Bosna-Hersek Dostluk Derneği ile TOBB Ekonomi ve Ticaret Üniversitesi işbirliğiyle TOBB Ekonomi ve Ticaret Üniversitesi Sosyal Tesisleri'nde ''Bosna-Hersek Dün ve Bugün Paneli'' düzenlendi.
Panele Destici'nin yanı sıra Karadağ'ın Ankara Büyükelçisi Ramo Braliç, Bosna-Hersek Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Sabit Subasic, Bosna-Hersek Dostluk Derneği Genel Başkanı Mehmet Aygün de katıldı.
Panel öncesi bir konuşma yapan Destici, Bosna'nın Türkiye'de farklı duygular yaşatan çok özel bir coğrafya olduğunu söyledi.
Balkanların Avrupa Birliği'ne girmeye çalışan bir coğrafya olduğunu ifade eden Destici, Balkan ülkelerinin yeniden ekonomik anlamda büyümeye, refah düzeylerini artırmaya gayret ettiklerini söyledi.
Destici, ''Avrupa nasıl ki Bosna savaşında, Bosnalıları görmezden gelmiş onların katledilmelerine sessiz kalmış hatta yol vermişse bugün de ekonomik anlamda aslında Balkanlara tabiri caizse dönüp baktığı bile yok. Çünkü Balkanlar'da Avrupa'nın sömüreceği, elde edeceği büyük hammaddeleri, petrol, doğalgaz gibi şeyleri göremezsiniz, Balkanlar'ın çalışkan insanlarını görürsünüz'' dedi.
Balkanlar'da yapılan zulümleri unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını ifade eden Destici, intikam peşinde olmadıklarını bir daha bunların yaşanmaması için ne tür tedbirler alınabileceği konusunda konuşulması gerektiğini belirtti.
-Panelistlerin konuşmaları-
Türkiye'nin son dönemlerde Balkanlar'a verdiği destek ve yatırımları önemsediklerini, yatırımların daha da artırılması gereğini vurgulayan Destici, ''Türkiye Ankara'ya hangi yatırımları düşünüyorsa, gerçekten Saraybosna'ya da Prizren'e de aynı yatırımları yapmayı düşünmesi, aynı şekilde kendi coğrafyası gibi görmesi lazımdır. Tabii ki Türkiye sadece kendi sınırları içerisinde yaşayan 75 milyondan sorumlu bir ülke değil. Bu bilinçte bu şuurda olması lazım'' diye konuştu.
Panele konuşmacı olarak katılan Gazi Üniversitesi Öğretim üyesi Prof.Dr. Hale Şıvgın, Osmanlı döneminde Bosna'nın en huzurlu dönemini yaşadığını belirtti.
Şıvgın, ''Osmanlı'nın bu bölgede 500 yıl hüküm sürmesinin önemli nedenleri vardır. Osmanlıların kendi egemenlik iddiası dışında bu milletler için istediği ortak bir din, dil kültür iddiası olmamıştır. Eğer Balkan Hristiyan topluluklarında İslamlaşma, kültür bakımından Osmanlılaşma olmuş ise bu süreç zorlama yahut devlet politikası sonucu değildir'' dedi.
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Birgül Demirtaş ise konuşmasında, Türkiye'nin Yugoslavya'nın dağılma sürecinde ilk olarak devlet bütünlüğünden yana olduğunu ancak Hırvatistan ve Sırbistan'ın diğer ülkelerce tanınması üzerine Türkiye'nin da Yugoslavya'dan ayrılan devletleri tanıdığını ve Bosna-Hersek'i tanıyan ikinci devlet olduğunu hatırlattı.
Muhabir: Enes Kaplan
Yayıncı: Selçuk Aval
Hersek Dün ve Bugün Paneli
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Türkiye'nin sadece kendi sınırları içerisinde yaşayan 75 milyondan sorumlu olmadığını belirterek, ''Türkiye Ankara'ya hangi yatırımları düşünüyorsa, gerçekten Saraybosna'ya da Prizren'e de aynı yatırımları yapmayı düşünmesi, aynı şekilde kendi coğrafyası gibi görmesi lazımdır. dedi.