Hocalı Katliamı Anma Etkinlikleri Düzenlendi

İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vahit Türk’ün başkanlığını yürüttüğü panele; Azerbaycan Bilimler Akademisi Müdürü Prof. Dr. Cebi Behramov, Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Buran ve Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Rafig Azizov konuşmacı olarak katıldı.

Panel başlamadan önce konuyla ilgili olarak Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Azeri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ilgar İmamverdiyev ve öğrencileri tarafından hazırlanan müzik dinletisi sunuldu.

“Türk olmak zor ve tarihin size yüklediği büyük bir görev var” diyen İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vahit Türk, bu büyük görevleri yapabilmek için çok güçlü beyinlere ve omuzlara ihtiyaç olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Vahit Türk, “Sovyet işgali sırasında Özbekistan ve Tacikistan coğrafyasında Enver Paşa komutasında basmacılar hareketi diye bir hareket var. Orada da Ruslar o hareketi Ermenilerin öncülüğünde bastırdılar ve çok korkunç katliamlar yaşandı. Ermeniler Özbek, Azeri, Türkiye Türkü diye ayırt etmiyor. Tek şey var, Türk olduğu için ölmesi lazım diye bakıyordu. Ermeni meseleye böyle bakıyor ama biz Azeri, Özbek, Türkiye Türkü diye bakabiliriz. Düşmanınız size kim olduğunuzu hatırlatır” diye konuştu.

İlkokul, lise ve üniversite öğreniminde tarihin savaşlar tarihi ve askeri tarih olarak öğretildiğini söyleyen Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Buran, “Yazı dilimiz edebiyatımız, kültürümüz, sivil medeniyetimiz ve sivil tarihimiz bize öğretilmedi. Onun için de askeri tarih dışında sivil insanımızın uğradığı katliamlar, kırımlar, soykırımlar hakkında çoğumuz bilgi sahibi değiliz” dedi.

Azerbaycan bölgesinde, esasında Türkistan’da 1916’da bir isyan meydana geldiğini ve bunun çeşitli sebepleri olduğunu belirten Prof. Dr. Buran, “Çarlık Rusya’sının işgali, baskıları, kıyımları Türkleri tedbir almaya zorladı ve sonra büyük bir isyan patladı. Bu isyan Orta Asya ve Türkistan’daki Türklerin büyük bir bölümünün katıldığı bir isyandı. Çarlık Rusya’sına karşı meydana gelen bu isyanı Rus ordusu kanlı bir şekilde bastırdı. 750-800 bin kişiyi ördürdüler. Azerbaycan’da büyük katliamlar yaşandı. Hocalı çok yakın bir dönemin olduğu için hepimiz onu adeta yaşadık. Hocalı en son örneğidir. Ondan önce yapılan onlarca katliam yaşandı” diyerek, Azerbaycan’ın yüz bine varan insanı katleden bir sistemin muhatabı olduğunu sözlerine ekledi.

Hocalı Soykırımından sonra yaşamış olduğu olayları katılımcılarla paylaşan Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Rafig Azizov, 1992 yılında Hocalı Soykırımından sonra annesi ve babası öldürülmüş, önce 30 yetim çocuğu sonra 10 yetim çocuğu İstanbul’a getirip yerleştirerek onların okumasını teşvik ettiğini söyledi.

Azerbaycan’daki tüm işlerinden istifa ederek, 1996 yılından beri İstanbul’da yaşadığını ve İstanbul’a getirilen yetim çocuklarla sürekli olarak ilgilendiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Azizov, “Bütün bu yıllar içinde bu çocuklar o kadar kendilerini geliştirdiler ki içlerinde dünya çapında proje üretenler oldu. Bu çocukların talihi benim de talihimi değiştirdi çünkü Azerbaycan’da Milli Eğitim Bakanlığında çalışan bir öğretim görevlisiydim. Hocalı Soykırımı hayatımı tamamıyla değiştirdi. Hep beraber İstanbul’a yerleştik. Çocukların yarısı hâli hazırda İstanbul’da yaşıyorlar ve doktoralarını bitirdikten sonra memlekete dönecekler” dedi.

“Hocalı Katliamı Anma Etkinlikleri” konulu panele davet edildiği için teşekkür eden Azerbaycan Bilimler Akademisi Müdürü Prof. Dr. Cebi Behramov, “Biz ağlamamalıyız ve hiçbir zaman da ağlamadık. Biz dünyaya medeniyet, insanlık götürmüşüz” diyerek Hocalı Katliamının büyük bir felaket olduğunu söyledi.