Hiperaktivite Bozukluğunda İlaçsız İyileşmede Yüzde 80 Başarı

Hiperaktivite Bozukluğunda İlaçsız İyileşmede Yüzde 80 Başarı

Dünyada ve ülkemizde en iyimser tahminle yüzde 10 gibi yüksek bir sıklıkla görüldüğü dile getirilen ve çocuklardaki dikkat dağınıklığı nedeniyle eğitim güçlüğü yaşanmasına neden olan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) ilaçsız iyileşmesinde yüzde 80 başarı elde edildiği belirtildi.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu; çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayan aşırı hareketlilik, dürtüsellik ve dikkatini odaklamada güçlük gibi belirtileri olan bir bozukluk olarak tanımlanıyor.

Manisa ve İzmir’de hizmet veren Ege Cortex Psikolojik Danışmanlık Merkezi Uzman Psikoloğu ve Aile Danışmanı Nehir Tuna teknolojik terapi de denilebilecek Nöroterapi Neurofeedback yöntemiyle beyin dalgalarının düzenlenebildiğini hatırlattı. İngiltere’de Neurofeedback üzerine eğitim alan Uzman Psikolog Tuna, "Neurofeedback kişinin beyin dalgalarını değiştirmesine yardımcı olan bir öğrenme stratejisi ve bir çeşit beyin egzersizi işlevi görmektedir, yeni teknolojinin bir ürünü olarak de değerlendirilen bu terapi yöntemi Amerikan Gıda ve İlaç Dairesinden (FDA) onaylıdır" diye konuştu.

Neurofeedback’ın ilaçlı tedavi yöntemlere alternatif olarak çıktığını ve psikoterapilerle uygulandığını hatırlatan Tuna, kanıtlanmış kontrollü çalışmalar ışığında dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda yüzde 75-80, öğrenme güçlüğünde yüzde 80, epilepsi de yüzde 60-85 başarı elde edildiğini dile getirdi.

Tuna, hiperaktivite nedeniyle dikkatini toplayamayan ve başarısız olan öğrencilerin seanslardan sonra okulda öğretmenini dinlerken, evde ders çalışırken dikkati dağılmadan derse uzun süre motive olabildiklerini, huysuzluk, inatçılık, kavgacılık gibi davranış problemlerinin ortadan kalktığını söyledi.

Tuna, "Yetişkinlerde ise terapiler sonucunda daha adaptiv bir beyine sahip oluyorlar. Neurofeedback terapileri sonrasında doktor kontrolünde ilaç kullanımının azalıyor hatta tamamen ilaç tedavisi kalıcı olarak bırakılabiliyor." ifadelerini kullandı.

Üniversite ve lise sınavlarında da odaklanmayı sağladığı için başarı puanını artırması nedeniyle son zamanlarda herhangi bir sorunu olmayan öğrencilerce de tercih edilmeye başlayan Neurofeedback yönteminin aynı zamanda migren, uyku bozukluğu, kaygı, sigara bağımlılığı konularında da başarılı sonuçlar verdiğini anlatan Tuna, yöntemin nasıl yapıldığını şöyle anlattı: "Beynimizde beyin dalgası aktiviteleri vardır. Bu aktiviteyi FDA onaylı bir cihazla kaydedip analiz edebiliyoruz. Analiz ettikten sonra bu beyin aktivitelerin hangi bölgelerde anormallik gösterdiğini tespit edebiliyoruz. Bu ortaya çıkan farklılıklar kişinin şikayetleriyle paralellik gösteriyor." .

Cihaz nasıl kullanılıyor?

Cihaz saçlı deriye yani kafaya takılan sensörlerle kişinin kendi beyin dalgalarını kontrol etmeyi ve normal istenen seviyeye getirmeyi öğretiyor. Ayrıca Neurofeedback yönteminde kullanılan cihazla herhangi bir elektrik verilmiyor. EKG’ye benzer bir şekilde kafa derisinin üzerine yerleştirilen sensörler yardımı ile kişinin beyin dalgasını kontrol etmeyi ve normal istenen seviyeye getirmeyi öğretiyor. Cihazla bireyin kendi beyin aktivitesinin bilgisayara aktarılması ve oradan da ekranına yansımasını sağlanıyor. Uzmanların yardımıyla beyni birtakım geri bildirimlerle doğru şekilde yönlendirmeyi öğretiyor."

Dikkat eksikliği ve/veya hiperaktivite bozukluğu olan danışanlar ne diyor?

16 yaşındaki Gülten Karınca isimli öğrenci, "Derslerime dikkatimi veremediğim için düşük notlar alıyordum. Yapılan çekimlerde benim çok ağır dikkat eksikliği sorunum çıktığı için bunun üzerine odaklanıldı. Yaklaşık 20’ye yakın seansla sadece hiperaktivite problemim çözülmekle kalmadı. Tiklerimi, uykusuzluğumu, bulanık düşüncelerimi, bir konuya odaklanamama sorunlarımın da ortadan kalkmasını sağladı. " dedi.

18 yaşındaki S.N. isimli öğrenci, "Dikkat eksikliğim çok fazlaydı. Bir konu üzerinde uzun süre çalışamıyordum. Seanslar sonrasında şikayetlerim yüzde 95 oranında azaldı." derken, Gürcistanlı bir danışan da: "Şikayetlerim uykusuzluk, sinir, stres, agresiflik, durup dururken moral bozukluğu, dengesizlik, depresiflik, saçlarımı yolma idi. Terapi sonrasında rahatsızlıklarım yüzde 70 oranında azaldı." diye konuştu.

27 yaşındaki iş kadını Halise Düzenli de, "Terapiye ilk başladığımızda tamamen karamsar, ümitleri tükenmiş; yorgun, bıkkın, tahammülsüz bir durumdaydım. Bu bir depresyondu. Artık ümitsiz değildim. İşimle uğraşabiliyordum. Günlük yaşantıma eskiden olduğu gibi devam edebiliyordum. Tedavimin sonlarına yaklaşmış durumdayım. Doktoruma göre yüzde 70 iyileşme bana göreyse yüzde 90 iyileşme gerçekleşti. Bu durumda doktorum birazcık karamsar galiba." dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile