Himmet Vermeyip Gezilere Katılmayınca FETÖ'nün Hedefi Oldu

Adana'da sağlık kuruluşları işlettiği dönemde FETÖ mensuplarının kendisinden istediği himmeti vermeyen, yurt dışı gezisi için bilet aldıkları halde geziye katılmayan iş adamı Engin Şahin, 2009 yılında FETÖ'cü polislerin düzenlediği operasyonla nitelikli dolandırıcılık, evrakta sahtecilik ve terör örgütü mensubu olmak gibi asılsız suçlamalarla cezaevine girip, 7 özel sağlık kuruluşunu kapatmak zorunda kaldı Şahin: 'Kazakistan ziyaretine gitmeyince 34 gün sonra çok sevdiğim bir abim geldi, dedi ki 'Sen kime hayır demişsin, senin kalemini kırmışlar ve 2 milyon 200 bin lira ceza kesmişler.' Birden şok oldum. Ne cezası, benim ceza kesilecek bir işim falan yok dedim. Kendi kendime düşündüm, durdum' 'Hiçbir mahkemeye derdimizi anlatamadık. Nitekim 5 doktorla beraber çete olarak tutuklandık. Tutuklanma sonucu 7 iş yerim kapandı' 'Bize yapılan operasyonu çevre illerde anlattılar. Biz kimseye anlatılmasın diye düşünürken, bunu örnek vererek himmet vermeyen, bunların gezilerine katılmayan insanlara neler yapıldığını millete gösterdiler'

MUSTAFA GÜNGÖR - Adana Ticaret Odası meclis üyeliği yaptığı ve 7 özel sağlık kuruluşunu işlettiği dönemde kendisinden himmet talebinde bulunan ve yurt dışı gezilerine katılmasını isteyen Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının isteklerini yerine getirmeyen iş adamı Engin Şahin, FETÖ'cü polislerin düzenlediği operasyonla nitelikli dolandırıcılık, evrakta sahtecilik ve terör örgütü mensubu olmak gibi asılsız suçlamalarla 2 milyon 200 bin lira cezaya çarptırılıp, tüm sağlık kuruluşlarını kapatmak zorunda kaldığını öne sürdü.

İçel'de halen özel bir hastanenin yönetim kurulu başkanlığını yürüten Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2003 ve 2008 yıllarında Adana'da tıp, fizik tedavi, sintigrafi görüntüleme ve radyoloji merkezleri ile özel hastane gibi 7 sağlık kuruluşu işlettiğini söyledi.

Geçtiğimiz günlerde FETÖ bağlantısı nedeniyle kapatılan Adana Sağlık Mensupları Derneği üyeleri aracılığıyla 2008 yılı sonuna doğru FETÖ'cülerin kendisini sık sık ziyaret ettiğini ve himmet istediğini aktaran Şahin, FETÖ mensuplarına her zaman uzak durduğu için talepleri kabul etmediğini ifade etti.

Bir süre sonra yurt dışı gezilerine katılma teklifleri de gelmeye başladığını anlatan Şahin, şöyle konuştu:

'İlk olarak beni Kongo'ya Afrika'da sağlık yatırımına davet ettiler. Ben de bunlarla hiçbir şekilde bir arada olmak istemediğimden ve onları sevmediğimden dolayı nazikçe tekliflerini kabul etmedim. Daha sonra Kazakistan'a bir seyahat düzenlediler, hatta uçak biletimi kendileri aldılar. O seyahate de katılmak istemedim. Hiçbir şekilde bunlarla bir arada olmak istemiyordum ancak ziyaretleri, himmet istekleri ve tacizleri hiç bitmiyordu. Bir de o zaman Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürü olan ve şu an FETÖ'den tutuklu Fatih Acar, bir sağlık kuruluşu sahibi olduğumuz için bu himmetler konusunda bizleri arıyorlardı. Kibarca böyle bir istekte bulunuyorlardı. Mülki amir olarak gördüğümüzden dolayı ziyaretlerine de engel olamıyorduk.'

- Ruhsatlı yeri ruhsatsız gibi gösterdiler

Şahin, taleplerini kabul etmedikçe baskıların giderek artmaya başladığını bildirerek, şöyle devam etti:

'Kazakistan gezisine gitmeyince 3-4 gün sonra çok sevdiğim bir abim geldi dedi ki 'Sen kime hayır demişsin, senin kalemini kırmışlar ve 2 milyon 200 bin lira ceza kesmişler.' Birden şok oldum. 'Ne cezası, benim ceza kesilecek bir işim falan yok' dedim. Kendi kendime düşündüm durdum. Bu söylentiler gün geçtikçe arttı. 6 ay sonra bize Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan tam söylendiği gibi 2 milyon 200 bin lira ceza geldi. Cezanın kaynağı da ruhsatsız bir iş yerinden tıp merkezi olarak hizmet alıp Sosyal Güvenlik Kurumuna sattığımız için nitelikli dolandırıcılık, evrakta sahtecilik ve bunun gibi bir sürü suçlama...'

Şahin, ruhsatsız denilen iş yerinin Sağlık Bakanlığından alınmış ruhsatı olduğunu belirterek, soruşturma sırasında bu gerçeği anlatmaya çalıştıklarını ancak başarılı olamadıklarını dile getirdi.

Ruhsatsız olduğu iddia edilen işletmenin o dönem birçok hastaneye hizmet verdiğini aktaran Şahin, şunları kaydetti:

'Orası 11 farklı yere hizmet vermiş. Cezaya itiraz etmek için İdare Mahkemesine gittik 'Benim görev alanımda değil' dedi. Sulh Hukuk Mahkemesine gittik, dilekçemiz kabul edilmedi. Sulh cezaya gittik onlar da kabul etmedi. Birden herkes kör, sağır ve dilsiz oldu. Ruhsatlı olduğumuzu belgelerle ibraz ettiğimiz halde hiç kimseye, hiçbir mahkemeye derdimizi anlatamadık. Nitekim 5 doktor, çete olarak tutuklandık. Tutuklanma sonucu 7 iş yerim kapandı. Bütün çalışanlarım işsiz kaldı. Mahkeme sonucunda 5 doktor arkadaştan 3'ü beraat etti. Bizler de 1 yıl 1 ay ceza aldık ve 6,5 ay cezaevinde kaldım.'

- 'Bize yapılanları çevre illerde anlattılar'

Sürecin ardından kendilerini bitmiş hissettiklerini ifade eden Şahin, Adana'daki tıp merkezindeki cihazları İçel'e 20 polisin kontrolünde getirebildiklerini aktardı.

Terör örgütü mensubu gibi muamele gördüklerini dile getiren Şahin, 'Bize yapılan operasyonu çevre illerde anlattılar. Biz kimseye anlatılmasın diye düşünürken bunu örnek vererek himmet vermeyen, bunların gezilerine katılmayan insanlara neler yapıldığını millete gösterdiler.' dedi.

Şahin, telefonda bir tıbbi cihaz alışverişi konusunu konuştukları için de hiçbir ilişkileri olmaması rağmen bir davada da örgüt üyesi gibi gösterilmeye çalışıldıklarının altını çizerek, şunları kaydetti:

'FETÖ'nün darbe sürecinden sonra o dönemde bize operasyon düzenleyen polisler, savcılar ve hakimlerin hepsi tutuklandı. Bu büyük bir organizasyondu. Adana'ya bizle dizayn verildi aAma biz tırnaklarımızla kazıya kazıya buralara geldik. Tam işlerimizi oturttuğumuz dönemde çok büyük bir tokat yedik. Bunun bir himmet tokatı olduğunu, himmet vermeyenin geziye katılmayanın, Fetullah Gülen ile ilgili iyi şeyler söylemeyenin bu tür cezalara maruz kalacağını gösteren en net olaylardan bir tanesiydi.' diye konuştu.

Şahin, 15 Temmuz'un halkın galip geldiği bir gün olduğunu, büyük bir çeteden ülkenini kurtulduğunu sözlerine ekledi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile