savaş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na talimat, kapatma soruşturması açtırılması. Birçok yerde eften püften nedenlerle komplo hazırlıklarıyla -Sayın Faysal Sarıyıldız vekilimize olduğu gibi- eften püften deliller yaratarak HDP’yi kriminalize etme... Bunların hepsi özel gladyö örgütüyle yapılıyor" diye konuştu.



"SURUÇ KATLİAMINI ÖZEL GLADYO ÖRGÜTÜ YAPTI"

"Bunun seçim sonrası startı da nerede verildi biliyor musunuz?" diye soran Demirtaş, "Suruç katliamında. Suruç katliamını da yapan işte bu özel gladyö örgütüdür. Ne yapıldı orada? IŞİD’in içerisine önceden sokulmuş ya da yönlendirilmiş ama doğrudan bunlara hizmet eden bir zavallı aracılığıyla Türkiye’nin pırıl pırıl devrimci gençleri orada katledildi, 32 bu ülkenin pırıl pırıl evladı katledildi, paramparça edildi. Ulaşılmak istenen sonuç, bu ülkenin devrimcilerine ’Siz Kobani’yi Rojava etrafında dayanışmaya devam ederseniz, sizi paramparça ederiz’ birinci mesaj buydu. İkincisi HDP etrafında kenetlenmiş Türkiye toplumuna seslenildi, ’Siz HDP etrafında kenetlenirseniz, paramparça ederiz.’ Üçüncüsü HDP’ye mesaj verildi, ’Siz politikalarınızda ısrar ederseniz, sizin gençlerinizi paramparça ederiz.’ Dördüncüsü kendilerini IŞİD mağduru haline getirdiler, IŞİD destekçisi olarak dünyada nam yapmış bir hükümet bu kirli katliam vesilesiyle kendini IŞİD’in mağduru haline getirdi" ifadelerini kullandı.

"CEYLANPINAR’DA YATAĞINDA UYUYAN 2 POLİS KATLEDİLDİ"

Demirtaş, şöyle devam etti:

"Bütün dünya liderleri Cumhurbaşkanının arıyor, başsağlığı diliyor. IŞİD mağduru oldu ya ama kendisi tek bir aileyi arayıp başsağlığı dilemiyor. IŞİD mağduruna bakın, tezgaha bakın. Hemen arkasından Ceylanpınar’da yatağında uyuyan 2 polis kirli bir şekilde infaz edildi. Kirli bir olaydır, kim ne derse desin. O da provokasyonun bir parçasıdır. Adıyaman’da öldürülen asker. Aydınlanmamış, karanlık bir olaydır. Bakın bunlar aynı gün veya peş peşe günler içerisinde oluyor. Ve bunlardan yola çıkarak daha önceden tezgahı yapılmış askeri operasyonun düğmesine basılıyor. IŞİD’e göstermelik bir iki sorti yapılıyor, dünyaya ’İşte biz bakın IŞİD’in mağduruyuz ve IŞİD’le de savaşıyoruz mesajı verme adı altında bir iki göstermelik operasyon ama asıl HDP’ye dönük operasyonun kılıfı olarak bunu kullanıyorlar. Asıl büyük operasyon HDP’ye. Kandil’e savaş uçaklarıyla bombardıman, ’Onlar da nasıl olsa misilleme yaparlar, nasıl olsa onlar da bu savaşa tahrikimiz karşısında herhalde bir şeyler yaparlar umuduyla. Savaşı kışkırtalım, kızıştıralım ve bütün buradan çıkacak sonuçların faturasını HDP’ye keselim.’ Olası ilk erken seçimde de Türkiye toplumuna şunu diyelim: ’Bak bu teröristlere oy verdiniz, askerimizi, polisimizi katledenlere siz oy verdiniz, bakın bunlar ülkeyi savaşa sürükledi. Tezgah bu kadar açık. Türkiye toplumu bu açık tablo karşısında tavır koyamazsa sesimizi barıştan yana yükseltme cesaretini gösteremezsek işte bu çirkin oyun sürecek. Ama hep birlikte ’Biz savaş istemiyoruz, biz sana savaş yaptırmayacağız’ hiç uzatmadan karşılıklı iki taraflı çatışmasızlık pozisyonuzu derhal geçilmeli, biz evlatlarımızı yerde bulmadık, sizin Saray saltanatınıza kurban olsunlar diye de büyütmedik’ dersek bu biter, durur bu. Oy kaybettiklerini görürse vazgeçerler. Oydur oy, onların şu andaki yaşam damarları oydur. Serumlarına damarlarına bağlamış gibidir o oylar, çektiğiniz an tehlike biter. Türkiye toplumu korkmasın. HDP bu ülke için büyük bir şanstır."

"BİZ IŞİD’İZ’ DEMİŞLER, MEZAR KAZDIRMIŞLAR"

Demirtaş, açıklamalarına şöyle devam etti:

"İleri demokrasi, yeni Türkiye’de her şey mükemmel oldu’ diyenlerin uygulamalarına bir bakın Gazi Cemevi’nden bir genç kadının cenazesi 3 gün kaldırılamadı, bir cemevini 3 gün boyunca gaz bombası, plastik mermiyle o ibadethaneyi adeta ayaklar altına alacak şekilde insanların kutsallarına saldırdılar. 13 cenaze Kobani’de yaşamını yitirmiş 13 gencin cenazesi 4 gündür Habur Sınır Kapısı’nda 45 derece güneşin altında bekletiliyor, Türkiye’ye almıyorlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşı bunlar, Kobani’de onuruyla savaşmış kahramanların cenazeleri bunlar, o sizin tecavüz ordunuza karşı direnmiş kahramanların cenazeleri Başbakanın talimatıyla 4 gündür orada bekletiliyor. Urfa’da 60 genci gözaltına aldılar, bunlardan 3’üne öylesine işkenceler yapılmış ki. Gözaltına alır almaz bakın Urfa Emniyeti’nden özel bir ekip, derhal açık araziye götürmüşler, başına bir çuval geçirmişler, nefessiz bırakacak şekilde boğazını sıkmışlar, çırıl çıplak soymuşlar, boğazlarına bıçak dayayıp ’Biz IŞİD’iz’demişler. Bunlar ifadelerinde var çocuğun. Mezar kazdırmışlar. Bahsettiğim 1990’lar değil geçen hafta. Burada ifade edemeyeceğim, kendisinin de ifade edilmesini arzu etmediği insan onurunu ayaklar altına alana işkenceler yapmışlar. Eğer bizler elele vermezsek bu ülkeyi bu hale getirecekler."

"80 MİLLETVEKİLİMİZLE BAŞVURACAĞIZ"

"Barış mı istiyorsunuz? Bir günlük iş" diyen Demirtaş, şunları söyleri:

"Bakın tecrit altında tuttuğunuz Sayın Öcalan, Dolmabahçe mutabakatı, müzakeresi hayata geçseydi, çağrısını yapacaktı. Barış mı istiyorsunuz, niye 40-50 savaş uçağı kaldırıyorsunuz? Bir talimatınızla her gün 50 tane F-16 kalkıyor da bir talimatınızla İmralı kosteri kalkamıyor mu? Savaş uçakları bozulmuyor da İmralı kosteri niye yıllardır bozulmuyor? Barış orada. O kosterin güzergahındadır. Aklın yolu birdir. Eğer biz halkımıza barış sözü verdiysek onun arkasında duracağız. Türkiye toplumundan yüzde 13.1’lik barış oyu aldık, huzur için oy aldık. Bunun gereğini elbette yerine getireceğiz. Vicdanlarımız bize bunu emrediyor, halk bize bunu emrediyor, siyasi ahlakımız bunu emrediyor. Bunların tezgahlarına, çirkin dillerine teslim olmayacağız. Ne olursa olsun bütün milletvekili arkadaşlarımız, partililerimiz barış dilinden taviz vermeyeceğiz. Kışkırtacaklar, tahrik edecekler, saldıracaklar. Amaçları HDP’yi durduğu bu ilkesel duruştan uzaklaştırmak aman en büyük tuzak budur, buna düşmeyelim. Tek başlarına iktidar olmalarının yolu HDP’nin tasfiyesinden geçiyor. Partileri halk açar, halk kapatır. Bugün bize yüzde 13 oy vermiş olanlar yarın yüzde 1 de verebilir saygı duyarız. Partimizi kapatılmış sayarız. Ama bugüne kadar hiçbir mahkeme kararı, yeryüzünde hiçbir partiyi kapatamamıştır. Takdir sizindir. Ha dokunulmazlık mı diyorsunuz, 80 milletvekili arkadaşımla birlikte yarın dokunulmazlıklarımızın kaldırılması için parlamentoya dilekçe vereceğiz, siz var mısınız? Hadi bakalım, korkmuyorsanız sizin de dokunulmazlıklarınızı hep birlikte kaldıralım. Bizim korkacak, çekineceğimiz bir şey yok. Çalmadık, çırpmadık, öldürmedik, ihanet etmedik. Ne isek ortadayız. Bak yargı senin emrinde buna rağmen hadi hep birlikte 550 milletvekilinin dokunulmazlığını kaldıralım, biz ’evet’ oyu vereceğiz. Kendi dokunulmazlıklarımızın kaldırılmasın ’evet’ oyu kullanacağız. Sizden korkan sizin gibi olsun. Azrailin can dağıttığını nerede gördük ki zaten. Biz halkımıza bel bağladık. Her zaman dedik ya ’Allah’ımız var bir de halkımız var’ Bu da bize bu yeter. Biz buna dayanarak mücadele ettik, bugünlere böyle geldik ve böyle direnerek bu savaşı durduracağız. Biz sana bu ülkede savaş yaptırmayacağız. Zorlu bir süreç önümüzdeki günlerde bizi bekliyor."

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile