Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, S-400 savunma sistemlerine ilişkin, "Türkiye bunu almıştır. Alacaktır demiyoruz. Türkiye bir çadır, kabile devleti değildir. Başkaları gibi 100-200 yıllık devlet de değil. Verdiği sözün, yaptığı anlaşmaların, attığı imzanın ağırlığı vardır. Şunu vermeyiz, bunu vermeyiz. Vermezsen verme. Hiç kimse Türkiye'yi tehdit edemez." dedi.
Oktay, Üsküdar Nevmekan'da bir araya geldiği gençlerle sohbet etti, gençlerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Gençleri çok sevdiklerini ancak nesil farkından dolayı gençlerle iletişim kurmayı başarmakta zorluk çektiklerini belirten Oktay, "Henüz tam başarılı olamadığımız alanlardan biri de sizin alan. Sizin nesil ile bizim nesil arasındaki iletişim farkını çözebildiğimiz zaman Türkiye'nin kalkınma hamlesi çok başka olacak." diye konuştu.
- "Gençlerle hayallerimiz farklı değil"
Gençlere seçme ve seçilme hakkını verdiklerini, iletişim kurma konusunda zayıf kaldıklarını anlatan Oktay, gençlerin yeni iletişim kanallarını kullandığını, alternatif medya diye ifade edilen bir süreci yaşadığını vurguladı.
Oktay, "Başka bir dünyada yaşıyorsunuz. Sizin kurduğunuz başka bir ağ var. İletişimi orada gerçekleştiriyorsunuz. Biz ise hala göz göze bakacağız, dokunacağız diye düşünüyoruz. Hayallerimiz çok farklı değil aslında sizlerle. Aynı hayallerin peşindeyiz ama farklı kavram ve kelimeler kullanıyoruz. Gelişmiş ülkelerin gerisinde bir Türkiye'yi kabul etmiyoruz. Bunun için koşarken gençleri belki de ihmal ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Sağına solun bakmadan hangi alanda neye ihtiyaç olursa olsun "ben varım" diyecek gençlere ihtiyaç duyduklarını, gençlerin bunu FETÖ'nün 15 Temmuz hain darbe girişiminde gösterdiğini vurgulayan Oktay, gençlerin teknolojik gelişme, ekonomik kalkınma ve uluslararası rekabet için de "ben varım" demesi gerektiğini anlattı.
Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünya ile rekabet edecek gençler istiyoruz. Farklı düşünceleriniz, farklı görüşleriniz olabilir. Bunların hepsi doğal, olması gereken şeyler. Bunlar sizin motivasyonunuzu kırmamalı, aksine sizi motive etmeli. Düşünce dünyasıyla zengin bir coğrafyadan, çokluktan birliğe gelen bir yapımız var. İnandığınızda, idealleriniz olduğunda Türkiye'de yapamayacağınız hiçbir şey yok. Kendi kendimizi eleştiriyoruz, yetersiziz filan diyoruz ya. Özellikle lisans dahil uluslararası boyuta baktığımızda birçok ülkenin önündeyiz. Yüksek lisans ve doktorada daha fazla yol almamız gerekir."
- "ABD S-400'ü abartıyor"
Oktay, Türkiye'nin S-400 hava savunma sistemlerini almasına ilişkin ABD'den gelen açıklamaların sorulması üzerine, bu konunun normalin çok ötesinde abartıldığını, ABD'nin bunu abarttığını belirtti.
Türkiye'nin savunmasıyla ilgili bir ihtiyacının olduğunu vurgulayan Oktay, şunları kaydetti:
"Savunma ile alakalı, saldırıyla ilgili değil. Türkiye'nin savunması için bir başka ülkeden icazet alma gibi bir alışkanlığı, böyle bir davranış şekli olmaz. Türkiye'nin herhangi bir konuda ihtiyacı varsa çalışmasını yapar, fizibilite etütlerini, görüşmesini yapar, sonuçta karar verir ve uygular. S-400 ile ilgili böyle olmuştur. İhtiyaç vardır. Bununla ilgili ABD dahil herkes ile görüşülmüştür, Patriotlar da dahil görüşülmüştür. Şartlar S-400 boyutunda çok daha uygundu. Karar verilmiştir, anlaşmalar imzalanmıştır. Türkiye bunu almıştır, alacaktır demiyoruz. Türkiye bir çadır, kabile devleti değildir. Başkaları gibi 100- 200 yıllık devlet de değil. Verdiği sözün, yaptığı anlaşmaların, attığı imzanın ağırlığı vardır. Şunu vermeyiz, bunu vermeyiz. Vermezsen verme. Hiç kimse Türkiye'yi tehdit edemez. Biz F-35'in proje ortağı bir ülkeyiz. Tasarım ve imalat boyutunda TUSAŞ da var. Sadece tüketicisi değiliz. Bu bize ne getirir biliyor musunuz? Şu anda üzerinde çalıştığımız savaş uçağını çok daha hızlı bitirmemizi sağlar. Gelin Türkiye'yi gezin. Edirne'den girin, Kars'tan çıkın. 15 gün, fazla değil. Türk insanının özelliğini anlarsınız. Tehditle iş yapmayız."
- "Türkiye blöf yapmaz"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Doğu Akdeniz'de yaşanan gelişmeler ve Yavuz sondaj gemisinin bölgeye hareketine ilişkin soru üzerine, bölgede önemli gelişmelerin olduğunu söyledi.
Bölgede önemli hidrokarbon rezervlerinin bulunduğunun ifade edildiğini ancak henüz somut bir şeyin olmadığını anlatan Oktay, hidrokarbon kaynaklarının adada yaşayan iki toplumun hakkı olduğunu aktardı.
Kaynakların adada yaşayan iki toplum tarafından eşit paylaşılması gerektiğine işaret eden Oktay, "Türkiye olarak Kıbrıs Türklerinin adadaki haklarına halel getirtmeyiz. Bununla ilgili bedel ödenecekse bir bedel öderiz ama ödetiriz de. Tehdit dilini kullanmaya kalkmayın. Uluslararası hukuk çerçevesinde hareket ederiz, gereği neyse bunu yaparız. Uluslararası hukuk, hemen güneye baktığınızda oradaki parsellerde doğal kaynak arama ve sondaj yapma yetkisini bize veriyor. Biz bu hakkımızı kullanıyoruz. Bu hakkı kullanmak birilerinin ağrına gidiyor, çıkarlarına zarar veriyor olabilir. İzin almamızı filan istiyorlarsa hiç kusura bakmasınlar, böyle bir yola başvurmuyoruz. Barbaros sismik araştırma yapıyordu, Fatih sondaj yapıyor, Yavuz da orada kardeşine katılacak. Dün başkalarından hizmet alarak yaptığımız bu çalışmaları bugün kendimiz yapıyoruz. Bunu şaka zannediyorlardı herhalde. Blöf yapıyor zannediyorlardı. Türkiye blöf yapmaz. Biz bir şey söylüyorsak, zamanlama farklı olabilir ama er ya da geç yaparız."
Gençlerle sohbetin moderatörlüğünü yapan öğrencinin "Moderatörlüğümü nasıl buldunuz?" sorusu üzerine Oktay, "Haberiniz olsun içeride odada görüştük. Soruları vermek istedi ama ben almadım. Harikaydın. Moderatör dediğin böyle olur. Her şeyi ile samimi, açık ve mert olur." yanıtını verdi.
'Hiç Kimse Türkiye'yi Tehdit Edemez'
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay: '(S400) Türkiye bunu almıştır. Alacaktır demiyoruz. Türkiye bir çadır, kabile devleti değildir. Başkaları gibi 100 200 yıllık devlet de değil. Verdiği sözün, yaptığı anlaşmaların, attığı imzanın ağırlığı vardır. Şunu vermeyiz, bunu vermeyiz. Vermezsen verme. Hiç kimse Türkiye'yi tehdit edemez' 'Türkiye olarak Kıbrıs Türklerinin adadaki haklarına halel getirtmeyiz. Bununla ilgili bedel ödenecekse bir bedel öderiz ama ödetiriz de. Tehdit dilini kullanmaya kalkmayın. Uluslararası hukuk çerçevesinde hareket ederiz, gereği neyse bunu yaparız'