Hdp İç Güvenlik Paketinin Geri Çekilmesini İstedi

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, TBMM Genel Kurulunda görüşülen İç Güvenlik Paketinin geri çekilmesi çağrısını yineleyerek, görüşmelerde iç tüzükten kaynaklanan haklarının kullanılmasının engellendiğini söyledi.


TBMM’de HDP grubunda HDP’li milletvekilleri ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, TBMM Genel Kurulunda tartışmalı bir şekilde görüşmeleri devam eden İç Güvenlik Yasasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan İdris Baluken, iç tüzükten doğan haklarının Meclis başkanvekilleri ve AK Parti grubu tarafından ihlal edildiğini kaydetti.

AK Parti’nin hukuku devletini ortadan kaldırdığını ve polis devleti uygulamalarını meşrulaştıracak İç Güvenli Yasasını dayattığını kaydeden İdris Baluken, “İç tüzüğün ve hukukun AK Partili Meclis Başkanvekilleri tarafından ortadan kaldırılması otoriter bir darbenin ta kendisidir, açık bir faşizm arayışıdır. Muhalefetin iç tüzükten kaynaklı yasama çalışmaları, tartışma hakkı, usul ve esasla ilgili söz haklarının gasbından, kapatılması gereken oturumların devam ettirilmesine kadar, AK Partili Meclis Başkanvekilleri tarafından korsanvari olarak ortadan kaldırılmak istenmektedir” dedi.

Genel Kurulun adeta AK Parti grup salonuna çevrildiğini iddia eden Baluken, “Tüm çabalarımıza rağmen taraflı ve yanlış uygulamalar devam etmekte. Bu durumda Mecliste tansiyonu daha fazla yükseltmektedir. Yükselen bu tansiyonun can kaybı dahil olmak üzere telafisi olmayan ağır sorunların oluşturabileceği kaygılarımızı kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz. Bu gerilimin düşmesi için AK Partili Meclis Başkanvekillerini iç tüzük ve hukuka uygun bir şekilde yönetim sergilemeye, AK Parti yönetimini ise Meclisin iradesini teslim almaya çalışan uygulamalarından vazgeçmeye çağırıyoruz. HDP grubu olarak gerilimin artmaması adına bu şiddet yaklaşımlarından uzak duruyoruz. Vekillerimize ve grubumuza yönelik şiddet uygulamalarına bundan sonra da asla boyun eğmeyeceğiz. Gerilimin getireceği ağır sonuçlardan AK Parti grubunun sorumlu olacağının altını çizmek istiyoruz. HDP olarak toplumsal barışımızı tehdit eden, çözüm süreci üzerinde demokrasinin kılıcı olarak duran bu yasanın bir an önce Genel Kuruldan çekilmesi çağrımızı bir kez daha yapıyoruz. AK Parti hükümetinin genel seçimlerle ilgili içine girdiği dramatik düşüşü engellemek, HDP’nin yükselişini önlemek için tehlikeli provokasyonları devreye koyduğunu ifade etmek istiyoruz. Ege Üniversitesinde ‘geliyorum’ diyen can kaybının yaşanması sonrasında birçok bölgede HDP teşkilatlarına ve halkımıza saldırılar yapılmasını bu kapsamda değerlendiriyoruz. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, İçel, Kocaeli, Kayseri, Eskişehir, Erzurum’da eş zamanlı olarak devreye giren bu saldırıların sorumluğu AK Parti hükümetindedir. AK Parti gerek Meclis'te gerekse sokakta bu provokatif saldırılardan vazgeçmeli, yol yakından kendinden önceki hükümetleri alaşağı eden zorba yöntemleri terk etmelidir” diye konuştu.

Kandil’e giden heyet ile ilgili sorulan sorulara cevap veren Baluken, “Çözüm süreci ile ilgili heyetimizin bir kısmı bugün Kandil’de KCK yetkilileri ile önemli bir toplantı gerçekleştiriyorlar. Biz son yaptığımız ziyaretten sonra devlet ve hükümet yetkilileri ile bazı görüşmeler gerçekleştirdik. Arkadaşlarımız bu görüşmelerin aktarımlarını yapmak, hem de AK Parti’nin provokatif yaklaşımlarını değerlendirmek üzere Kandil’de bir değerlendirme yapma ihtiyacı görmüşlerdir. Arkadaşlarımız döndükten sonra sürecin aşamasını arkadaşlarımız sizinle net bir şekilde paylaşacak” şeklinde konuştu.

Süleyman Şah Türbesine yönelik yapılan operasyon ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Baluken, “Biz başından beri Türkiye’nin Suriye ve Rojova politikasında yaptığı yanlışlara dikkat çekiyorduk. Gelişmeler Türkiye’nin Suriye ve Rojova politikasında hangi çözümsüzlük girdabına saplandığını ortaya koymuştur. Türkiye IŞİD ile olan ilişkiler noktasında, Rojova’da Kürt kazanımlarına karşıt bir pozisyon belirleme noktasında, Suriye’de halkların iradesinden çok savaşın bir tarafı olma durumu noktasında tam bir iflası yaşamıştır. Önümüzdeki günlerde Türkiye’nin bu iflaslarla yüzleşmesi, Suriye ve Rojova politikasında köklü değişimlere gitmesinin tam zamanıdır. Rojova’daki kantonların ve orada oluşan öz yönetimlerin Türkiye karşıtı ya da Türkiye halkları düşmanlığı taşımadığı görülmüştür” ifadelerini kullandı.

Meclis Genel Kurulunda İç Güvenlik Paketi görüşmelerinde yaptıkları oturma eylemi ile ilgili Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın değerlendirilmeleri ile ilgili soruya cevap veren Baluken, “Böyle bir değerlendirme yapılmışsa, bir zaytung haberi gibi. Bu Meclis görüşmeleri sırasında kimin taşkınlık yaptığını Türkiye halkı, uluslararası kamuoyu görüyor. Biz iç tüzükten kaynaklı olan haklarımızı kullanamayacak noktaya gelmiş durumdayız. Biz iç tüzüğün bize verdiği bütün yöntemlerin gaspına karşı sesimizi duyurmak için son derece onurlu bir oturma eylemi gerçekleştirdik. Bu oturma eylemimizin de bütün demokrasi çevreleri tarafından nasıl karşılandığını en iyi sizler biliyorsunuz” açıklamasında bulundu.

Cemil Çiçek’in uzlaşma arayışı içinde olduğu iddialarına yönelik değerlendirmede bulunan Baluken, “Cemil Çiçek’in bir uzlaşma arayışı içinde olması tabi ki gerekir. Meclis Başkanı bu vahim tablo karşısında sorumluluktan kaçan bir tablo ortaya koymuştur. Biz muhalefet partisi grup başkanvekilleri ile kendisini ziyaret ettiğimizde Meclisin işleyişi ile ilgili kaygılarımızı kendisine aktarmıştık. Bugüne kadar tek bir düzeltme girişiminin Cemil Çiçek tarafından yapıldığı bilgisine sahip değiliz. AK Parti Meclis Başkanvekillerinin uyguladığı sahtekarlıklara Cemil Çiçek ortak olmuştur. 21 Şubat günü Cemil Çiçek Kanada’da olmasına rağmen Meclis Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı’nın görev yazısını ıslak imza ile göndermiştir. İki gün önceki oturumda Başkanvekili Bahçekapılı’nın Başkanvekili Yakut’a göreve devrettiğinde biz Cemil Çiçek’i arayarak yazılı görev kağıdını talep ettik. Ancak ne Cemil Çiçek o görev yazısını bize iletebildi ne de oturumu yöneten başkanvekilleri. Cemil Çiçek buradaki bütün hukuksuzlukları ortağı durumundadır. Bir uzlaşma arayışı içinde olması kadar doğal bir şey olamaz. Eğer bir uzlaşma arayışı varsa bu yasayı Genel Kuruldan komisyona geri çekmek, siyasi partilerin karşı çıktıkları maddelerle ilgili bir uzlaşma arayışı içinde olmak en doğru tavırdır” dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile