Hrant Dink Cinayeti Soruşturması

İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nce yürütülen Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında, "Dink'in ölümünde ihmali olduğu" iddia edilen kamu görevlilerinden dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in, "şüpheli" olarak ifadesi alındı.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de Şişli'de uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmesine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi Savcısı Yusuf Doğan tarafından yürütülen soruşturmada, cinayet döneminde görev yapan bazı kamu görevlilerinin ifadesine başvuruluyor.
Cinayetin işlendiği dönemde İstanbul İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yapan ve savcı Doğan tarafından Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na tebliğnameyle davet edilen Güler, bugün akşam saatlerinde savcıya ifade verdi. İfade işlemi yaklaşık 5 saat süren Güler, daha sonra adliyeden ayrıldı.
Güler'in yanı sıra, eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın da aralarında bulunduğu ve "cinayette ihmali olduğu" iddia edilen diğer 8 kamu görevlisinin de soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulması bekleniyor.
- Mahkeme, takipsizlik kararını kaldırmıştı
Hrant Dink cinayetinde ihmali olduğu iddia edilen, Cerrah ve İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör ile emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 9 kamu görevlisi hakkında açılan soruşturmaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nce verilen takipsizlik kararı, Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 6 Haziran'da kaldırılmıştı.
Dink ailesinin avukatlarının itirazını değerlendiren mahkemenin kararında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHM) ilgili maddeleri ve ihlal kararı içeriğine göre, bağlayıcı olan ihlalin ortadan kaldırılmasının ancak cumhuriyet başsavcılığınca doğrudan soruşturma yapılması ile mümkün olacağı belirtilerek, aksinin kabulü halinde soruşturma bakımından kısır bir döngü yaşanması ihtimalinin ortaya çıkacağı anlatılmıştı.
Kararda, "AİHM'in ihlal kararındaki tespitler dikkate alınıp temel soruşturma işlemlerinin yapılarak, şüphelilerin hukuksal konumlarının yeniden belirlenmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığından, takipsizlik kararı olarak değerlendirilen işlemden kaldırma kararı kaldırılmıştır" denilmişti.
Heyet, gereğinin yapılması için soruşturma dosyasının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na iade edilmesine hükmetmişti.
- Soruşturma süreci
Dink ailesinin avukatlarının tek savcının görevlendirilmesini talep ettiği Hrant Dink cinayeti soruşturmasına, yaklaşık 7,5 yıllık sürede 4 savcı bakmış, zaman içinde Dink cinayetine ilişkin ayrı dosyalar halinde yürütülen soruşturmaların tümü, dönemin özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş'a devredilmişti.
Akkaş'ın yürüttüğü soruşturmada, 14 Şubat 2013'te bir tanık, güvenliğinin sağlanması şartıyla ifade vermiş, cinayetin faili Ogün Samast'ın da 28 Mayıs 2013'te ifadesi alınmıştı. 29 Kasım 2013'te ise davanın sanıklarından Erhan Tuncel, savcı Akkaş'a yaklaşık 6 saat tanık olarak ifade vermişti.
Daha sonra, HSYK kararnamesiyle özel yetkileri alınarak Tekirdağ'a atanan savcı Akkaş'taki dosya, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde bu yıl kurulan Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi savcılarından Yusuf Doğan'a devredilmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi, Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, "takipsizlik kararının kaldırılması" hükmünün ardından kamu görevlilerine ilişkin yürütülen soruşturmayı da sürdürülen cinayet soruşturmasıyla birleştirmişti.
Dink cinayetine ilişkin tek dosyayla soruşturma yürütmeye başlayan savcılık, bu soruşturma kapsamında eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve emniyetteki paralel yapı soruşturmasında tutuklu bulunan eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer'in "şüpheli", cinayet davasının sanıkları Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Ogün Samast'ın ise "tanık" sıfatıyla ifadelerine başvurmuştu.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile