Hrant Dink Cinayeti Davası

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de öldürülmesine ilişkin eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek, Coşgun Çakar ve Ali Fuat Yılmazer ile ana dava dosyası sanıklarının da aralarında bulunduğu 34 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması başladı İstanbul Cumhuriyet Savcısı Evliya Çelebi'nin, davanın sanıklarından Muhittin Zenit ve Özkan Mumcu'nun tahliye edilmesine yönelik yaptığı itiraz ile sanıklarından Ali Fuat Yılmazer ile Yılmaz Angın'ın reddi hakim taleplerinin, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiği belirtildi Sanıklardan eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın avukatı, vali statüsünde olan müvekkili hakkında soruşturma izni açılmadan dava yürütüldüğünü belirterek, dosyasının ayrılıp Yargıtay'ın ilgili dairesine gönderilmesini istedi

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de öldürülmesine ilişkin eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, eski İstihbarat Daire Başkanlığı Personel Şube Müdürü Coşgun Çakar ve eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer ile Yargıtay'ın bozduğu ana davanın 8 sanığının da aralarında bulunduğu 34 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması başladı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, Paralel Devlet Yapılanması'na yönelik soruşturma ve davalar kapsamında tutuklu bulunan Ali Fuat Yılmazer, Dink cinayeti soruşturması kapsamında tutuklanan Ramazan Akyürek ve dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Ercan Demir ile ana dava hükümlüsü Yasin Hayal katıldı.

Eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ile ana dava dosyasından Erhan Tuncel'in de aralarında bulunduğu 12 tutuksuz sanığın hazır bulunduğu duruşmada, hükümlü Ogün Samast ile başka suçtan tutuklu 5 kişi de Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) bağlantısı aracılığıyla kaldıkları cezaevinden duruşmaya katıldı. Duruşmaya gelmeyen müdahil Dink ailesini ise avukatları temsil etti. HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan da duruşmayı izledi.

- Tahliye itiraz ve reddi hakim taleplerine ret

Sanıklardan Yılmaz Angın ve Ali Fuat Yılmazer'in önceki celsede doğal hakimlik ilkesine aykırı davranıldığı gerekçesiyle reddi hakim talebinde bulundukları ve duruşma savcısı Evliya Çalışkan'ın, sanıklardan Muhittin Zenit ve Özkan Mumcu'nun tahliye edilmelerine itiraz ettiği hatırlatılan duruşmada, bu taleplerin tümünün üst mahkeme sayılan İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından reddedildiği tutanağa geçirildi.

Duruşmada söz alan tutuksuz sanıklardan Celalettin Cerrah'ın avukatı Mehmet Köksal, yetki ve açılma usulü ile ilgili davanın iki ön şartının oluşmadığını öne sürerek, 'Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) 22 Ocak 2014 tarihli kararı sonrası bölge idare mahkemesi davada herhangi bir delilin ortaya çıkmaması nedeniyle müvekkilim hakkında kovuşturma izni vermemiştir. Müvekkilim hakkında kovuşturma izni ve açılmış bir soruşturma bulunmadan hakkında kovuşturma kararı verilmesi hükümsüzdür.' dedi.

- Cerrah'ın avukatından 'yetkisizlik' talebi

Davanın ön şartlarının yerine getirilmesi gerektiğini ve vali statüsünde olan müvekkili Cerrah'ın yargılanmasının Yargıtay'ın ilgili dairesinde mümkün olabileceğini kaydeden Köksal, 'Bu yüzden müvekkilim açısından mahkemenizin yetkisiz ve geçersiz olduğunu düşünüyorum. Müvekkilim için davanın ayrılması, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini talep ediyorum.' diye konuştu.

Bunun üzerine konuşan Dink ailesinin avukatlarından Bahri Belen ise, Celalettin Cerrah'ın suç döneminde vali değil, İstanbul Emniyet Müdürü olduğuna dikkati çekerek, avukatının yetkisizlik ve görevsizlik talebine ilişkin ret kararı verilmesini istedi.

Duruşma savcısı Çelebi de, Cerrah'ın suç döneminde vali değil İstanbul Emniyet Müdürü olduğunu ve soruşturulması için izninin alınmasının söz konusu olamayacağını kaydederek, taleplerin reddine karar verilmesi yönünde görüş bildirdi.

Mahkeme heyeti, taleplere ilişkin karar vermek üzere duruşmaya bir süre ara verdi.

- 26 sanıklı davanın iddianamesinden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan 168 sayfalık iddianamede, Ramazan Akyürek ile Coşgun Çakar'ın 'tasarlayarak kasten öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'silahlı örgüt kurmak, resmi belgede sahtecilik, resmi belgeyi yok etme ve görevi kötüye kullanma' suçlarından da 23'er yıldan 44'er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Şüphelilerden Ali Fuat Yılmazer'in 'tasarlayarak kasten öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'silahlı örgüt kurma, resmi belgeyi yok etme ve görevi kötüye kullanma' suçlarından 19 yıldan 32 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç ve eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in 'kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi ve görevi kötüye kullanma' suçlarından 15 yıl 6 aydan 22'şer yıla hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un 'görevi kötüye kullanma' suçundan 6 aydan 2'şer yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ve eski Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarattan Sorumlu Müdür Yardımcısı Hasan Durmuşoğlu'nun 'kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, görevi kötüye kullanma ve resmi belgeyi yok etme' suçlarından 18 yıl 6 aydan 29 yıl 6'şar aya kadar hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor.

- 9 şüpheliye 'kasten öldürme', 17 şüpheliye 'örgüte üyelik'ten ceza istemi

Cinayetin işlendiği dönemde İstihbarat Daire Başkanlığı'nda görevli bulunan komiser Yılmaz Angın, İstihbarat Daire Başkanlığı C Büro Şube Müdür Yardımcılığı görevini yürüten Tamer Bülent Demirel ve Osman Gülbel, Trabzon'da polis memurluğu yapan Muhittin Zenit, Mehmet Ayhan, Onur Karakaya, komiser yardımcısı olarak çalışan Özkan Mumcu, Trabzon İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı görevini yürüten Ercan Demir ve Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü yapan Faruk Sarı hakkında 'tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilen iddianamede, bu şüpheliler hakkında ayrıca ''silahlı örgüte üye olmak, resmi belgede sahtecilik, resmi belgeyi yok etme ve görevi kötüye kullanma'' suçlarından çeşitli hapis cezaları isteniyor.

İddianamede, dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı şube müdürlerinden Yunus Yazar, eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdür Yardımcısı Ali Poyraz, o dönem komiser olan Hamdi Egbatan, Mehmet Akif Yılmaz, Serkan Şahan, Ömer Faruk Kartın, polis memuru Mehmet Uçar ve dönemin mülkiye müfettişi Şükrü Yıldız'ın da 'silahlı örgüte üye olmak, resmi belgede sahtecilik, resmi belgeyi yok etme ve görevi kötüye kullanma' suçlarından çeşitli hapis cezalarına çarptırılmaları talep ediliyor.

Soruşturma kapsamında başka suçtan tutuklu Ali Fuat Yılmazer ile diğer şüpheliler Ramazan Akyürek, Muhittin Zenit, Özkan Mumcu ve Ercan Demir'in tutuklanmasına hükmedilmişti.

- Süreç

Dönemin özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 19 sanığın yargılandığı davada 17 Ocak 2012'de verdiği kararla tutuklu sanık Yasin Hayal'in, 'Hrant Dink'i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yazar Orhan Pamuk'u 'tehdit etmek' suçundan 3 ay ve 'ruhsatsız silah bulundurmak' suçundan da 1 yıl hapisle cezalandırılmasını, 'silahlı terör örgütü yöneticisi olmak' suçundan ise beraatini kararlaştırmıştı.

Tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'in de toplam 10 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına hükmederek tahliyesine karar veren heyet, sanıklardan Ersin Yolcu'yu 12 yıl 6 ay, Ahmet İskender'i 13 yıl 4 ay ve Salih Hacısalihoğlu'nu 2 ay 15 gün hapisle cezalandırmış, bütün sanıkların 'silahlı terör örgütü üyeliği' suçundan beraatine hükmetmişti.

- Bozma kararı

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, örgüt yönünden verilen beraat kararını bozdu. Daire, sanıkların 'silahlı terör örgütü' değil, 'suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüt' üyesi oldukları gerekçesiyle yargılanmalarına hükmetti. 'Kasten öldürmeye azmettirme'' ve Orhan Pamuk'u ''tehdit'' suçlarından sanık Yasin Hayal'e verilen mahkumiyet kararını ise onayan daire, Hayal hakkında ''silahlı terör örgütü kurma, yöneticisi olma'' suçundan verilen beraat kararını ise ''suç örgütü kurma ve yönetme'' suçundan mahkumiyet gerektiği için bozdu.

Sanıklardan Erhan Tuncel'in ''patlayıcı madde imal etme'' suçundan mahkumiyet kararını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, ''kasten öldürmeye azmettirme'' suçundan beraat hükmünü ise sanığın Dink'in öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmesi sebebiyle mahkumiyeti gerektiği için bozdu. Tuncel hakkında ''silahlı terör örgütü yöneticisi olma'' suçundan beraat kararı da ''suç örgütü üyesi olma'' suçundan mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle bozuldu. Tuncel'in, Trabzon'da 24 Ekim 2004 tarihinde McDonalds'ın bombalanması olayında, ''genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, mala zarar verme ve 6 ayrı kasten yaralama'' suçlarından verilen mahkumiyet kararını bozan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Tuncel'in bu eyleminin ''6 ayrı kasten öldürmeye teşebbüs'' suçunu oluşturacağına karar verdi.

Yargıtay'ın kararının ardından davanın yeniden görülmesine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Bu mahkemede 6 duruşma yapıldıktan sonra dosya, dava Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması üzerine İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, kamu görevlilerine ilişkin iddianameyi kabul ettikten sonra, dava dosyasını, Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel'in de aralarında bulunduğu 8 sanıklı ana davayla birleştirilmesi için İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermişti.

Bu mahkemenin heyeti, 'Birleştirme kararında muvafakat talep edilmediği, mahkemenin terör suçlarına bakmakla görevli olmadığı, ana davada yargılamanın ileri aşamaya geldiği ve bu davada yargılananlarla yeni davada yargılanacak kamu görevlileri arasında ortak sanık bulunmadığı' gerekçeleriyle dosyayı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne iade etmişti.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, aralarında eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, eski İstihbarat Daire Başkanlığı Personel Şube Müdürü Coşgun Çakar ve eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer'in de bulunduğu 26 sanıklı yeni davayla ilgili, görev ve yetki açısından mahkemeler arasındaki uyuşmazlığın çözülmesi amacıyla dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesi'ne gönderilmesine karar vermişti.

Yargıtay 5. Ceza Dairesi, iki davanın birleştirilerek İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesini kararlaştırmıştı.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile