Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda düzenlenen; 'Hocalı Soykırımı ile Ermeni Sorununda Gerçekler ve Yalanlar' konulu söyleşiye konuşmacı olarak katılan Gürkan, 26 Şubat 1922 yılında Hocalı'da yaşananları 'insanlık faciası' olarak yorumlayarak, söz konusu olayın aynı zamanda da insanlık tarihi açısından da bir dönüm noktası olduğunu vurguladı. Yaşanan trajedinin, bir 'insanlık suçu' olmanın da ötesinde 'Yeni Dünya Düzeni'nin de gerekçelerinden biri olduğunu savunan Gürkan, söz konusu düzenin de dintemelindeki savaşlara bağlı olarak şekilleneceğinin öngörüldüğünü hatırlattı. Gürkan, bu duruma örnek olarak da Yugoslavya'da yaşanan 'Srebrenitsa Katliamı'nın yanı sıra Azerbaycan'daki 'Hocalı Katliamı' ile birlikte Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) Afganistan'daki kanlı çatışmaları gösterdi.
'DÜNYA ABD'NİN PATRON OLDUĞU YENİ BİR DÜNYA DÜZENİNE YÖNELDİ '
1990'lı yıllara kadar iki kutuplu bir dünya olduğunu, bir başka ifadeyle de 'iki büyük güç' olduğunu, bir tarafta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve temsil ettiği kapitalist dünya, diğer taraftaysa 'komünist dünyayı' temsil eden SSCB olduğunu hatırlatan Gürkan, 'İkisinin arasında bir türlü ecnebi dengesi vardı. Ancak SSCB'nin çöküşü ve dağılmasıyla birlikte dünya ABD'nin 'tek patron' olduğu yeni bir dünya düzenine doğru yöneldi. Peki bu düzende düşman kim? Dünya düzenleri bir 'düşman' tayin etmedenyürümez ve ayakta duramaz. Hani bir hikaye vardır ya; 'Don Kişot' diye. İşte tıpkı romanda olduğu gibi insanlar yel değirmenlerine saldırmadan bu düzeni ayakta tutamaz. En büyük düşman komünizmdi çöktü, SSCB idi dağıldı. Yeni düşmansa; 'uygarlık'. Neyimiz var neyimiz yoksa hepsi din temeline oturtuldu. Farklı dinlerden bahsediyoruz ama konu dönüp dolaşıp Hıristiyanlık ve Müslümanlık konusuna geliyor 'dedi.
'HOCALI'DA YAŞANANAR BİR FACİA VE İNSANLIK SUÇUDUR '
Hocalı'da yaşananların bir trajedi ve facia olmasının ve bir 'insanlık suçu' olmasının da ötesinde aynı zamanda da 'Yeni Dünya Düzeni'nin gerekçelerinden de biri olduğunu savunan Gürkan, bugün yaşanan süreçteyse neyin ne olduğu ve ne kadarının doğru otluğunun çok iyi bilinmesi gerektiğinin altını çizdi. Türkiye'nin oldukça bereketli ve değerli toprakları üzerine kurulu olduğuna dikkat çeken Gürkan, bunun yanında dünyanın gelecek 100 yılını yönetecek olan Kafkaslar, Hazar Denizi ve Ortadoğu'daki enerjikaynaklarına hem havadan, hem de karadan ulaşılabilecek en kısa mesafe üzerinde yer aldığını hatırlattı. Gürkan, 'Bu konudaki bir Türkiye, hiç kimsenin işine gelmez. Kendi iç sorunlarıyla zayıflayan bir Türkiye istenir her zaman 'ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI OLMAK KOLAY DEĞİL '
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın kolay bir iş olmadığı yorumunda bulunan Gürkan, konuşmasını da şöyle sürdürdü: 'Bu yurttaşlık görevi ilgi ve bilgiyle yerine getirilmek zorunda. Bugün yaşanan sorunları ancak bilgiyle çözebiliriz. Türkiye'nin haklılığını çok kolay bir şekilde ortaya koyabiliriz ama yeter ki bu konulara ilgili olalım. 'Soykırım' bir insanlık suçudur. Soykırım iddialarıyla karşı karşıya kalındığında Türkiye'nin ortaya koyması gereken çok haklı bir pozisyon var. Birleşmiş Milletler'de kabul edilen sözleşmeye göre; soykırım suçu ancak gerçek kişiler tarafından işlenebileceği öngörülüyor. Peki siz hiç'Yahudi Soykırımı' nedeniyle Almanya'nın yani Alman halkının suçlandığını gördünüz mü? Sırbistan'ın katliam nedeniyle suçlandığını duydunuz mu? Konu sözde 'Ermeni Soykırımı' olunca Türkiye suçlanıyor. Bu kabul edilebilir değil. '
'DİNK'İN ÖLÜMÜ, BİZİ 'HOCALI KATLİAMI' KADAR ÜZDÜ '
Adana Azeri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Bulut ise, konunun 'Ermeni Sorunu' olarak adlandırılmasına karşı olduğunu, Türkiye'nin böylesi bir sorunu olmadığını ifade ederek, 'Hani; 'Hepimiz Ermeniyiz' dedirten Hrant Dink gibi Ermeni asıllı bir vatandaşımızın öldürülmesine en az 'Hocalı Katliamı' kadar üzülmüşüzdür. Bu bizim samimi duygularımız. Ne yazık ki, gelinen noktada Türkiye'nin ve biz Türklerin bir 'Ermeni Sorunu' varmış gibi empoze edilmeye çalışılıyor. Bu çaba Batı'nın bize yutturmayaçalıştığı bir hap. Oynanan oyunlara kanmamalıyız. Eğer bunu bir 'sorun' olarak kabul edersek, o zaman da adama; 'Bu sorunu çözmek zorundasınız' derler. Avrupa'da ya da dünyanın çeşitli ülkelerindeki Hıristiyan kökenli devletlerin, sözde 'Ermeni Soykırımı' iddialarıyla ilgili olarak aldığı meclis kararları bunu ortaya koyuyor 'dedi
'GEÇMİŞTE YAŞANANLARI GENÇLERİMİZE ANLATMALIYIZ '
'Bizim hiçbir zaman 'Ermeni Sorunu'muz olmadı 'ifadesini kullanan Bulut, konuşmasının devamındaysa; 'Özellikle Çukurova'da ve Doğu'da Ermeni mezalimini büyüklerimizden dinleyerek bugünlere geldik. Bunları gençlerimize aktarmamız gerekiyor. Bunu gençlerimizi bir 'Ermeni düşmanı' haline getirmek için yapmıyoruz. Şunu da biliyoruz ki, geçmişini bilmeyen bir toplum, geleceğini kurgulamakta sorunlar yaşar 'görüşünü dile getirdi.
Kardeş Kültür Dernekleri Topluluğu Başkanı Hüseyin Kuş da, 'Hocalı'da yaşananların bir katliam olduğunun altını çizerken, Adana Büyükşehir Belediye Başkanvekili Zihni Aldırmaz da, geçmişte yaşananların unutulmaması ve bunun gelecek nesillere aktarılmasının önemli bir sorumluluk olduğunu savundu
'Hocalı Soykırımı' Konferansı
Eski Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili Uluç Gürkan, soykırımın bir insanlık suçu olduğunu ifade ederek, Hocalı'da yaşananların bir 'insanlık faciası' olmasının da ötesinde 'Yeni Dünya Düzeni'nin de gerekçelerinden biri olduğunu söyledi.