Herkes Uyurken Onlar Çalışıyor

İstanbul'da büfe, akaryakıt istasyonu, lokanta çalışanı ile taksici gibi farklı meslek gruplarından bazı kişiler, ekmeklerini gece çalışarak kazanıyor Şehir gece karanlığına bürünürken mesaiye başlayan ve sabahın ilk saatlerine kadar çalışan emekçiler, karşılaştıkları zorluklara rağmen hem evlerine ekmek parası götürmenin hem de insanlara hizmet sunmanın mutluluğunu yaşıyor.

HASAN HÜSEYİN KULAOĞLU - İstanbul'da büfe, akaryakıt istasyonu, lokanta çalışanı ile taksici gibi farklı meslek gruplarından bazı kişilerin mesaisi gece karanlığında başlıyor.

Kent uykudayken mesai yapanlar, sabahın ilk saatlerine kadar çalışarak, zaman zaman karşılaştıkları sorunlara rağmen hem evlerine 'ekmek' götürmenin hem de insanlara hizmet sunmanın mutluluğunu yaşıyor.

Büfe çalışanı Mehmet Emin Bana (27), AA muhabirine yaptığı açıklamada, geceleri çalıştığını ve gece çalışmayı sevdiğini söyledi.

İnsanlara hizmet etmekten gurur duyduğunu ifade eden Bana, 'Hayat şartları çok zor. Tabii bizim mesleğimizde gece çalışmanın zorluğu var. Geceleri iyi insanlar var, kötü insanlar var ama bütün bunlara rağmen mesleğimi seviyorum. Ekmeğimi bu meslekten kazanıyorum. Mutluyum.' diye konuştu.

Yaklaşık 23 senedir geceleri çalışan 41 yaşındaki garson Baki Eğrek, gece çalışmanın gündüze göre daha zor olduğunu belirtti.

Gece daha çok alkollü müşterilerin lokantaya geldiğini ifade eden Eğrek, sipariş verilen yiyeceklerin geç geldiği iddiasıyla alkollü müşterilerin sorunlar çıkardıklarını ve bazen de kendi aralarında kavga ettiklerini kaydetti.

Gündüz ise bu tür olayların geceki kadar çok yaşanmadığını anlatan Eğrek, 'Gece çalışmak gündüze göre daha sıkıntılıdır. Aile açısından biraz zor oluyor. Mesela sabahleyin eve gittiğimizde çocuğumuz okula gidiyor. Akşam biz işe gittiğimizde çocuğumuz okuldan eve geliyor. Gece çalışmak uyku düzeni açısından da sıkıntı oluyor. Gündüz çalışmak daha iyi olur ama ekmek parası bu yüzden gece çalışıyoruz. Ne yapalım?' şeklinde konuştu.

- 'Gecenin zorluğu bambaşka'

24 senedir gece çalışan büfe sahibi Ruhi Aygün (52) ise gece her türlü insanla karşılaştığını ama ekmek parası için çalıştığını söyledi. Gece çalıştığı için ailesinden uzak kaldığını ve çocuklarına fazla zaman ayıramadığına dikkati çeken Aygün, 'İşten çıktıktan sonra sabah eve gidince çocuklar okula biz yatağa giriyoruz. Gece çalışmak hem ailevi yönden hem de çalışma bakımından sıkıntılı. Müşteri profilimiz genelde taksiciler, otelde kalmaya gelen arkadaşlar ve sabahçı kahvesinde takılan kişilerdir. Uyku düzeni olarak gece ile gündüz arasında bayağı fark var. Gecenin zorluğu bambaşka. Gece çalışmak gündüze nazaran bayağı zor.' dedi.

Taksici Haluk Çamlı (63), yaklaşık 30 senedir geceleri çalıştığını söyledi. Gecenin risklerinin gündüze göre daha fazla olduğunu ifade eden Çamlı, 'Çünkü gecenin belli bir saatinden sonra aracınıza herkes biniyor. Herkes derken hırsızı biniyor, gaspçısı biniyor. Kimin ne olduğunu tanıyamıyorsunuz. Arabanıza biniyor ve nereye istiyorsa sizi oraya götürüyor.' diye konuştu.

Başından geçen bir olayı anlatan Çamlı, aracına bir kişinin bindiğini ve dar sokaklarda birkaç saat araçla dolaştıklarını kaydetti. Bu yolcunun kendisini karanlık bir yere götürdüğünü aktaran Çamlı, şöyle konuştu:

'Ben 'Eyvah gitti her şeyimiz' dedim. Sonra 'Ben gasptan yeni içeriden çıktım. Senin arabana da seni gasp etmek için bindim ama sen nasıl bir insansın' dedi. Çünkü onunla gezerken bütün her şeye riayet etmiştim. Ben taksi ücretini almayı unutmuştum, üstüne para vermeyeyim diye düşünmüştüm. O da çıkardı para mı verdi. Böyle bir şey yaşadım.'

- 'Takside kafama silahı dayayıp 'devam et' dedi'

10 senedir geceleri taksicilik yapan Kenan Alikaya (50), taksi durağında sıranın en arkasında iş beklerken alkollü iki kişinin taksiye bindiğini ve yolculuk yapmak istediğini söyledi. Sıranın en öndeki araçta olduğunu söylediğini belirten Alikaya, 'Onlar da 'Bizim bineceğimiz arabayı sen mi tayin edeceksin? Biz bu arabayla gitmek istiyoruz. Ben 'Beyefendi sırayla araçlar kalkıyor' dedim. Bunun üzerine belinden silahı çıkarıp kafama dayadı, 'Yürü lan devam et' dedi. Biz tabii devam ettik. Yolda 155 ekibine denk geldik ama biz ekibe bildiremedik. Çünkü o anda telaşla silahı ona atabilir ya da başka bir yere atabilir. Daha sonra Taksim istikametine doğru Tarlabaşı ışıklardan sola döndük. 'Biz tamam burada ineceğiz. Borcum kaç para?' dedi. O telaşla taksimetreyi açmamışım. Çıkardı cebinden 10 lira verdi ve 'hakkını helal et' dedi. Niye böyle yaptığını sorunca kendilerinin böyle gittiklerini ve kendi istedikleri arabaya bindiklerini söyledi.' ifadelerini kullandı.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile