HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ Açıklaması

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kobani (Ayn el Arap), ilçesinde terör örgütü DAEŞ militanlarının saldırısına ilişkin, "Eğer, bu katliam, bu soykırım ve işgal girişimi, sizin desteğinizle gerçekleştirilmediyse, buyurun bunu kanıtlayın, biz de inanalım, Türkiye de inansın. Siyasi iktidar, hükümet, bu katliama destek vermediği söylemini, bu katliamı yönlendirmediği söylemini, kanıtlamak ve ispatlamak zorundadır. Aksi durumda bizim kanıtlarımız, ispatlarımız, iddialarımız geçerlidir" dedi.

Yüksekdağ, HDP Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 23 Haziran'da İzmir Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) İl Başkanlığında yapılan aramalara ilişkin değerlendirmede bulundu.

Figen Yüksekdağ, başta HDP'yi oluşturan demokratik bileşenler olmak üzere çok geniş bir alana dönük çok ciddi bir saldırı ve intikam hareketi sürdürüldüğünü iddia etti.

DAEŞ militanlarının, Kobani'de gerçekleştirdiği saldırılara tepki gösteren Yüksekdağ, "Sahur saatinde, İslam adına yola çıktığını iddia eden, Müslümanlık değerlerini kendisine kalkan eden karanlık bir çete tarafından Müslümanlar katledildi, insanlar katledildi. Ramazan ayında ve sahur saatinde gerçekleştirilen bu katliam saldırısı, aslında karşı karşıya kaldığımız o karanlık çetenin insanlığı bozguna uğratmaya çalışan bu saldırgan zihniyetin, bütün gerçeğini de ortaya koyuyor" diye konuştu.

DAEŞ çetesinin, Türkiye hükümeti tarafından sistematik bir şekilde desteklendiğini öne süren Yüksekdağ, bu desteğin kanıtlarını ortaya koyduklarını kaydetti.

"Bugün 50 insanı gözünü kırpmadan katleden, toplu katliam gerçekleştiren, insanlık dışı işkenceler ve zulümler uygulayan bu uluslararası çete, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve devleti tarafından destekleniyor, sahipleniliyor ve aynı zamanda operasyonel destek veriliyor" ifadesini kullanan Yüksekdağ, bugün yine bu gerçekle karşı karşıya gelindiğini savundu.

Yüksekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye hükümeti, YPG ve YPJ'nin IŞİD karşısında kazandığı bu başarıdan rahatsız oldu. Hiçbir şekilde rahatsız olmaması gerekirken bundan çok ciddi rahatsızlık duydu. Eski hükümet kaynaklarından siyasi iktidar cephesinden YPG, YPJ'nin bu ilerleyişi, 'Suriye sınırında bir Kürt koridoru oluşturulduğu' söylemleriyle ve agresif ithamlarıyla ortaya konuldu. "Kürt koridoru oluşturuluyor" dedi siyasi iktidar temsilcileri ve bundan bir rahatsızlık duyduklarını ifade ettiler. IŞİD ile komşu olmaktan rahatsız olmayan, bu insanlık dışı katliamcı çeteden rahatsız olmayan, onunla yıllar boyunca komşuluk yapmayı göze alabilen Kobani, IŞİD tarafından ele geçirilme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığında, 'Kobani düştü düşecek. IŞİD'in eline geçti geçecek' diye gün sayan siyasi iktidar, IŞİD, o sınır bölgelerindeki alanlardan YPG, YPJ tarafından temizlendikten sonra bundan rahatsızlık duydu. Bu durum ve tepki aslında bugün gerçekleştirilen katliamcı saldırının kimin tarafından desteklendiği ve yönlendirildiğine dair de çok güçlü bir referanstır, çok güçlü bir kanıttır, ispattır."

-"Buyurun bunu kanıtlayın, biz de inanalım"

Dışişleri Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığına çağrıda bulunan Yüksekdağ, "Eğer, bu katliam, bu soykırım ve işgal girişimi, sizin desteğinizle gerçekleştirilmediyse, buyurun bunu kanıtlayın, biz de inanalım, Türkiye de inansın. Siyasi iktidar, hükümet, bu katliama destek vermediği söylemini, bu katliamı yönlendirmediği söylemini, kanıtlamak ve ispatlamak zorundadır. Aksi durumda bizim kanıtlarımız, ispatlarımız, iddialarımız geçerlidir" diye konuştu.

Yüksekdağ, şöyle dedi:

"Bu saldırıyı gerçekleştirenler ve yönlendirenler, hiçbir zaman bizi zayıf düşürmedi. Acılarımız, yasımız bizi her zaman güçlendirdi. Her zaman biledi. Biz halkımızın yine yasını tutacağız. Hep birlikte IŞİD saldırısı ve bu insanlık dışı kuşatma karşısında büyük insanlığın sahiplenmesini bu dönemde de göstereceğinize inancım tamdır. Nasıl dün Kobani'yi bu barbarca saldırı karşısında sahiplendik ve orada büyük zafere imza attıysak hep birlikte, bundan sonra ki günlerde de IŞİD sızmalarına, saldırılarına ve bölgede mevzilenme çabalarına karşı, en iyi demokratik direnişi göstereceğimize herkes emin olsun. Bütün Türkiye halklarını da acımızı paylaşmaya Suriye halkının acısını paylaşmaya ama onunla birlikte daha fazla oradaki mücadeleyi, direnişi sahiplenmeye davet ediyorum. Bu direnişi sahiplendiğimiz müddetçe insanlık asla ve asla yenilmeyecektir, teslim olmayacaktır."

HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, konuşmasının sonunda bir gazetecinin, DAEŞ militanlarının Türkiye'den geçtiğine yönelik ellerindeki bilgileri sorması üzerine, şunları söyledi:

"Bizim elimizdeki bilgiler, Türkiye sınırından geçtiği iddiası, çok güçlü bir iddia. Bu aslında yeni de bir durum değil. Sadece bu ana özgü cevabı da yok bunun. Her dönem IŞİD çeteleri Türkiye sınırını çok rahat kullanıyor. Kamera kayıtlarından tutun, fotoğraflı belgelerine varıncaya kadar sayısız kanıtı var bunun. Her dönem bu sınır kapılarını rahatça kullanan IŞİD çetelerinin bugün bu saldırıyı gerçekleştirirken bu sınır kapısını kullanmamış olması mantıklı değil. Her dönem açık olan kapıların, bu saldırı gerçekleştirildiği süreç içinde de kullanıldığını düşünüyoruz."

İki büyük patlamanın Mürşitpınar sınır kapısında gerçekleştirildiğini aktaran Yüksekdağ, Ceraplus'tan bomba yüklü kamyonların getirilmesi, taşınmasının daha zor senaryo olacağını ifade etti.

Bu saldırı ve kuşatma tek bir noktadan gerçekleştirilmediğini anlatan Figen Yüksekdağ, kendilerini ilgilendiren konunun Türkiye sınırlarının kullanımı olduğunu belirtti.

- "Aldığım bilgi 50 kişinin hayatını kaybettiği yönündedir"

Saldırılarda 50 kişinin hayatını kaybettiği yönünde bilgi aldığını paylaşan Yüksekdağ, askeri bir kayıp olmadığını daha çok sivil kayıp yaşandığını, doğruluğunun teyit edilmesi gerektiğini, sürekli değişik sayılar geldiğini vurguladı.

Yüksekdağ, 90 yaralının şu anda Suruç'a getirildiğini, ağır olanların da Şanlıurfa Devlet Hastanesi'ne gönderildiğini, Kobani'de çatışmaların hala devam ettiğini belirterek, Kobani'ye sızma hareketinin başarıya ulaşmadığı bilgisini verdi.

- "Sivil inisiyatif ve sivil direniş hareketini Suruç hattından yeniden canlandırmak gibi bir amacımız, çağrımız da var"

Bölge örgütleri üzerinden, "acil kan çağrısı"nın yapıldığına vurgu yapan Yüksekdağ, özellikle Şanlıurfa'dan insanların kan vermek için hastaneye gittiğini kaydetti.

Yüksekdağ, "Bölgede gelişebilecek, sınırda gelişebilecek birtakım saldırılara karşı, provokatif girişimlere karşı, sınırın siviller tarafından güvenliğinin alınması gerçekten çok önemli bir yerde duruyor" değerlendirmesinde bulunarak, şöyle konuştu:

"Bütün demokratik kurumların yüzünü, Suruç'a dönmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Suruç'a gitmek, insani dayanışma ve sahiplenme gösterme için bugün tam da elverişli bir zamandır, zorunlu bir zamandır. Gerek sağlık kuruluşlarının gerekse de kan vermek için, ihtiyaç dahilinde devreye girebilecek yurttaşlarımızın, halkımızın Suruç'a gitmesinin oldukça anlamlı ve yararlı olacağını düşünüyorum. Önünüzdeki günlerde, bugünden itibaren, aynı zamanda geçmiş süreçte gerçekleştirdiğimiz bir sivil inisiyatif ve sivil direniş hareketini Suruç hattından yeniden canlandırmak gibi bir amacımız, çağrımız da var. Halkımız özellikle ramazanın da birleştirici özünü ruhunu kuşanarak sınırda Kobanili kardeşlerinize, Rojavalı kardeşlerine sahip çıkma konusunda en demokratik tutumu göstermelidir, bu süreç içerisinde. Bu mübarek ayda onlar insanlık dışı saldırıların sahibi olarak tarihe geçecekler ama bizler bu ayda insanlığa ve insanlık değerlerine, daha fazla sarılan ve ileriye taşıyanlar olarak tarihe geçebiliriz. Ben bu nedenle bütün halkımızı da yeniden tarihsel bir sorumluluğa davet ediyorum, çağırıyorum. Suruç'ta ve her yerde Rojova'yı, Kobani'yi IŞİD saldırıları karşısında savunmaya davet ediyorum."

Bir başka gazetecinin, "Meclis başkanlığı yarışı dördüncü tura kalırsa CHP'nin meclis başkanı adayı Deniz Baykal'ı mı yoksa MHP'nin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nu mu desteklersiniz" şeklindeki sorusuna Yüksekdağ, "Bu sorunun cevabını mutlaka alacaksınız. Ama bugün değil" karşılığını verdi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile