HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 'Dün bizim irademizi bu Meclis'in çatısından kelepçeleyip götürenler, bugün her yerde halkımızın iradesini kelepçelemeye çalışıyorlar.' dedi.
Yüksekdağ, partisinin TBMM Grup Toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Özgür Gündem gazetesinin genel yayın yönetmenliğini üstlendikleri tarihteki yayınlarla terör örgütü PKK'nın propagandası yaptıkları iddiasıyla gazeteci Erol Önderoğlu, yazar Ahmet Nesin ve Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın tutuklanmasına değinen Yüksekdağ, 'Özgür basın susturulamaz. Onların sesi her yerdedir. Bu sesi hiçbir diktatör susturmayı başaramadı ve başaramayacak.' dedi.
Yüksekdağ, şöyle devam etti:
'Bugün egemenler Orhan Doğan'lara yaptıklarını HDP'ye yapmaya çalışıyorlar. Onların iradesini kıramayanlar bugün bizim irademizi kırmaya çalışıyorlar. Ama aynı cevabı alacaklar. Her gün bizi tükettikçe kendileri tükenecekler, bizi tüketmeye çalıştıkça bizim büyüdüğümüze ve güçlendiğimize tanık olacaklar.
Dün bizim irademizi bu Meclis'in çatısından kelepçeleyip götürenler, bugün her yerde halkımızın iradesini kelepçelemeye çalışıyorlar. Bizim bugünümüz, geçmişimiz ve geleneğimiz kadar nettir. Dün de geri adım atmadık, bugün de atmadık, yarın da sadece ileriye yürüyen bir halk göreceksiniz. Bizim Orhan Doğan'a ve bütün demokrasi savunucularına verdiğimiz sözümüzdür.
İstedikleri hızda bizi kelepçeleyip, hapse atmayı başaramadılar. Ama emin olun niyetler budur. HDP siyasetçilerini, eş genel başkanlarını ifade vermeye çağırıyorlar. Kararımızı daha bu çağrı gelmeden çok net ifade ettik. Bizler ifade vermeye gitmiyoruz ve gitmeyeceğiz.'
Yüksekdağ, kendilerinin hesap vereceği tek gücün halk olduğunu belirterek, geri adım atmalarının asla düşünülemeyeceğini ifade etti. Türkiye'de bağımsız bir yargı sistematiği olmadığını ileri süren Yüksekdağ, yargının tarihindeki en büyük ve kapsamlı siyasallaştırma düzeyini yaşadığını bildirdi. Yüksekdağ, 'Sarayın kadılarına dönüşmüş bir yargı mekanizması karşısında gerçek anlamda hukuk ve adalet mekanizmasının kurulacağına asla inanmıyoruz.' dedi.
Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nı eleştiren Yüksekdağ, Meclisin 'tarihin en utanç verici günlerini yaşadığını' iddia etti. Figen Yüksekdağ, Türkiye'de karanlık bir dönemin ve siyasi sürecin yaşandığını, otoriter bir iktidarı inşa etmek için hiçbir sınır tanımayanların bunu yaşattığını, yargı mekanizmasının yap-boz tahtasına döndüğünü ve hiçbir yerde bu düzenin dikiş tutturulamayacağını söyledi.
- 'Oyla alamadığını zorla almaya çalışıyor'
Halkın oyuyla gelen belediye başkanları ve yerel yöneticilerin devre dışı bırakılmaya çalışıldığını ileri süren Yüksekdağ, şu görüşlere yer verdi:
'Şimdi yeni yönetme biçimi ve yöntemleri ise kayyum atama yöntemidir. 'Belediyelere, kayyum atayacağım' diyor. Oyla alamadığını zorla almaya çalışıyor. Tarihten, insandan utanmıyorlar. DBP'nin bağlı olduğu belediyelerde AKP adayları yüzde 10 bile oy alamadı. Zorla belediyeleri almaya çalışan, kendini yitirmiş ve her türlü rezilliği göze almış bir iktidar var. O belediyelerin aylardır her odasında denetim yapıyorsunuz. Bir tane hırsızlık, yolsuzluk, ayakkabı kutusu, para çuvalı bulamadınız.
Belediyelerin, bu devletten aldığı bütçe bu halkın verdiği vergidir. O belediyelerde halk, aldığı nefesin, geçtiği yolun vergisini veriyor. Bunlar tam anlamıyla kendilerini yol kesen, deli dumrul pozisyonunda görüyorlar. Meşru yollardan alamadıklarını, zor kullanarak, gasp ederek almaya çalışıyorlar.'
İsrail ve Rusya ile ilişkilerin normalleşmesine yönelik yapılan girişimlere de değinen Yüksekdağ, 'Milli duruş ne demekmiş şimdi çok daha net öğrendik. Milli duruş, duramamak demektir. Ayakları yere basmıyor, basamıyor. Rusya ile Türkiye'yi düşman haline getirdiler. İsrail ile yıllardan beri oluşan gerilim üzerinden siyaset yapıyorlar. Bugün oluşanları büyük bir başarı olarak gösteriyorlar.' dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, grup toplantısı sonrasında gazetecilerin, Başbakan Binali Yıldırım'ın muhtar ve il ile ilçe müftülerine resmi nikah kıyma yetkisinin verileceğine ilişkin sözlerini sorması üzerine, şu yanıtı verdi:
'Başbakan, müftü ve özellikle muhtarları ödüllendirmeye karar vermiş galiba ama yanlış bir ödül politikasıdır. Her şeyden önce kadınların Medeni Kanun'dan doğan güvencelerini ortadan kaldırabilecek tehlikeli bir oynama hareketi. Kadınların yaşamını düzenleyen her türlü yasa maddesiyle oynamak gibi bir alışkanlık edindi siyasi iktidar. İyi bir biçimde yorumlanamayacak bir teklif ve düzenlemedir. Çocuk evlilikler artacaktır. Mührü muhtarlara, resmi nikah kıyma yetkisini verdiğiniz zaman, çocuk evliliklerini zaten onaylamış oluyorsunuz.'
Aynı soruyu yanıtlayan HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ise resmi nikah kıyma yetkisinin nikah memurlarında olduğunu belirterek, 'Asgari ölçülerde laik bir ülkeyiz. Sonuçta böyle bir şey kabul edilebilir değildir. Medeni Kanun'la haklar garanti altına alınmadığı zaman kadınlar haklarını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalabilirler. Çok tehlikeli düzenlemelere gidiliyor.' ifadesini kullandı.
HDP TBMM Grup Toplantısı
Eş Genel Başkan Yüksekdağ: 'Dün bizim irademizi bu Meclisin çatısından kelepçeleyip götürenler, bugün her yerde halkımızın iradesini kelepçelemeye çalışıyorlar' 'Halkın oyuyla gelmiş belediye başkanları ve yerel yöneticileri devre dışı bırakmaya çalışıyorlar'.