Her 3 Saniyede 1 Kişiye Alzheimer Tanısı Konuyor

Her 3 Saniyede 1 Kişiye Alzheimer Tanısı Konuyor

Acıbadem Eskişehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Demet Özbabalık Adapınar, yapılan çalışmalara göre her 3 saniyede 1 kişiye ‘Alzheimer’ tanısı konulduğunu ve dünya üzerinde 40 milyona yakın hasta olduğunu bildirdi.

Yaşam süresinin uzamasıyla birlikte dünyada Alzheimer’ın oluşturduğu sıkıntılarla hayatını sürdürmek zorunda kalan insanların sayısı da artıyor. Yapılan çalışmalara göre her 3 saniyede 1 kişiye Alzheimer tanısı konuyor. Dünya genelinde halen 40 milyona yakın Alzheimer hastası bulunuyor ve 2040’a kadar her 20 yılda bir bu rakamın ikiye katlanacağı öngörülüyor. İstatistikler bu denli hızlı değişse de ne yazık ki tedavi konusunda henüz umut veren bir yenilik bulunmuyor. Ancak gerek süreci yavaşlatmak gerekse bazı belirtilerin şiddetini azaltmanın mümkün olabildiğini belirten Acıbadem Eskişehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Demet Özbabalık Adapınar, bunun için erken ve doğru tanının önemine işaret ediyor.

"Alzheimer hastalığına bağlı zorluklarla mücadele ediliyor"

Bunama hastalıklarının en yaygın formlarından biri olan Alzheimer’ın kronk bir hastalık olarak tanımlandığını belirten Prof. Dr. Adapınar, “Bu sorunla ilgili araştırmalar yoğun şekilde devam etse de tam olarak tedavi edilemiyor. İlerleyen yaşla birlikte görülme sıklığının artmasına karşın, Alzheimer’ın kesinlikle yaşlanmanın kaçınılmaz sonucu olmadığının çok iyi bilinmesi gerekiyor. Normal yaşlanma sürecinde beyinde yapısal birtakım değişiklikler ortaya çıksa da bilişsel ve zihinsel yetilerde belirgin bir kayıp görülmüyor. Alzheimer hastalığında ise belirgin şekilde ‘yeni bilgileri öğrenme güçlüğü’ gözleniyor. Dünyada olduğu kadar ülkemizde de çok sayıda ailenin Alzheimer hastalığına bağlı zorluklarla mücadele ediyor. Tedavi kapsamında hastaların yaşam kalitesini yükseltmeyi amaçlayan uygulamalar da büyük önem taşıyor” dedi.



Erken belirtisi unutkanlık

Yaşamsal aktivitelerde ve bilişsel yeteneklerde bozulmayla kendini gösteren Alzheimer’ın beynin bellek, düşünce ve konuşmadan sorumlu bölgelerini etkilediğini aktaran Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Demet Özbabalık Adapınar “Alzheimer hastalığının en sık görülen erken belirtisi, kısa bellek kaybı olarak ortaya çıkıyor. Hasta öğrendiği son bilgilerini ve yaşadıklarını daha sonra hatırlamakta güçlük çekiyor. Hastalık sürecinde beyin hücreleri olan nöronlar arasında ortaya çıkan plaklar ve hücre içinde oluşan lifler beynin küçülmesine neden oluyor. Birçok hastalıkta olduğu gibi Alzheimer’ın ortaya çıkışında da birtakım riskli grupların var. Kadınların ortalama yaşam süresi erkeklere oranla daha fazla olmasından dolayı hastalığa yakalanma riskinin daha fazla. Düşük eğitim seviyesi, ailede demans öyküsü, genetik etkenler, bilinç kayıplı kafa travması, Down sendromu, majör depresyon öyküsü, beyin damar hastalıkları gibi durumlar ise diğer risk faktörleri arasında yer alıyor” ifadelerini kullandı.

"Şikayetlerin olmadığı klinik öncesi yeni bir dönemi daha var"

Halihazırda geri dönüşü ve kesin bir tedavisi olmayan Alzheimer tanısının erken evrede konmasının, hasta ve hasta yakınlarının yaşam kalitesinin yükseltilmesinde çok büyük önem taşıdığına değinen Acıbadem Eskişehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Demet Özbabalık Adapınar konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Hastaların ilk dönemde belirtileri iyi okuyamaması Alzheimer’ın erken evrede saptanmasını zorlaştırıyor. Bununla birlikte değişimlerin tanıyı koyduran şikayet ve bulguların ortaya çıkmasından çok daha erken başladığı biliniyor. Eski bilgilere göre Alzheimer’in erken, orta, ileri evrelerinin yanı sıra, hastalık ortaya çıkmadan klinik öncesi bir döneminin daha var. Hafif bilişsel bozukluk adı verilen bu dönemde hastanın şikayeti olsa da hiçbir muayene bulgusu görülmüyor. Bu durumda, ‘Alzheimer semptomları başlamadan önce teşhis edebilir miyiz ve edersek ne yaparız?’ sorusunun yanıtı bilim insanlarının üzerinde çalıştığı konuların başında geliyor.”

"Erken tanı hastalar için büyük bir umut"

Araştırmacıların Alzheimer’in erken tanınması için çalışmaların yoğunlaştığını aktaran Acıbadem Eskişehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Adapınar, “Bir biyolojik belirtecin ölçülmesiyle doğru ve güvenilir bir şekilde hastalığın varlığı belirlenebiliyor. Alzheimer’ın da beyin içindeki plak ve liflerin beyin omurilik sıvısından elde edilen örnekte değiştiğini gösterip bazı görüntüleme yöntemlerini de kullanarak erken tanısının sağlanabileceği düşünülüyor. Araştırmacılar, biyobelirteçleri ölçerek, yıkıcı semptomlar başlamadan önce Alzheimer’i tespit etmeyi öneriyor. Bu göstergelerin hastalık sürecinin farklı evrelerinde değişebileceği düşünülüyor. Alzheimer’ın medikal tedavisi bu rahatsızlığın semptomlarının hafifletilmesini ve eşlik eden hastalıkların da tedavisini amaçlıyor. Beraberinde hastanın mental kapasitesinin düzeltilmesine ve günlük yaşamının kolaylaştırılmasına çalışılıyor. Şu anda dünyada ve ülkemizde geleceğe dönük tedavilerle ilgili araştırmalar devam ediyor” şeklinde konuştu.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile